-DÖVİZİN BEKLENMEYEN BÜYÜK ORANDA ARTIİŞI....
- YARGININ ve YARGI MENSUPLARININ ÜZERİNDEKİ SİYASAL RÜZGARLARIN EROZYONU......
Bir izleyicim soruyor......
"Üstat....ERKEN SEÇİM Olur mu?...."
Futbol karşılaşmasında ; Hakem çok yanlış bir karar verir, Takımlardan birisinin Aleyhine...
Bu KARAR Sonrası da SEYİRCİ SAHAYA İNMEK için UĞRAŞ Veriyor.
Ancak bu sahaya inmek uğraşıları ; Kişiye mi?.....
Yoksa DEMOKRASİYE Mİ ZARAR VEREİR?....Bunu iyi ve sağ duyulu olarak; Seyircilerin Öncülerinin değerlendirmesi .....Ve
taşkınlıkları da önlemesi gerekir...
XXXXX
Dövizin yükselişi ve inişi EKONOMİK bir sorundur....Bu sıkıntılar zaman içinde atlatılabilinir...
Ancak ; Ülkedeki sorun SİSTEM Sorunudur.
Yani DEMOKRASİNİN KURUMLARI ve KURALLARI....
Kurumları; Halkın seçimle belirlediği KURUMLAR...TBMM....
TBMM.nin belirlediği CUMHURBAŞKANI ....Ve Cumhurbaşkanın belirlediği TBMM.nin denetiminde olan bir BAKANLAR KURULU....
Ve bu KURUMLARI; HUKUK SINIRLARI içinde kalması için DENETLEYEN GÜÇLÜ BİR YARGI ERKİ....
1-TBMM; ÜYELERİNİ -MİLLETVEKİLLLERİNİ- Seçmen olan HALK Seçmiyor...Siyasi Partilerin Genel Başkanları ve Merkez Yönetimi belirliyor... SEÇMEN olan HALKA TASDİK Ettiriliyor....
2- YARGI ERKİ'ne gelince; VASIFSIZ Hukuk Fakülteleri...Ve bu FAKÜLTELERDEKİ yetersiz ÖĞRETİM ÜYELERİ...
Doğu İllerimizin birisine Dava Duruşmasına gidiyorum... Gece geç bir zaman Uçaktayım....Elimde kaleme aldığım; " HAKİMLERİN DENETİMİ, CEZAİ ve HUKUKİ SORUMLULUKLARI " adlı kitabıma göz atıyorum...
Yanımda oturan Kapalı kıyafetli bir Bayan... Kitabı sordu. Kendimin kaleme aldığımı söyledim...Merak etti ve kitaba göz attı...
HUKUK FAKÜLTESİNDE Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Doç. miş...Sohbet ettik ama....Çok yetersiz...Evet bu tür Öğretim Üyelerinin yetiştirdiği Hukuk Öğrencileri...
Ve bu öğrencilerden oluşturulan HAKİM-SAVCILAR....
YARGI ORGANLARINDA bu Durum büyük bir sorun....
Başarılı ve Vasıflı Arkadaşlarımız var...Ama çok sınırlı sayıda....
ADLİ YARGIDAN; en büyük sorun ise HAKİMLER- SAVCILAR KURULU...
Çünkü; bu İKİ MESLEK MENSUOLARI olan HAKİMLER ve SAVCILAR KURULU Bir arada olamaz....Bu iki KUEUL Ayrı ayrı olması gerekir.
1961 Anayasası;
YÜKSEK HAKİMLER KURULU Müessesini getirmiştir. Mensuplarını Yüksek Mahkeme olan YARGITAY Kendi Üyeleri arasında seçiyordu...
YÜKSEK SAVCILAR KURULU ise; ADALET BAKANI, MÜSTEŞARI, YARGITAY BAŞSAVCISI ve YARGITAY CEZA GENEL KURULUNUN CEZA DAİRELERİ ÜYELERİ ARASINDA SEÇTİĞİ 3 ÜYE den oluşuyordu...
1976 Yılı... Merhum Süleyman DEMİREL Başbakan....Yeğeni Yahya Demirel, Zonguldak-EREĞLİ Sulh Ceza Hakimince HAYALI Mobilya Ticaretinden TUTUKLANDI....
DEMİREL...."Benim adım; SÜLEYMAN..." dedi.
TUTUKLAMA Kararına karşı; Av.ları ASLİYE CEZA Mahkemesine İTİRAZ ETTİLER ve Tahliye talep ettiler....
