By Gül Yiğit yazdı:
Bir kentin kalabalığında, gürültüsünde, betona hapsolmuş sokaklarında yürürken aklıma hep o ses gelir: Derelerin sesi…
Giresun’un içinden yükselen o yeşil sırtın ardına gizlenmiş, doğayla baş başa kalmış, mütevazı ama yürekli bir ilçe… Benim memleketim: Dereli.
Buraya her gelişimde sanki zaman başka bir ritimle akıyor.
Toprak kokusu, sabah sisi, fındık bahçelerinde duyulan cıvıltılar… Bunlar sadece doğa değil, bir yaşam biçimi. Ve bu yaşam biçiminin adı Dereli.
Bir Coğrafyadan Daha Fazlası
Dereli sadece bir ilçe değildir. Dereli, karakterdir.
Dağ gibi duruşudur insanının, derenin aktığı gibi içten konuşmasıdır.
Birbirine selamla başlayan günler, aynı sofraya oturulan akşamlar hâlâ vardır burada.
Coğrafya deyince sadece dağlar, dereler sanılmasın. Burada anı biriktiren dağlar, dua eden dereler, yol bekleyen yaylalar vardır.
Kümbet Yaylası, Bektaş Yaylası, Kulakkaya, Mavi Göl, Tamdere…
Birer doğa harikası olmanın ötesinde; insanın ruhuna işleyen, içine huzur eken yerlerdir.
Yolunuzu oralara düşürürseniz, sadece oksijeni değil, geçmişinizi de solursunuz.
Çünkü Dereli; sadece görülen değil, hissedilen bir yerdir.
Bir Yara: Sel ve Sonrası
2020’de yaşanan büyük sel felaketi, Dereli’nin tarihine kazınmış en acı izlerden biri oldu.
O gün yalnızca evler değil, çocukluk anıları, köprüler, geçim yolları, umutlar da suya karıştı.
Ama biz bu toprağın çocuklarıyız.
Dereli yıkıldı, evet. Ama Derelili yıkılmadı.
İnsanlar taşları elleriyle temizledi, çamuru kalpleriyle silmeye çalıştı.
Çünkü burası onların yalnızca memleketi değil; geçmişi, kimliği, köküdür.
Bugün Dereli yeniden ayağa kalkıyor.
Ama sadece yollar, binalar değil; umudun kendisi yeniden örülüyor.
Peki Dereli Nasıl Kalkınır?
Dereli’nin kalkınması; sadece asfaltla, betonla değil; insanla, emekle, bilinçle olur.
Gençlerin burada kalabileceği bir düzen kurulmalı.
Kadınların üretime, eğitime katıldığı bir sistem inşa edilmeli.
Doğa turizmi yalnızca tanıtımla değil, korumayla birlikte yürümeli.
Tarım, özellikle fındık ve yayla ürünleri desteklenmeli.
Ama en önemlisi şu:
Dereli unutulmamalı.
Sadece felaket yaşanınca değil, güzellikleri yaşatmak için de gündeme gelmeli.
Benim en büyük dileğim, Dereli’nin çocuklarının başka şehirlerde yalnız büyümemesi.
Herkesin dönüp kendi toprağında yeni bir hayat kurabileceği bir düzen hayal ediyorum.
Dağın Göğsüne Yazılmış Bir Hikâye: Dereli
Dağın Göğsüne Yazılmış Bir Hikâye: Dereli

16 Haziran 2025 - 20:40
Bu haber 38 defa okunmuştur.
YORUMLAR