Menüm hiç değişmiyor...
Patlıcanlı gözleme ve çay...
ilk kez burada yediğim ve bağımlısı olduğum bir tat...
Yine böyle bir seyahat dönüşünde uğruyoruz...
Siparişler veriliyor sohbet ediyoruz...
Ama havada asılı, tuhaf bir duygu var tam çözemediğim...
Her zamankinden farklı sanki...
Gözlemem peynirli gelince artık sormalıyım diyorum...
Her şey yolunda mı?...
Yolunda, iyiyiz diyor...
Hayır diyorum iyi değilsiniz, gözlemem patlıcanlı değil...
Nasıl oldu değiştireyim diyor...
Yok bu da çok güzel, gelin çay içelim birlikte diyorum...
Oturuyor...
Gözleri yaş içinde...
Bizim kız kocaya kaçtı diyor...
Nasıl kaçtı?...
Neden kaçtı gibi saçma sorular çıkıyor ağzımdan...
Oğlan komşularının oğluymuş...
Yakın yaşlardalarmış...
Aile gelelim, barışılsın, küslük olmasın, el öpsün çocuklar demiş...
Ama kızın babası Nuh diyor, peygamber demiyormuş..
Benim öyle kızım yok diyormuş...
Konuşurken kocası geliyor...
Beyefendi çok sert mizaçlı...
Kadıncağız toparlanıyor hemen.konuyu bilmiyormuşum gibi gözlemeden , nasıl muhteşem olduğundan bahsediyorum.

Kızınız nerde onu göremiyorum diyorum...
Annesi gelir birazdan gibi kelimeler yuvarlıyor ağzında...
Baba "yok artık benim öyle kızım" diyor yüksek sesle...
Eli titriyor konuşurken...
Daha önceki gelişlerimde, görmüştüm oysa ilişkilerini baba kızın... çok yoğun sevgi vardı o sert adamın gözlerinde...
Kızmazsanız bir şey sormak istiyorum diyorum...
Birlikte yolculuk yaptığım şoför arkadaşım ayağa kalkıp, ne olur ne olmaz diye arkama geçiyor...
Anlıyor benim zor sorular soracağımı...
Neden karşısınız bu evliliğe? kötü insanlar mı?
Kötü mötü bilmem ben , kızımı kaçırdılar diyor...
Annesi araya girip "yok kötü değiller, çok da iyi insanlar ... yıllardır komşularımız, bir gün bir kötülüklerini görmedik diyor... Adamın sesi ve elleri titriyor sinirden...
Çocuğun işi mi yok diyorum...
Var diyor kadıncağız benden güç alıp... yerleri var, ekip biçiyorlar... oğlan askerden geldi... mantar işine girdi...
Allaha şükür geçinip gidiyorlar...
Ne güzel bakın kimseye muhtaç olmadan geçinip giderler...
Hem siz kızınızı özledikçe görebilirsiniz, gurbetlikte yok diyorum...
Adam sinirle ayağa kalkıp benim öyle kızım yok diyor...
Babasının rızasını almadan kaçan kıza evlat demem diyor...
Sizin bildiğiniz kötü bir huyu mu var bu çocuğun?
Kadın atılıyor... yok vallahi yok çok efendidir...
Kaçmak ne demek diyor adam...
Gelip isteselerdi adam gibi düşünürdük diyor...
İstemediler mi? diyorum...
Kadın "yok yok hep haber yolladılar gelmek için" biz kabul etmedik" diyor...
Ağzından o daha çok küçüktü, evlilik onun neyine çıkıyor babanın...
Kaç yaşında diyorum...
18 diyor...
Adama hak veriyorum...
Çok haklısınız evlilik için çok küçükmüş... okumuyor muydu diyorum...
Yok diyor kadın... Ortaokuldan sonra okula gitmek istemedi...
Ama artık olan olmuş... ve ne güzel ki yanlış bir çocuk değil eş olarak seçtiği çocuk, anlattıklarınızdan anladığım... dilerim ömür boyu mutlu olurlar...
Affetmek büyüklüktür...size yakışan odur diye düşünüyorum haddim olmayarak...
Benim öyle kızım yok... affetmek de yok diyor yüksek sesle...
Ayağa kalkıyorum...
Öyle bir şansınız ne yazık ki yok diyorum... Dünyaya getirmişsiniz... ve her ne yaşarsa yaşasın, ne hata yaparsa yapsın, o hep sizin evladınız olarak kalacak... Ve şuan belki de hayatında size en çok ihtiyaç duyduğu an...
Kız babaları, hep sağlam duracak ki kızlarının arkasında, onlara kimsenin eli, gücü yetmeyecek...
Bilecek ki herkes, kızlar sahipsiz değil...
Bilecek ki bu oğlumuzda, ailesi de, eğer kızınıza kötülük yapacak olurlarsa, babası çekip alacak kızını...
Ve siz onun şimdi yanında olmaz iseniz ,kızınızı, o gözünüzden esirgediğiniz kızınızı çok üzerler haberiniz bile olmaz diyorum...
Ayrılıyoruz...
Yolda hiç konuşmuyorum... üzgünüm... kız için üzgünüm... oğlan için üzgünüm... kadın için üzgünüm... adam için üzgünüm... herkes için üzülecek bir nedenim var sanki...
Günler geçiyor...
Aklıma geliyor zaman zaman...
Bir gün iş çıkışı otoparka yürürken Serap hanım diyen bir sesle irkiliyorum...
Bana hep uzun yol arkadaşlığı yapan şoförümüz...
Yanınıza geldim , çıktı dediler... size söyleyeyim istedim...
hani gözleme yediğimiz yer var ya , hani kızları kaçmıştı...
Aaaa evet ya hep merak ediyordum, telefonları da yoktu arayamadım...
Barışmışlar, babası bizden bir kaç gün sonra, gelsinler elimizi öpsünler demiş...
size çok selamları var... sizin anlattıklarınızdan etkilenmiş ,kadıncağız öyle dedi...
Çok çok sevindim aaaa işte bu muhteşem diyorum...
Ama... ama sadece o değil, bende çok etkilendim sözlerinizden Serap Hanım, benimde 2 kızım var ya diyor...
Giriyorum koluna arabaya dek yürüyoruz...
Güzel adamlar güzel baba olurlar...
Sen güzel adamsın diyorum...
Evlat... Kız olsun erkek olsun...
Her daim anneye babaya ihtiyaç duyar...

s.güvener