BİLMEM SÖYLESEM Mİ, SÖYLEMESEM Mİ?
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

BİLMEM SÖYLESEM Mİ, SÖYLEMESEM Mİ?

05 Şubat 2022 - 12:34

Biraz sonra okuyacaklarınız tarihi ve İslami kaynaklarda yer alan, gerçekten yaşanmış savaşlardan bir kaçıdır...
Ve aranızdan bazıları hariç tarihi ve İslami kaynaklarda yer alan bu savaşlar ve olayları kabul etmeyeceksiniz...
Neden?
Çünkü o kadar sanal ve sahte bir din algımız var ki; gerçeğini, orijinalini kabul etmemiz imkansıza yakın...
Ama yine de ilk sert tepkilerin ardından insanların araştırdıkça yumuşadıkları, gerçekleri zamanla kabul ettiklerine... hakaret edenlerin arayıp özür dilediklerine şahit oldum...

Hz. Muhammed 8 haziran 632 yılında hayatını kaybedince, en yakın arkadaşlarından olan, hatta; onun yerine geçip halifelik yapacak isimlerden Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman'ın da aralarında olduğu bir çok önemli sahabe cenazesine gitmediler...
Cenazeye gitmek yerine bir yerde toplanıp; ölen Hz. Muhammed'in yerine kimin geçeceği mücadelesine tutuştular...
Cenaze 3 gün bekledi...
Sonunda damadı Hz. Ali ile birlikte 17 kişiyle kılınan cenaze namazının ardından defnedildiği rivayet edilir...
Bir çok kişi Hz. Muhammed'in cenazesinin 17 kişi ile defnedildiğini reddetse veya bahaneler bulsa da; en yakın arkadaşlarının dahi cenazesine gitmemesi, cenazeye katılımın düşük olduğu rivayetini güçlendirmektedir...
Hz. Ebubekir, Ömer, Osman ve daha onlarca önemli sahabe cenazeye katılmak yerine iktidar benim olacak mücadelesine girdikleri kesin bilgidir...

Yine, "Eğer halk cenazeye akın etse; özellikle de halkın başına halife olma mücadelesinde olan Hz. Ebubekir, Ömer ve Osman başta önemli sahabeler cenazeye gitmez miydi?" sorusuna verilebilecek mantıklı cevaplar, cenazeye katılımın düşük olduğu rivayetlerini güçlendiriyor...

Peygamberin ölümü ile İslam coğrafyasında ayaklanmalar ve dinden çıkmalar baş gösterdi...
Bu dinden çıkmaların ana motivasyonu Müslümanların zekat vermeyi kabul etmemeleri olarak belirtilse de, bunun altında daha bir çok sebep vardır...
Dinden çıkanlarla birlikte; peygamberliğini ilan edenler de olmuştu...
O peygamberlere iman edenler de...

Oysa Hz. Muhammed orduyu Bizans üzerine büyük bir sefer yapmak üzere hazırlarken öldü...
Bu hazır ordunun başına geçen Hz. Ebubekir peygamberin son arzusunu yerine getirmek yerine, orduyu dinden çıkan ve isyan başlatanların üzerine gönderdi...
Ordu ve dinden çıkanlar arasında bölge bölge bir çok savaş oldu...
Savaşlarla coğrafya tekrar Müslüman yapıldı...

Bu duruma, "insanlar kılıç zoruyla Müslüman yapıldı" şeklinde açıklama getirenler kınansa da; söyledikleri mantıksız değildi.. Çünkü öyle oldu...

Tüm bu yaşananlar ise, bugün bize "Asrı Saadet Dönemi" diye sunulan peygamber dönemini, "O dönem; Saadet ve mutluluk dönemiyse, insanlar neden kitleler halinde mutluluktan kaçmış olabilir?" diye sorgulatmaya devam ediyor...
On binlerce sahabenin öldüğü o kanlı savaşlar tarihi ve İslami kaynaklara Ridde Savaşları olarak geçti...

Hz. Muhammed'in ölümünden 24 yıl sonra, 654 yılında ise; peygamberin eşi Hz. Aişe ile damadı Hz. Ali birer ordu topladı ve karşı karşıya gelip savaştılar...
Hz. Ali o dönemde dördüncü halife olarak halifeliğini ilan etmişti...
Bu savaşta yaklaşık 20 bin sahabe hayatını kaybetti...
İslami ve tarihi kaynaklarda bu savaş Cemel Savaşı diye yer almaktadır...

