Çok uzun zamandır Batı Afrika ile alakalı hem çalışmalarım hem de bazı ticari faaliyetlerim vardı. Neredeyse son 3 yılımın yarısı Batı Afrika’da geçti diyebilirim. Buna şahsi bazı sorunları da katınca ilaç gibi kendimi buralarda buldum.
Sadece özel sektör değil devletimizin de birçok faaliyetine öncülük etmeye gayret etmiştim… Türk-Hint İş konseyi vasıtasıyla Asya-Pasifik ile olan çalışmalarımda konuyu hep Afrika’ya getirip, bu bölgelerde Asya-Türkiye iş birliği (joint venture “ortak girişim”) ile bölgede nasıl etkin olunabileceği gösterdiysem de “devletin öncelikleri” çoğu kez farklılık gösterdiği için bu konuda da sınıfta kaldık maalesef.
Niye böyle bir giriş yaptım? Yazının sonunda anlatacağım.
Ülke ekonomisinde bugün yaşadığımız ve etkisini hala tam olarak görmediğimiz, gittikçe belki de bu sıkıntıların artarak yaşanacağı döneme adım adım yol almaktayız.
Bu durum ha deyince gelmedi elbette.
Öncelikli olarak hiç ayırt etmeksizin tüm siyasi mekanizmalar, basiretsiz bürokrasi, cesaretsiz iş insanları ve ilgili tüm stk lar, toplumun kolaycılığa kaçarak gösterdiği refleks ile ortaya çıkan duyarsızlık… vs.
Konunun muhatabı olduğu gibi, durumun sorumlusudur. Dolayısıyla hesabına da ortaktırlar.
Buna bir de üniversiteleri özel olarak koymak gerekiyor. Zira herkes susarken konuşması gereken üniversiteler olmalıdır. Desem de onların da konuşmaması için her türlü sebep de maalesef ortaya konmuştur.
Buna rağmen ne oldu?
Maalesef kurtuluş için formül diyenlerin neredeyse hepsi hayal kırıklığı yarattı.
Hele bir dönem var ki, gözünü 6 ay yuman arkadaşın dönemi bu zararların kalıcı olmasına ve en fazla hasara sebep olmuştur.
En küçük bir suçta en ağır cezaların konuşulduğu bir mekanizmada ülkenin belki de 30 yılına mal olmuş hasarı yapanların hala devletin en iyi imkanlarıyla yaşamasına imkân sağlandığı gerçeğini de unutmamak lazım.
Sadede gelelim…
Ülke hepimizin. Herkes elinden geldiğince gayret göstermesi ve karıncanın ateşe su taşıması gibi en azından niyet göstergesi sergilemeliyiz.
Bundan dolayı çok basit ve anlaşılır ifadelerle bazı önerileri kayda düşmeliyiz.
Ben de bu bağlamda bir söz etmek bakımından bunu kayda alıyorum.
1- Ülke genelinde mutlak bir huzur ortamının sağlanması.
Ekonominin “demokratik ülkelerde” sağlıklı bir sistemde yol alabilmesi için bunun yerleşmesi şarttır. Aksi halde ticari ahlaksızlıklar ve güvene dayalı her şey darma dağınık olur. Fazla söze gerek yok. Sayın Şeref Oğuz @serefoguz yazılarını okumanız konuyu anlamanız için yeterlidir.
2- Eşitlik, tarafsızlık ve hukukun egemen olduğu bir düzenin “amasız, fakatsız” uygulanması.
Bu başlık “EKONOMİ” ile alakalı ekmek-su kadar önemlidir. Bu konuda ise Sayın Mahfi Eğilmez @mahfiegilmez yazılarını okumanız konunun anlaşılması için yeterlidir.
3- Liyakatli ve dürüst insanların (kimliklerine bakılmaksızın) göreve getirilmesi.
Bunun için MÖ 5.000 yıldan başlayarak söylenmiş tüm sözler ile Tarihe yön vermiş tasavvuf ehli insanların ve tüm dinlerin (Özellikle İslam dininin) devlet yönetiminde olmazsa olmaz bir kural olduğunu satırlara yazacak ciltler dolusu veri var ve bunlara azıcık okur-yazarlığı olan herkesin de ulaşabileceği, erişebileceği imkân var. Bunun yanı sıra Sayın Emre Alkin hoca @emrealkin1969 , Sayın Veysel Ulusoy, Ali Ağaoğlu, Abdurrahman Yıldırım… gibi iktisatçıların yazdıklarını dikkatinize sunuyorum. Onların söyledikleri bu konunun anlaşılması için yeterlidir. (Burada çok ama çok fazla isim yazabilirdim. Önemli olan maksadın anlaşılmasıdır)
4- Eğitim sisteminin bir daha bozulmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi.
