Lise müdürlerinin her zaman şikâyet
ettiği sıra ve duvar yazıları, artık tarih oluyor. Zira bedava SMS ve
sosyal medya programlarıyla duygularını sanal âleme yazan gençler, sıra
ve duvarları boş bıraktı.
Uzmanlar ise aile kontrolü şartıyla bunun
gençleri psikolojik olarak rahatlatacağını söylüyor.
Eğitim hayatının en duygulu ve heyecanlı bölümünü lise dönemi oluşturuyor. Fiziksel ve psikolojik gelişime uygun olarak da duyguların zirvede yaşandığı bu dönemde gençlerin yazı yazma
ihtiyacı ortaya çıkıyor. İnternetin cep telefonlarına henüz girmediği
dönemlerde hemen her öğretmen ve okul müdürünün şikayet ettiği konu,
sıralara ve duvarlara yazılan yazılardı.
Ancak GSM şebekelerinin
tarifelerindeki bedava binlerce mesaj ve sosyal ağ programları işin
seyrini değiştirdi. Zira Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım
sitelerine durum bilgisi ya da tweet yazan öğrenciler, sıra ve
duvarlara artık yazı yazmıyor.
İstanbul Bahçelievlerde bir okul müdürü, Cep telefonlarının tek iyi yanı bu olsa gerek. Sayesinde okulda
sürekli boya-badana yapmaktan kurtulduk.
Çocuklar duvara, sıraya
yazacağını telefonuna yazıyor. diyor. Uzmanlar ise yazmanın bir ihtiyaç olduğunu belirterek, gençlerin bu ihtiyacı sosyal medya ile
karşıladığını söylüyor. Duyguları içinde biriktirmenin psikolojik
rahatsızlık ya da öfke patlaması şeklinde daha olumsuz bir şekilde açığa çıkacağına dikkat çekiliyor.
İstanbulda okul duvarlarının
boyanmasından usanan bir okul müdürü, çareyi sınıfı öğrencilere
boyatmakta bulur. Müdür, böylece sınıfın boyasının daha uzun soluklu
olduğunu belirtiyor. Tabii bunda öğrencilerin sosyal medya kullanmasının da etkisi var. Zira Türkiyede telefon kullanma yaşı 10a düşmüş
durumda.
Psikolojik danışman Hakan Metan gençlerin duygularını çok yoğun yaşadıklarını vurgulayarak, Sevgi, nefret, öfke gibi duygularını bu
dönemde yeterince paylaşamazlar. Çünkü ya yanlış anlaşılacaklarını
düşünürler ya da bunu kusur gibi gördüklerinden normal bir şekilde ifade edemeyip farklı yollar ararlar. diyor. Bu noktada içlerindeki gerilimi duvarlara veya ağaçlara yazarak boşalttıklarını belirten Metan,
şimdilerde bunun yerini sosyal medyanın aldığını ifade ediyor.
Öğrencilerin sosyal medya üzerinden yazdıklarına dikkat edilmesi
gerektiğini aktaran Metan, Bazen o yazılanlar çok önemli mesajlar
veriyor olabilir. Bunların iyi tahlil edilmesi ve gencin anlaşılması çok önemli. diye konuşuyor. Sosyal medyanın şu anki kullanımının
ergenliğin doğasıyla çok uyuştuğunu anlatan
Süleyman Şah Üniversitesi
Psikoloji bölümünden Yrd. Doç. Dr. Dilek Çelik ise Günümüzde
gençlerimiz sosyal medyayı, ifade alanı ve becerilerini anlatma aracı
olarak görüyor. Yetişkinlerin korumacı yaklaşımlarının aksine bu yolla
ben de varım diyebiliyorlar. şeklinde konuşuyor. Çelik şunları
öneriyor: Ailelere düşen, onları kontrollü bir şekilde takip ederek ve
göremedikleri riskleri hatırlatarak ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak
olmalı. Yasaklardan ziyade bu mecrayı nasıl sağlıklı kullanacağını
anlatmalı. Aksi halde çocuklar, çok arkadaşı varmış gibi hissedip gerçek arkadaşlık ilişkilerinden kopabilirler.
İnternetle çok fazla ilgili
olduğunda arkasında başka sebeplerin yattığını da anlayabiliriz. Aile
içinde çok fazla onay almayan bir çocuk, sosyal medyada çok daha fazla
beğeni toplayabiliyor. Bu da onu bu dünyaya daha bağımlı hale
getirebilir. Bu nedenle neleri önemsediklerini dikkate almalı. ZAMAN GAZETESİ BURCU ÖZTÜRK - İSTANBUL
Zaman değişti öğrencilikte değişti
Özlü sözler sosyal medyaya kaydı, duvarlar temiz kaldı
26 Ağustos 2014 - 17:10
Bu haber 464 defa okunmuştur.
YORUMLAR