Hz. Muhammed'in ölümünden çok değil, sadece 50 yıl kadar sonra, bugün de şikayet edilen durumlara benzer şeyler yaşanıyordu. Muaviye'den sonra oğlu Yezit İslam Halifesi olmuştu... Babasının dönemi gibi, halife ailesine yakınların zenginleştiği, halkın fakirleştiği, devlet kadrolarının halife ailesine yakın insanlar arasında pay edildiği; adaletsizliğin, eşitsizliğin kol gezdiği dönemlerdi...
Bu gelişmelere isyan eden Medine halkı Yezit'in istifasını istiyor... Yezit istifa etmek veya hatalı politikaları düzeltmek yerine İslam ordusunu peygamber kenti Medine'ye gönderiyor...
Medine halkı şehirlerini savunmaya geçiyor...
Yapılan savaşta İslam Halifesi Yezit'in ordusu kazanıyor...
Kan akıtılmanın haram olduğu aylarda, kan akıtılması haram kentte, çoğu sahabe Medine halkının erkekleri kılıçtan geçirilip öldürülerek katlediliyor..
Daha sonra cesetlerin kelleleri kesilerek vücutlarından ayrılıyor...

Halife Medine'yi ele geçirmesinin ardından Yezit kenti 3 gün mübah kılıyor...
Halifenin mübah kılmasıyla; geride babasız ve kocasız kalan kadın ve kızlara İslam ordusunun askerlerince 3 gün boyunca tecavüz ediliyor...
O tecavüzlerden 9 ay kadar sonra doğan çocuklar tarihe "Harre piçleri" olarak, savaş ise; Harre olayı, Harre vakası veya Harre savaşı diye geçiyor...

Halifenin ordusu dönüş yolunda Mekke'yi de kuşatıyor... Yezit ve ordusundan kaçıp, "Allah'ın evi" diye Kabe'ye sığınanların peşinden İslam ordusu bu kez Mekke'ye saldırıyor... Mancınıklarla kenti ve Kabe'yi tahrip ediyor... Saldırılar devam ederken Yezit ölünce, kuşatma kalkıyor...
Bu da yine kaynaklara, Kabe Savaşları'ndan biri olarak geçiyor...

Şimdi bu yazıyı okudukça bana kinlenen bir çok kişi olacağını da biliyorum...
Çünkü; onlar sadece hikayelerden öğrendi İslam tarihini... Bu ayrıntılardan hiç haberleri olmadı....
Bu da sorun değil aslında... Sorun; öğrenince de gerçeği kabul etmiyor olmaları... travmatik davranmaları...

Sadece onlar değil çoğumuz bugün gerçek İslam'ı değil, sadece sanal yansımalarını biliyoruz...
Onların da çoğu uydurma hikayelerden fazla bir şey değil...
Biz Hz Muhammed döneminde yaşasak, o ölünce diğerleri gibi dinden çıkar mıydık bilmiyoruz aslında...
Canlı kanlı peygamberi bizzat görmüş insanların, peygamber ölür ölmez, ilk otorite boşluğunda kitleler halinde dinden çıkmalarına sebep olan neydi bilmiyoruz...

İslam da, Müslümanlar da bugüne kadar her dönemde, birileri için iktidarı ele geçirme, elde tutma amaçlı kullanılan çok önemli bir aparattan öte geçmemiş...
Buna en son Afganistan'da şahit olduk...
Bu din de, dindarları da hala da bu amaçla kullananların elinde çile çekmeye devam ediyor...
Çünkü; dine de, dindarına da bir aygıt, aparat gibi davrananların gözünde dinin de, kutsallarının da hiçbir anlamı yok...
Gerekirse Kabe'ye saldırıyorlar... Gerekirse Kur'an sayfalarını mızrakların ucuna geçirmekten çekinmiyorlar...
Kur'an sayfalarını mızrağın ucuna takmak derken, laf olsun diye söylemedim... Muaviye'de Hz. Ali'ya karşı savaşında Kur'an'ı Kerim'in sayfalarını mızrakların ucuna taktırmıştı...
O savaşta tarihi kaynaklara Sıffin Savaşı olarak geçti...
Ki; Muaviye'de daha sonra halife oldu...

Hz. Muhammed öldükten hemen sonra başlayan, bugüne kadar yaşanan olaylar ve savaşlarının da.. bunların bazı iğrenç ve kanlı sonuçlarının da temelinde yatan savaş ise; iktidar savaşlarıydı...
Maalesef ki sadece ve sadece iktidar savaşı...

Tarihte yaşanan bazı gerçekleri bilmemiz... Ve onları bugün yaşananlarla karşılaştırmamız son derece önemli...
Çünkü; aynı şekilde olmasa da, bir çok şey benzer şekilde ve benzer nedenlerden tekerrür etmeye devam ediyor...

Bu yazı 469 defa okunmuştur .