Ne yazsak azdır bu konuda. Ama Sayın Selçuk Şirin hocanın @selcukRSirin yazdıklarını okunması ve anlaşılması konunun bağlamı ve anlaşılması bakımından çok önemli olacaktır. (Bu konuda da çok isim yazardım ama bazen zülf-ü yâre dokunmak sıkıntı olabiliyor).
Bunların başarılabilmesi için ise her şeyden önce “DEVLETİN HEM DE TÜM BİRİMLERİNİN TASARRUF” konusunu Allaha iman bağlamında uygulaması gerekmektedir. Devletin üzerinde yük olan şeyler ile devletin yapması, yaptırması, desteklenmesi, teşvik edilmesi konularının en ince noktasına kadar analiz edilerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Halkın özellikle sağlıklı gıdaya en uygun şartta erişebilmesi için üretimin çok ince mekanizma ile yeniden planlanması çok önemlidir.
Bunlar yapılabildiğinde diğer tüm sistem ve konular da sistematik olarak düzelecek, katma değerli üretim artacak, dünya ile rekabet şartları düzelecek ve... Yaşamın insana zevk olarak döndüğü bir dönem başlayacaktır.
Bu yazdıklarım elbette hemen her sorumlu tarafından da bilinen şeyler. Benim yazmam bana bir ayrıcalık vermez. Ama asıl başlığa sözü getirmek istiyorum.
Tüm bunların yapılabilmesi TAMİR İLE MÜMKÜN OLMAKTAN ÇIKTIĞINI SÖYLEYENLERİN DOĞRU SÖYLEDİĞİNE İNANIYORUM. ARTIK YENİDEN BİR BAŞLANGIÇ (2002 GİBİ) TAMİR ETMEKTEN ÇOK DAHA AZ MALİYETLİ VE KOLAY OLACAKTIR!
Defalarca söylediğimiz gibi; “olağanüstü durumlarda ortaya çıkan arızalar olağan çözümlerle onarılamaz. Bazen olağanüstü işler olağan üstü çözümler ile düzeltilebilir”. Bunu abartmadan anlamak ve uygulamak inanın çok basittir. Sadece doğru ve güvenilir insanları bulmanız yeterlidir.
Bugün devletin milleti tuzağa düşürerek gelir elde etmesi kadar dip olamaz. Aynı şey üretenin kapısına devletin denetimini koyarak onun nefesini kesmek de yanlıştır. Devlet üreten herkesi, ama herkesi aferin ile yanında olduğunu göstermeli, ona kol kanat germeli ve onu korumalıdır. Dayak yiyen üretici dayak yediği yerde üretim yapmaz. Bugün sanayimizin durumunu gördüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bir de Rifat Hisarcıklıoğlu nun TOBB Başkanlığından gönderilmesi de önemli bir çözüm odağı olacaktır…
Girişte anlattığım Batı Afrika nın enflasyon oranı ortalama %3 dür. Büyüme ise lider ülkelerde 5-7 dir. Yerel paranın son 8 yılda bırakın devalüasyonu %10 geriye gelmiştir. İstikrarlı (ama yavaş) bölgesel özelliklere göre artmaya devam etmektedir. Aynı zamanda bahsettiğim özellikler de aşamalı olarak kavuşmaktadırlar.
Ne diyelim, treni kaçmış bir neslin çocukları bari gelişmekte olan ülke trenini kaçırmamak için yeniden hadi bismillah demesini beklemek kötü olmasa gerektir.
Not: TFF ile alakalı son zamanlarda bir şey yazmadım. Sn Başkanın temsil ettiği TFF keyfiyeti Kulüplere de sirayet etmesi muhakkaktır. Bunun için şu X mesajımı okumak yeterlidir. Umarım bu da diğerleri ile eş zamanlı düzelir… https://x.com/ErdalAlkis/status/1933807825500917838
YORUMLAR