Karar; " TAHLİYE TALEBİNİN DELİL DURUMU Nedeni ile REDDİNE..."
Bende o sıralarda Yüksek Hakimler Kuruluna arkadaşımın yanına uğradım....Bu Hakimlere bir baskı-telkin oldu mu ?" diye sordum.... "Asla " dediler...
Böyle bir KURUL NE OLDU?
12 Eylül 1981 Ağustos ayı... İHTİLALİN LİDERİ Kenan EVREN ;
" NETEKİMMMMM...." diyerek YHK.nu kaldırdı.
Adalet Bakanının Başkanı olduğu; Müşteşar, Personel Genel Müdürü ve üç Yargıtay ve 2 Danıştay Üyesinin -seçimle gelen- Üyelerinın oluşturduğu Hakimler-Savcılar Yüksek Kurulu bu görevi üstlendi...Bir ANAYASA DEĞİŞİMİ dahi beklenmedi...
Daha sonraları oluşan KURULLAR; EVREN Döneminin Kurulunu da arattı...
xxxxx
Sonra C.SAVCILARI ...Hakimlere Emir ve talimatlara başladılar... Hakimleri organik olarak kendilerine bağlı gördüler...Halende böyle görmekteler...
Hakim; kimseden emir ve talimat almaz....Kimse de Hakime emir-talimat veremez...
Bugün; YARGI ve Yargı Mensupları üzerinde dolaşan iki sıkıntı var...Birisi; Yetersiz olmaları....Yani İstanbul ve benzeri Kent Adliyelerinde Görev almaları...Bu Bölgelere gelebilmek içi; en az da;20 yıllık bir Hakimlik deneyimi olması gerekir. Yani daha işi az olan alt Bölgelerden geçerek, bu bölgelere gelmeleri gerekir.
Bu durum FETO OLAYI nedeni ile bir boşluk yaratıldı ve bu boşluk da böyle dolduruldu...
1980 öncesi dönemlerde; Hakim-Savcı olmak isteyen bir Hukukçunun hiç bir Siyasi Parti yöneticisi veya Üyesi olmaması gerekirdi. Emniyet araştırmalarında da bu durum ortaya çıkardı.
Şimdi ise; bu konumda olanlar TERCİH Nedeni olmaktadır.
İktidar ve İktidara yakın Siyasi Parti Üyeleri ve Yöneticileri Hakim-Savcı oldular....
Bunun Yanında bazı Cemaat ve Vakıf Üyeleri hep Hakim-Savcılık mesleğine kabül edildi...
Yazılı Sınavlarda çok yüksek Puan alan Adayların sözlü sınavda elendiğini duyuyor ve hatta da medyadan haber olmaktadır.
Bunu üzüntü ile karşılıyoruz...
xxxx
Anayasa Mahkemesine seçilen diyemeyeceğim, ATANAN Yüksek Hakimler....Yargıdan Görev yapmadan bu konuma getirilmektedir. Ve Atamalarını da Siyasi Yönetimler yapmaktadır.
İlk derece Yargı Mensuplarınca Yüksek Mahkeme Kararları ve AİHM.si Kararları tanınmamakta ve göz ardı edilmektedir.
Bazen Ağır Ceza Mahkemelerindeki SİYASİ KİŞİLERİN Duruşmalarını izliyorum....Kürsüde bulunan Hakimler çekingen ve endişeli....Vereceğimiz bir Karardan sonra konumumuz ve yerimizden olabilir miyiz?
Ne yazık ki; bunun örnekleri de yaşandı ve yaşanmaktadır.
O zaman ne yapmalıyız?....
YARGIYI ve YARGI mensuplarını ve özellikle de HAKİMLERİ; SİYASİ OTORİTENİN ATAMA ve DENETİMİNDEN uzak tutmalıyız...
Ben uzun süreli Hakimlik Süreci Yaşamımda; 2010 öncesi ciddi bir Siyası sıkıntı yaşamadım...Bu dönemden sonra gelen Siyasetçi ve yerel yönetim siyasetçisi; ADALET BAKANININ Şahsıma özel selamını getirirler...
Bir kaçına da kapıyı göstererek;" Ben Bakanı yakınen tanımam... O da beni fizikmen tanımaz..." diyerek kovmak zorunda kaldım...
Hukuk Tüzel Kişileri ; Yargı Mensuplarından son derece huzursuzlar...Bunun yanında AVUKATLAR ve BAROLARDA huzursuz. Çünkü Hakimlerin genç ve deneyimsiz olmaları ; iki taraf içinde sıkıntılıdır.
İstanbul Adliyesinde iş takibi yapan tüm Avukatlar huzursuz...
AİLE MAHKEMELERİNDE ; MAL REJİMLERİNİN TASFİYESİ ile ilgili olarak; sağlıklı hiç bir KARAR göremedim...
AİLE HAKİMLERİ Bu İŞLERİ BİLİRKİŞİLERE bırakıyor.... Bilirkişilerimizde Avukatlar... Muhasebeci, Mali Müşavir....Bu BİLİRKİŞİLER Gereksiz. EŞLERİN Araçları varsa; Makina Mühendisi, Taşınmazları Emlakçı ve İnşaat Mühendisleri BOŞANMA Kararının Kesinleştiği tarih itibarı ile belirlerler....
Yasa gereği bölüşüm ile ilgili Rapor HUKUKÇU Bilirkişiye aittir.
Hukukçu Bilirkişi; Boşanan Eşlerin Evlilik öncesi ve 2002 yılı öncesi Mal Varlıkları Kişisel Mal olduğundan dolayı ayrık tutarak; EVLİLİK Sürecinde Kazançları ile elde ettikleri Malları...Kişisel Malların Gelirlerini...Kişisel Mallardan EDİNİLMİŞ Mallara giden Değerleri...Edinilmiş Mallardan Eşlerin Kişisel Mallarına giden Değerleri...Eşlerin Kişisel Mallarından, birbirlerinin KİŞİSEL Mallarına giden Değerleri...Eşlerin Kişisel Mallarının ve Edinilmiş Malların Borçlarını belirlenmesi gerekir... 1/2 Katılma ALACAĞI; Eşlerden birisinin ZİNASI ve Cana Kast nedeni ile Boşanmadan dolayı bu oranın düşürülebilceği yanında tamamen kaldırılabileceği....
İlkeleri vardır.... Aile Konutu....Ölüm Nedeni ile Malların Tasfiyesi ve Mirasçılar yanında sağ eşin konumu ve değerlendirilmesi....
Hukukçu Bilirkişinin bu belirlemesinin-RAPORUNUN- Taraflar ve nihayet Mahkeme Hakimince İNCELENEREK; doğruluğunun ve geçerliliğinin belirlenmesi de Hakime aittir.
Bu şekilde Yasanın getirdiği Düzenleme doğrultusunda bir Bilirkişi Raporu ve Mahkeme Kararı da göremiyorum...
Sayın HSK ve Adalet Bakanlığı bu konuda Aile Hakimlerini sık sık Seminere almalıdır....
Ceza Davaları....Tamamen Siyasi Otoritelerce sahiplenilmekte ve tartışmalara neden olunmaktadır.
Bu güne kadar Olağanüstü dönemlerdeki SIKIYÖNETİM Mahkemelerinin yaptığı Duruşmalar ve verilen Kararlar Haklı olarak tartışılıyordu, Kamuoyunda....
İstisnaların dışında; olağan dönemlerde Mahkeme Kararları tartışılmamıştır.
Ama, bu gün ise Olağan dönemdeki verilen Mahkeme Kararları da tartışılıyor...
Bu tartışmaları Hukukçu olmayan kişilerde yapıyor...1980 öncesi olağan dönemlerde Mahkeme Kararları olumsuz ve ağır bir dille tartışılmazdı...
Evet Ülkemizin, bugün en büyük sorunu.....YARGIDIR....Öncelikle Yargı ve Yargı Mensuplarının Sorunu giderilmelidir....
" ADALETE DAYANMAYAN DEVLET VARLIĞINI.....HAKİMLERİNE GÜVENMEYEN ve SAYGI DUYMAYAN MİLLET; BİRLİĞİNİ ve DİRLĞİNİ KAYBEDER..."
düşüncesini taşıyalım....
" TÜRKİYE' de HAKİMLER VARDIR...HER ZAMAN OLMUŞTUR... HER ZAMANDA OLACAKTIR..."
bunun tersi bir endişeyi de taşımayalım ve kimseye de taşıtmayalım...
Saygı ile...
ÜLKEDEKİ SIKINTILAR...
Sn. Turan Ateş Bey'in "ÜLKEDEKİ SIKNTILAR...... " başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

28 Kasım 2021 - 16:21
Bu haber 652 defa okunmuştur.
YORUMLAR