Reklam

Senaryolar ve Reçeteler... Prof. Dr. Emre Alkin 'in yazısı...

Sn. Prof. Dr. Emre Alkin Bey'in "Senaryolar ve Reçeteler..." başlıklı makalesini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

Senaryolar ve Reçeteler... Prof. Dr. Emre Alkin 'in yazısı...

Sn. Prof. Dr. Emre Alkin Bey'in "Senaryolar ve Reçeteler..." başlıklı makalesini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

Senaryolar ve Reçeteler... Prof. Dr. Emre Alkin 'in yazısı...
11 Ekim 2021 - 10:29

 

 

Bu yazıyı Spotify'dan dinleyebilirsiniz. TIKLAYINIZ!

 

 

Geçen hafta neredeyse her gün dünyanın hemen hemen her yerindeki enerji, emtia, gıda ve ara mallarında fiyat artışlarının dalgalanarak devam ettiğini anlattım. Ayrıntılı analizi bu sabah da parakule.com 'da paylaştım.

Normal şartlarda tedarikçilerden temin ederken fiyat şoku yaşamamak için sermaye piyasalarında hedge enstrümanlarını kullananların bile şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemedikleri anormal fiyat hareketleri gerçekleşmekte. Kontratlar için yatırılan marjların anında eridiği veya doğru zamanda doğru pozisyon almış olanlarında biraz da kısmetin yardımıyla inanılmaz para kazandıkları bir süreçteyiz. 

Şöyle bir bakarsak: Hammadde sıkıntısı üreticilerin stokları eritmesi sonucunu yaratırken, düşen üretim kapasitesine bile yetmeyen tedarik sebebiyle fiyatlar bir türlü düşmüyor. Hatta bu durum vadeli kontratların fiyatlarını hızla yükselmeye başladı. Diğer taraftan uzun vadeli kontratlar sebebiyle fiyatı bağlamış olanların spot alımlarla maliyetlerini düşürme imkanı da pek kalmadı. Bu yılın başından beri Altın ve Gümüş haricinde fiyatı düşen neredeyse hiç bir önemli emtia yok. 

En başta doğal gaz olmak üzere, her türlü enerji kaynağı, petrol, kahve, alüminyum, pamuk, şeker, buğday, bakır, mısır, çinko, nikel gibi ana kalemlerde üreticilerin tolerans limitlerinin üzerine çıkacak artışlar var desem yanlış olmaz. Tüm bunlar elbette nihai ürünlerin fiyatına da yansıyacak. 

"Devlet Kapitalizmi İle Sorunlardan Kurtulamayız.."

Tekrar hatırlatmak gerekirse, önümüzde iki senaryo var: Düşük Büyüme-Yüksek Enflasyon ve Ilımlı Büyüme-Yüksek Enflasyon. Buradan da anlaşıldığı gibi 2022-2023 döneminde hiç kimsenin yüksek büyüme beklemediğini anlayabiliriz. Fiyat artışları gerçeği ve bunun kaynağı ortadayken firmalara eski karlılığı sağlayacak satış miktarını tüketicilerin gelirlerini artırmadan gerçekleştirmek mümkün gözükmüyor. Bu durumda karşımıza iki adet seçenek çıkıyor: 

- Devletin fertlerin gelirini artıracak atılımlar içinde olması 
- Devletin dolaylı vergilerden ve diğer vergilerden feragat etmesi 

Aslına bakılırsa her ikisi de eşanlı olarak icra edilebilir. Ancak burada bir hata yapılmaması gerekiyor. Devletin istihdam ve üretim faaliyetini doğrudan üzerine alması gelecek dönemler için net vergi gelirinin ve katma değerin azalmasına sebep olabilir. Ayrıca bütçe açıkları tolerans sınırlarının üzerine çıkarak ülkeyi borç sarmalına sokabilir. 

Dolayısıyla tamamıyla özel sektör ve bireyler üzerinden bir gelir artırma politikası uygulanırken, kamu harcamalarında radikal kısıntılara giderek vergi oranlarını sert şekilde düşürmek gerekiyor. Kredi büyümesine dayalı büyüme modelinde kaynakların doğru yere gitmediği anlaşıldığı için, daha marifetli ve sonuç alan bir metot belirlenmesi doğru bir davranış olacaktır diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin

Bu haber 527 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum