DİN ve AHLAK MI DEDİNİZ?

Din tanrının bizlere göndermiş olduğu yaşam tarzı ve ahlaki ölçülerdir diye tanımlanabilir.
Veya tanrı düşüncesine dayalı toplumsal bir kurum olarak bilinebilir. Değişik dinlere göre insanların doğaüstü güçlere, kutsal saydıkları türlü varlıklara, tanrılara ya da Tanrı’ya inanma, tapınma biçimi olarak değerlendirilir.

Ahlak;dine özellikle İslamiyete göre değerlendirilirse Kur’an-ı Kerime ,hadis ve sünnete göre yaşam tarzı olarak ifade edilebilir.

Ateist olan kişilerde de ahlak anlayışı vardır. Doğru olmak,doğru davranışları sergilemek, çalmamak,yalan konuşmamak, yardımsever olmak,çalışmak yani üretmek, paylaşmak gibi unsurlar güzel ahlakı belirler..Demekki ahlaklı olmak için din olması gerekmiyor. Vicdan ve ahlak kişilerin genlerinde ve aile yapısında da olmalıdır. Ahlaklı olmak ruhen sağlıklı bireyle mümkündür. 

En ahlaklı topluluklardan veya devletlerden örnek ver derseniz ben japonları ve İskandinav ülkelerine örnek gösteririm.. unutmayın ki Japonlar da herhangi bir benimsenmiş din yoktur.. kısaca Japonlar dinsizdir diyebiliriz

Bu tanımlamalardan sonra gelelim esas konumuza;

Bilerek ve isteyerek 4-5 maaş alarak kendini zengin etmeye çalışanlar şunu bilmelidir ki o parayla zengin olamazlar ve çoluk çocukları da sağlıklı yaşayamaz,iyi  insan olamazlar.Asgari ücretle geçinenler,sokakta yatan insanlar hatta açlıktan ölenler varken vicdanınıza sığdırarak almış olduğunuz hak etmediğiniz parayı nasıl kullanacaksınız.Hemde İslam ahlakından bahsederek, oruç tutarak ve namaz kılarak bunu kabulleneceksiniz.Sahiden böyle bir İslam ahlaki ve anlayışı var mıdır..”Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes”dediğiniz gedik bu  mudur.

Yerel yönetimlerden veya devletten ihale alarak hiç el sürmeden %10 karşılığında devretmek devletin üzerinde zengin olmak hangi ahlaka sığar.

Binlerce kaliteli yetişmiş gencimiz varken onları işe almayarak kendi ailesi ve akrabalarından   15-20 kişiyi yetkisini kullanarak işe almak hangi vicdana sığar. Toplumsal düzeni ve barışı sağlamak için önce insan olmak,ahlaklı olmak gerekir..Kimin malını kime veriyorsunuz, kimden kaçırıyorsunuz..

Sadece Cumhuriyetin birikimlerini satmakla kalmayanlar Yeni  görkemli binalar yaparak İçinde öğretim üyesi olmayan üniversiteler açtılar. Öğretim üyesi sorununu gidermek için akademisyen olma şartlarını değiştirdiler. 1-2 senede yüzlerce binlerce akademisyen  ihdas ettiler.. liyakatı olmayan işini gücünü bilmeyen bu  insanlar YÖK öğretim üyesi olarak Ülkemizde görev yapmaya başladılar.. liyakat ilkesini Siyasi,ideoloji ve dini inanış uğruna çiğneyenler etik yani ahlaklı  olabilir mi?

Ülkeyi yönetenlerin yanlışlarını görüp sadece menfaatleri için ses çıkarmayanlar ahlaklı  olabilir mi?

Japonların atasözlerinden “senin değilse alma” “doğru değilse yapma”” gerçek değilse söyleme” “bilmiyorsan sus yorum yapma” nın karşılığı biz de “Bal  tutan parmağını yalar” “ devletin malı deniz yemeyen keriz” “ komşuda pişer bize de düşer” “ Üzümü ye bağını sorma”.. ne kadar mantıklı sözlerimiz var değil mi? İşte biz böyle düşündükçe asla düzelmeyiz.. soymaya çalmaya çırpmaya devam..

Ahlaksızın  Müslümanı dinlisi dinsizi ateist olmaz.Ahlaksız ahlaksızdır. Ahlaksızlık sadece belden aşağı değildir.. kimin kimin çocuğu olduğu kimin kiminle yattığını takip etmek tek başına ahlakın ölçüsü değildir, sadece bir parçası olabilir.. ahlak yukarıda saydığımız unsurlarla bir bütündür.