Reklam

Fatsa'nın 'Amazonları'ndan İliç'e.. Bir siyanürlü madenin hikayesi İbrahim Gündüz yazdı...

Fatsa'nın 'Amazonları'ndan İliç'e.. Bir siyanürlü madenin hikayesi İbrahim Gündüz yazdı...

Fatsa'nın 'Amazonları'ndan İliç'e.. Bir siyanürlü madenin hikayesi İbrahim Gündüz yazdı...

Fatsa'nın 'Amazonları'ndan İliç'e.. Bir siyanürlü madenin hikayesi İbrahim Gündüz yazdı...

Fatsa'nın 'Amazonları'ndan İliç'e.. Bir siyanürlü madenin hikayesi İbrahim Gündüz yazdı...
29 Şubat 2024 - 10:24



Ordu-Fatsa’daki geniş bir sahayı kapatan Kanadalı Teck-Cominco, 2000’li yılların başında arama yapması için bölgeyi İngiliz Stratex-Oriole Recources’e terk ediyordu. Stratex’de kendisine yerli bir ortak bularak çalışmalara başladı. Bu ortağın adı Bahar Madencilik idi. Daha sonra şirketin adını Altıntepe Madencilik olarak değiştirdiler. Millete ve bölgedeki köylülere çil çil altınlar, iş-istihdam masalları anlatıldı ve işleri bitince tekrar eski haline getirip gidecekleri yalanını da söyledikten sonra çalışmalar başladı. Binlerce kestane ağacı kesildi, fındık bahçeleri ortadan kaldırıldı. Yemyeşil coğrafyanın çölleşmesi süreci başladı. 2013 yılında da Fatsa’da siyanürlü altın üretimine başlandı.

Kimse neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyordu. Ama zaman geçtikte tablo ortaya çıktı. Birilerinin adına madencilik dedikleri şey gerçekte bir ekokırımdı. Açılan gerçekte bir. Sadece ormanlar, toprak gitmiyor, milyonlarca litre su kullanılıyor ve dağlar-tepeler param parça ediliyordu. Üstelik dünyanın en tehlikeli kimyasalları siyanür, sülfürik asit, nitrik asit bu madenlerde açık alanlarda su gibi kullanılıyordu.

Ordu-Fatsa’daki geniş bir sahayı kapatan Kanadalı Teck-Cominco, 2000’li yılların başında arama yapması için bölgeyi İngiliz Stratex-Oriole Recources’e terk ediyordu. Stratex’de kendisine yerli bir ortak bularak çalışmalara başladı. Bu ortağın adı Bahar Madencilik idi. Daha sonra şirketin adını Altıntepe Madencilik olarak değiştirdiler. Millete ve bölgedeki köylülere çil çil altınlar, iş-istihdam masalları anlatıldı ve işleri bitince tekrar eski haline getirip gidecekleri yalanını da söyledikten sonra çalışmalar başladı. Binlerce kestane ağacı kesildi, fındık bahçeleri ortadan kaldırıldı. Yemyeşil coğrafyanın çölleşmesi süreci başladı. 2013 yılında da Fatsa’da siyanürlü altın üretimine başlandı.
Kimse neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyordu. Ama zaman geçtikte tablo ortaya çıktı. Birilerinin adına madencilik dedikleri şey gerçekte bir ekokırımdı. Açılan gerçekte bir. Sadece ormanlar, toprak gitmiyor, milyonlarca litre su kullanılıyor ve dağlar-tepeler param parça ediliyordu. Üstelik dünyanın en tehlikeli kimyasalları siyanür, sülfürik asit, nitrik asit bu madenlerde açık alanlarda su gibi kullanılıyordu.
Aynen Çöpler’deki gibi Fatsa’daki siyanürlü madende de yüzlerce metre yüksekliğindeki siyanür liçleme sahası piramit gibi üst üste yığılmış çökeceği günü bekliyordu. Üstelik bu işi yaptıkları yer Türkiye’nin en yağış alan coğrafyalarından biriydi.

Bugün Çöpler Madeni Faciası ve Ordu Valiliği’nin Fatsa’daki siyanürlü madeni kapatma kararı bir dönüm noktasıdır. Tüm Türkiye halkı adına “Altın Madeni” denilen EKOKIRIM MERKEZLERİNİN ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve kime hizmet ettiğini görmüş oldu.

Aynen Çöpler’deki gibi Fatsa’daki siyanürlü madende de yüzlerce metre yüksekliğindeki siyanür liçleme sahası piramit gibi üst üste yığılmış çökeceği günü bekliyordu. Üstelik bu işi yaptıkları yer Türkiye’nin en yağış alan coğrafyalarından biriydi.
Bugün Çöpler Madeni Faciası ve Ordu Valiliği’nin Fatsa’daki siyanürlü madeni kapatma kararı bir dönüm noktasıdır. Tüm Türkiye halkı adına “Altın Madeni” denilen EKOKIRIM MERKEZLERİNİN ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve kime hizmet ettiğini görmüş oldu.

Bu haber 313 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum