DUYDUĞUM SES ŞEYTANİ Mİ, İLAHİ Mİ?

Bugünlerde bazı sesler duyuyorum...
Allah bizi fakirlikle, açlıkla sınıyormuş...
Bu kadar basit mi yani...?
İyi de; "bu fakirliği, bu sefaleti, bu zulmü başımıza kimler vasıtasıyla musallat etti?" sorusunun bir anlamı yok mu?
Firavun örneğinin, Nemrut örneğinin bir anlamı yok mu?
Zulmü elleriyle yapan Firavun ve Nemrut'u es geçip; orada sadece zulmü görmek ve "Allah bizi zulümle sınıyor" demek ne kadar akıl işi....?

Yani diyorum ki; işin içinde Allah varsa, Allah'ın bir sınavı varsa; konunun çok daha girift, çok daha teferruatlı olması gerekmez mi?

Gözü, midesi, nefsi bir türlü doymak bilmeyenlerin; hakkımızı çalıp, tecavüzden cinayete her türlü kötülüğü yaptıktan sonra; bütün bu kötülüklerin sebebi dinimizmiş, tanrımızmış gibi göstermelerinde bir sıkıntı yok mu?
Ya Allah bizi; bütün bu kötülüklerin sebebi dinimizmiş gibi göstermelerini yiyor muyuz, yemiyor muyuz.. Allah'ın yanında mı yoksa zalimin yanında mı yer alıyoruz diye sınıyorsa!

Değil mi; Firavun ve Nemrut'un insanları kamçıyla hayvan gibi çalıştırdığı, sömürdüğü, kendilerine Tanrı gibi taptırarak, secde ettirdiği ortamda... Nemrut'un çıkıp; "Allah sizi biraz zulümle sınıyor, sabredin ki feraha eresiniz" demesi ne kadar ikna edici olur...?

Neden sınav sadece zulüm olsun.. neden zulmü yapan Firavun sınavın öznesi olmasın...?
Ya da en azından; sınav hem Firavun hem de zulmü neden değil... Kime göre değil...?
Neden sadece fakirlik ve açlık.. Neden o açlığa sebep olan doymak bilmezler bütün bunların sorumlusu ve bizim sınavımızın bir parçası değil...

Ne yani; paramız çöktü ve bunun sebebi Allah mı şimdi...?

Bunca uyarıya rağmen, hukuktan, demokrasiden, denetimden ayrılanlardan, saçma sapan bir soygun düzeni kuranlardan dolayı değil de; fakirleşmemiz Allah yüzünden mi yani?

Bu enflasyonun böyle fırlaması, zamların ardı ardına yağması, maaşların kuş kadar kalması; yani istikrarın, dengenin, düzenin bozulması; bu düzeni, istikrarı koruması gerekenlerin koruyamamasından değil de; Allah yüzünden mi yani?

Ülkemizde, tuvalet kağıdının fiyatından, ayciçek yağının lüks olmasından ülkeyi yönetenler değil de Allah mı sorumlu yani?

Yanlış anlamayın da; bu denklemler ancak şeytanın denklemi olabilir...
Bakın bu denklem mantığı ile gidersek yarın, "kerhaneleri de Allah kurdu"... "yurtlarda çocuklara Allah tecavüz ettirdi"... "tamam çaldılar ama onu da Allah çaldırdı" deme noktasına geliriz...
Tecavüz edeni de, çalanı da ilahlaştırmaya başlarız...

Ki; ilk başta korkunç gelse de, aslında bu durum günümüzde büyük ölçüde ete kemiğe de bürünmüş durumda...
Tecavüzcüler de, hırsızlar da, yalancılar da, zalimlerde yer-yer el üstünde tutuluyor... İzzete ikrama, mevkiye makama boğuluyor...

Bütün bunları din ile ilişkilendiren... din üstünden kutsayanlar da bunu yine gözümüzün önünde yapıyor...
Bütün bunların ilahi bir din mi, yoksa şeytani bir düzen mi olduğunu anlayamıyorsak o da bizim sorunumuz...

Bir yanlışın veya kendinin suçunu Allah'ın üzerine atma, şeytanın dahi cesaret edemeyeceği kadar büyük bir cüret gibi geliyor bana...
Ama yine de takdir sizin...