Reklam

ŞİNASİ KARA : DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?

Normal koşullarda, fiyatlar yükseldiği zaman, talebin daralması gerekir. Son 6 ayda, ülkemizdeki mal fiyatları üç misli arttı. Bunu en kolay benzinde görüyoruz.

ŞİNASİ KARA : DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?

Normal koşullarda, fiyatlar yükseldiği zaman, talebin daralması gerekir. Son 6 ayda, ülkemizdeki mal fiyatları üç misli arttı. Bunu en kolay benzinde görüyoruz.

ŞİNASİ KARA : DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?
22 Mayıs 2022 - 11:31

 Buna rağmen, trafikte bir rahatlama yok. Alışverişlerde  azalma yok. Gaz-elektrik-su gibi temel tüketim mallarında, önemli bir  azalma görülmüyor. Türkiye halen, modası değişen yeni cep telefonu alanların zirve yaptığı ülkeler arasında bulunuyor. Lüks arabalar yok satıyor.

Değirmenin suyu nereden geliyor?

Bu soruya cevap bulmak için günlerdir uğraşıyorum. Bazı ip uçları yakaladım. Sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. Ülkemizde gelir bölüşümünde aşırı bir adaletsizlik var. Bunu biliyoruz. Ancak son yıllarda, bu adaletsizliğin  çok yüksek rakamlara ulaştığını istatistikler (Lorenz Eğrisi)  gösteriyor. Toplumun küçük bir kısmı, gelirin önemli kısmını elde ediyor.  Gelir bölüşümündeki adaletsizlik yüzünden, yüksek pay alan kesim fiyat artışlarından etkilenmiyor. Daha da ilginci, bu kesim malın fiyatına dahi bakmıyor.

2. Rasyonel beklentiler ''Fiyatlar daha da artacak'' şeklinde değişti. Genellikle, yüksek enflasyon dönemlerinde, fiyatlar zıplayarak artar. Sebebi, girdi fiyatlarının maliyetlerde yarattığı yükseliştir. Bu durumu, Üretici Fiyat Endeksleri gösterir. Önce Üretici Fiyat Endeksi artar, bir süre sonra Tüketici Fiyat Endeksi olarak piyasaya yansır. Birincisi, ikincisinden (ÜFE büyük TÜFE) olduğu zaman, tehir edilmiş tüketim harekete geçiyor. Fiyatlar daha da artmadan, mal ve hizmeti satın alıyor.  Piyasa canlı kalıyor.

3. Enflasyon beklentileri yüksek olduğu zaman, insanlar tasarruflarını aldın ya da döviz olarak tutuyor.  Fiyat artışlarından bu kesim fazla etkilenmiyor.  Türkiyede HACI DAYILAR tabiri yerleşmiştir. İktidara yakın olduğu için onlar, kokuyu erkenden alırlar. Paralarını dövize dönerler. Dönem, Hacı Dayılar dönemi olduğu için, fiyat artışlarından etkilenmeyen kesimin başında bunlar geliyor. 

4.  Ülkemizde, gizli bir tasarruf var. Halkın önemli kesimi,  kendini güvende hissetmiyor. Servet ve sermayesini saklıyor.  Onlar toplumun gizli zenginleri ve kuşaklar boyu devam ediyor. Bu kesim ''Görünen mal hayır etmez'' diyerek, durumlarını gelecek kuşaklara aktarıyor. Bunların başında Sabatayistler geliyor.  Gizli zenginleri, fiyat artışları hiç etkilemez. Zira, onların varlıkları görünmez değerlerden oluşuyor. 

5. Yabancı yerleşikler var. Son yıllarda, Türkiye yabancılara emlak satarak vatandaşlık verme politikası uyguluyor. Yabancı zenginler, Türkiyede ev alarak yarı yerleşik halde yaşıyorlar. Tipik örnek Alanya dır. Alanyada yaşayan Alman sayısı, Türkleri aşmış durumda. Ruslar da var. Kuş Adasında İngiliz nüfus oldukça yüksek. İstanbul Rezidanslarda araplar dolu. Yabancı yerleşiklerin resmi rakamlara göre sayısı 1,6 milyonu bulmuş. Kayıt dışılar ile bu rakam daha yüksektir. Onlar, paralarını dolar olarak yurt dışından getiriyor. Fiyat artışlarından etkilenmiyorlar.

6. Maalesef ülkemizde kayıt dışı gelir elde eden bir kesim var.  Rahmetli Turgut Özal'ın söylemi ile başlayan ''Benim memurum işini bilir''  düzeni devam ediyor. Onların fiyat artışı umurunda değil. Haydan gelen Huya gidiyor. 

7. Tüketim toplumu aşamasına geldik.  Kapitalizm, tüm uluslarda aynı tüketim kalıplarını yaratıyor.  İnsanların değer yargıları değişti. Tüketim ile mutlu olacaklarına dair reklamın etkisi, kültürel değer yargısına dönüştü. Ayranı yok içmeye, kredi alıp mercedese biniyor. Fiyatı yüksek malı, kendisi için değil başkasına gösteriş için alıyor. Gösteriş tüketimi, fiyat arttığı zaman daha da artıyor.

8. Enflasyon borçlu lehine çalışır.  Kredi alanlar, reel anlamda kazançlı çıkar. Hükümet, yüzde 0,99 faiz ile ev kredisi vermeleri için kamu bankalarını kullanıyor. Yüzde 12 faiz ile   kredi alan şahıs,  yüzde 70 enflasyon karşısında  yüzde 58 kazanç sağlıyor. Ev fiyatları artarken, talep de artıyor. Fiyatlar artarken talebin artmasının gerisinde, Hükümetin tüketici kredi politikası yatıyor. Bu maddeyi, Alican Öztürk adındaki arkadaşım hatırlattı. Ona teşekkür ediyorum.

9. Ülkemizde ''Para ikamesi sorunu'' yaşanıyor. Bankalardaki toplam mevduatın yüzde 30 undan fazlası döviz oalrak tutulduğu zaman, ülkede para ikamesi sorunu hissedilir. Maalesef ülkemizde, mevduatın yarıdan fazlası döviz olarak tutuluyor.  Uzun vadede  dolar-euora gibi dövizler satınalma gücü paritesini koruyor.  Son yıllarda, dolar ve euro da enflasyona uğradı. Ama, bize göre çok düşük. Parasını döviz olarak tutanlar ve döviz üzerinden gelir elde edenler, fiyat artışlarından fazla etkilenmiyor. (Bu madde, Sn. Mehmet Yılmaz arkadaşın hatırlatmasıdır. Kendisine teşekkür ediyorum.)

Bu haber 559 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum