KESTANE GUMİŞİNDAN (KOZALAĞINDAN) ÇIKMIŞ GUMİŞİNİ...
Reklam
Konuk Yazar

Konuk Yazar

Gündemin İçinden

KESTANE GUMİŞİNDAN (KOZALAĞINDAN) ÇIKMIŞ GUMİŞİNİ BEĞENMEMİŞ

13 Ekim 2021 - 17:04

* Atilla Dilaver 

Okuma yazmayı gaz lambası ışığında öğrendim.
Kiliseden bozma okulda.
Her sabah okula elimizde bir odunla gider, sobayı yakardık.
Her gün çeyrek çarşı ekmeği dağıtılırdı bize.
Arada da Amerikan yardımı süt tozu ve sıvı yağ.

Elektrikle 3. sınıfta şehre taşınınca tanıştım.

Sürmene, çay ve fındığın geçiş bölgesidir.
Doğusunda bol çay, batısında bol fındık vardır.
Bizde her iki ürün de eser miktarda bulunur.

Sürmeneli için geçimin 2 yolu vardır; ya usta olup gurbete gideceksin ya da okuyacaksın.

Dedeme yetmeyen gurbete çıkaran toprak, babama hiç yetmemiş gurbetçi olmuş.
Baba tarafımda üniversite okumak bir rüya, ulaşılması zor bir ütopyaydı.

Usta olmak kolaydı.
Köy işleri ile uğraşmak, köyün bütün erkeklerinin her yaz başı gittiği gurbette onlara eklenmek ustalığı öğrenmenin yoluydu.
Yaz boyu çalışır, kışın köye döner, kış boyu da yatardın.

Okumayı seçtim.
Bütün akrabalar ustaydı, onlara bir mühendis lazımdı.

Arkadaşlarım kahvede pişpirik oynarken ben öğrenmeye, mühendis olmaya çalışıyordum.

Oldum.
Küçük şehirden İstanbul'a gitmek, devasa hocalardan öğrenmek, okul arkadaşlarım, bilmediğim bir dünyaya girmiştim.

Bu yeni dünya hayat felsefemi, yaşayışımı, olaylara bakışımı (doğal olarak) değiştirdi.

Yetiştiğim çevremden hatta ailemden farklı düşünmeye, yaşamaya başladım.

Değişmiştim; ama yakın çevremden de uzaklaşmıştım.
Yıllarca onları da değiştirmeye uğraştım; başaramadım.

Onlara göre (yerel deyimle) "kestane gumuşindan çıkmış, gumuşini -kozalağını- beğenmemiş" birisiydim.

Çok yıllar sonra fark ettim ki; benim gelişimim kıskançlığa hatta düşmanlığa neden olmuş.

Bu benim gibi on binlerce işçi, köylü, küçük esnaf çocuğunun öyküsüdür.

Sonra, Aso Köylü Atilla "monşer," 
o göz nuru dökerken pişpirik oynayanlar  da "halk çocuğu" oldu.
Kendisini geliştirmeyi bırakın ilk okulda Hayat Bilgisi dersini bile öğrenmeyi becerememişler, "büyük resmi" görür oldu.
Ben göremedim.

"Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş."

Biz monşer değil hala sizden fazla köylü, işçi, küçük esnafınız.
Sizden fazla halkız.
Çünkü topluma katma değerimiz sizden kat kat fazla.
Size rağmen sizi çağdaş bir düşünce ve hayat standardına getirmek istiyoruz.

Bu yazı 541 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar