Köyden kente gelirsin, köyde bir sanatın yok kentte esnaf olamazsın , paran yok tüccar olamazsın , eğitimin yok ise memur olamazsın, arazin zaten yok çiftçi olamazsın , kente yapacağım işler hamallık, fabrika varsa işçilik ve inşaat ameliğidlr. 1950 li yılarda başlayan göç 1980 ile son şeklini aldı ve 1990 larda ameller usta , 2000 lerde ustalar yavaş yavaş müteahhit oldu.
seni yeneceğim istanbul diye keser uzattı şehre.
Eğitimsiz, plansız, projesiz izinsiz imarsız , yaptım olducu, nasılsa af çıkarcı bir zihniyet ile derme çatma kentler göçün ve yeni gücün kuşatmasına girdi.
evet istanbul u yendiler.
yavaş yavaş artan sayıları ile yönetimi ele geçirdiler , yönetim artık onlardaydı , önce yerel yönetiminde beton devlerine sonra genel yönetimde ihale patronlarına evrildiler. İstanbul u yendiler yetmedi ankarayı yendiler.
İhaleci oldular zengin oldular, "köye bir ev yapma hayalleri" sloganı ile ilçelerine illerini yaylarını beton cehennimine çevirdilir.
Seni yeneceğim İstanbul" sloganı işin sonunda karadeniz dahil tüm ülkeyi betona boğdu.
Onlar zengin oldu peki karadeniz ne oldu.Peki bizim yaşam alanımız ne oldu.
Şimdi Karadeniz ne oldu bir bakalıım.
sahil yolunun denize komşu başlangıç noktası ünye ve içerde saklanan perşembe hariç tüm şehirler denizden asvaltla ayrımış çirkin birer ucube. Bu ilçe de yaşanaları otoyol denizden koparmış turuztik ziyaret noktaları deniz değil yayla olmuş o sebeple . denizi reddetmiş bir mimari.
Beton , asvaltı görmeye kim gelir, mis gibi doğa varken beton cehenneminde yaşamayı kim ister.
biz biraz şanslıyız , berekit çevre yolu sahilden geçmedi sahil korundu, son bir kaç kumsal alan kaldı şimdi yönetimler "Seni yeneceğim Ünye" sloganı ile buraları betonlamayı taraftarına hizmet diye yutturuyor.
betonlamayı beceri ve başarı ve zenginlik gören halk alkış tutuyor .
tarihi ve vicdani sorumuluk sahibi bir kısım azınlık ise "efendiler yapmayın kırmayın bu şehre" diye yalvarıyor.
YORUMLAR