Serhat Öz yazdı;
Karadeniz Fırtınası'nın Mecburi Yolculuğu: Fatih Tekke
Trabzonspor’un 2024-2025 sezonuna bakınca aslında fotoğraf çok net. Ertuğrul Doğan, elinde Abdullah Avcı ve Şenol Güneş gibi Türk futbolunun en güçlü iki figürünü bulundurmuş bir başkan. Bu iki isim, milli takım çalıştırmış, yılların birikimini kulübe taşıyabilecek hocalar. Fakat hem saha sonuçları hem de yönetimsel istikrarsızlık öyle bir noktaya geldi ki, bu kulübün kaderi Fatih Tekke ile kesişti. Bu bir tercih değil, daha çok bir mecburiyetin ürünüydü. Tekke, Trabzon’un evladı olarak belki de kariyerinde tam da bu noktada Trabzonspor’a gelmek zorundaydı. Ve bu geliş, Ertuğrul Doğan’ın kendi istikrarsızlığıyla, Tekke’nin aslında kendi içindeki istikrarı arasındaki farkı gösteren bir dönüm noktası oldu.
Fatih Tekke’nin teknik direktörlük kariyerine bakınca, Erciyesspor’dan Denizlispor’a, İstanbulspor’dan Alanyaspor’a uzanan bir çizgi görürsünüz. Ne kadar küçük kulüp çalıştırmış olursa olsun, hep takımlarına belirgin bir düzen katmaya çalıştı. Alanyaspor’u orta sıralara taşırken de, Denizlispor’u ligde tutarken de, kendi sahici çizgisine sadık kaldı. Bugün Trabzonspor’daki varlığı, Doğan’ın çalkantılı kararlarının sonucu gibi görünebilir. Ama aynı zamanda Tekke’nin uzun yıllardır ördüğü sabırlı kariyer çizgisinin de ödülü. Bazen kötü gibi görünen bir tercih, iyi sonuçlara gebedir. Trabzonspor belki de tam da bu kriz ortamında, kendi evladının istikrarında yeni bir çıkış bulacak.
Bir yanda da kulübün kimliği var. Trabzonspor, tarihsel olarak kendi şehrinden oyuncu çıkaran, altyapısıyla övünen bir kulüp. Uğurcan Çakır, Abdülkadir Ömür gibi isimler bu kültürün son halkaları. Ama bugünkü tabloya bakınca yabancı sayısı neredeyse yerli oyuncuları gölgeliyor. Bunun sebebi yalnızca Doğan’ın tercihi değil; ekonomik baskılar, hazır çözüme duyulan ihtiyaç, TFF’nin yabancı sınırını gevşetmesi ve modern futbolun temposu. Yabancı transferler kaliteyi artırıyor ama Trabzonspor’un ruhundan götürüyor. Taraftarın bu çelişkiye isyanı da buradan geliyor.
Sezonun ilk maçında alınan 1-0’lık galibiyet aslında bu çelişkinin küçük bir özeti gibi. Skor tabelada yazıyor ama sahada görünen şey daha önemli: Takım hâlâ arayışta. Tribün, kendi evladının sahada olmasını bekliyor. 1-0’lık galibiyetin şifresi burada: Yabancılar işi bitiriyor ama şehre moral veren asıl unsur, kulübün kendi kimliğini yeniden hatırlatabilmesi olacak.
Ertuğrul Doğan’ın yönetim tarzı çok tartışmalı. Ama belki de tam bu istikrarsızlık, Trabzonspor’un Tekke gibi kendi özünden çıkan bir isme yönelmesine sebep oldu. Bu da bize futbolun en kadim gerçeğini hatırlatıyor: Bazen krizler, hiç ummadığınız yeni başlangıçların kapısını aralar. Fatih Tekke’nin Trabzonspor’daki macerası, hem bir mecburiyetin sonucu hem de kulübün kendi ruhunu yeniden bulma şansı olabilir.
YORUMLAR