Reklam

Bu şehrin çocuklarıydık... SEVİL UZUN ERDAL yazdı...

Bu şehrin çocuklarıydık... SEVİL UZUN ERDAL yazdı... Düz Mahalleden geçenler bilir.Taşlıydı yollarımız, tozluydu da biraz... Evlerin mis gibi deterjan kokuları karşılardı herkesi...

Bu şehrin çocuklarıydık... SEVİL UZUN ERDAL yazdı...

Bu şehrin çocuklarıydık... SEVİL UZUN ERDAL yazdı... Düz Mahalleden geçenler bilir.Taşlıydı yollarımız, tozluydu da biraz... Evlerin mis gibi deterjan kokuları karşılardı herkesi...

Bu şehrin çocuklarıydık... SEVİL UZUN ERDAL yazdı...
23 Ağustos 2021 - 23:12


Yürürken koltuk altında gazetesi olmayan yok gibiydi... Ekmek gibi, su gibi olmazsa olmazlarımızdı okumak...
Çamaşırlar asılırdı sokak aralarında, yağ, peynir tenekeleri mutlaka saksı olarak değerlendirilirdi, yufkalar açılırdı ramazan gelmeden, odun ateşinde reçeller kaynar, salçalar yapılırdı...
Halıları yıkamak ayrı bir eğlenceydi bir de çocuk gözleriyle  bakınca tabi ki bol   köpükler içinde kalarak...
Bahçelerse  ne büyük görünürdü  küçük orman zannederdik, oysa hep meyve ağaçlarıydı onlar ve  fazlaca 
mandalina ağacı vardı,  en çok da onları  koparırdık dallarından  gizli gizli, izinsiz...
Kilit üzerine kilit asla olmazdı kapılarımızda, hafifçe itince bile açılırdı.
Aslında tüm Türkiye böyleydi kapıları, gönülleri açık insanlar yaşardı... Eskiden çok eskiden...
Hani nereden nereye geldik diyeceğim de teknoloji yok, betonlaşma yok o  zamanlar en organik, saf  günlerimizmiş  aslında kıymetini bilememişiz...
Yani çok özlüyorum o dönemleri inanın nasıl özlemeyeyim ki  medeni, aydın, düşünen, insanlarla yaşamıştık  biz...Ya şimdi...
Uzaklarda kalmış, güzel  günleri özleyerek  yaşıyoruz işte..
Sanki artık değişmeyen    tek şey doğan güneş, yağan yağmurlar mı  onu da bilemedim?

Bu haber 421 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum