Reklam

FATSA, SAHİLİNİ ARIYOR...

Denizine kavuşamayan ve pırıl pırıl bir sahilden mahrum Fatsa, hangimizi memnun ediyor?

FATSA, SAHİLİNİ ARIYOR...

Denizine kavuşamayan ve pırıl pırıl bir sahilden mahrum Fatsa, hangimizi memnun ediyor?

FATSA, SAHİLİNİ ARIYOR...
20 Haziran 2020 - 11:52


Acı gerçekleri saklayamayacağımıza göre, bunu dile getirmenin manevi eziyetine de katlanmak gerek... 
Zira; “konuşmuyoruz” diye gerçekler ortadan kaybolmuyor.   
Şu soruya olumlu bir cevap verebiliyor muyuz? 
20-25 yıl önce şekillenen sahilimize, geçen süre içinde ne katabildik? 
Soruyu ters yüz ediyorum: Geçici ve iz bırak(a)mayan çalışmalar dışında, rahmetli Mustafa Çamaş döneminden bu yana unutamadığımız ve takdirle karşıladığımız ne var? 
Varsa lütfen söyleyin; çünkü kimsenin hakkını yemek istemem... 
Balıkçı Barınağı Projesi’ni unutmadık elbette... 
Ancak yönünü Rusya’ya dönen, yapılan duvarla asıl hitap etmesi gereken sahil yoluna ve Fatsalıya kapanan ve üstelik Fatsa’nın kaynaklarıyla şekillenen bu proje hakkında takdir duygularını dile getiren birileri varsa bilmek isterim. 
Dolayısıyla geldiğimiz noktada, pek çok Fatsalı bu günki görüntüden memnun değil... 
Fatsa sahilini arıyor... Fatsa, denizine kavuşmak istiyor. 
Cıvıl cıvıl bir Fatsa sahili, pırıl pırıl mekanlara sahip olabilir. 
Ancak bırakın mekanı, Atatürk Parkı’yla eyvanların sonundaki tuvalet arasında bir tek tuvalet bile yok. 
İşe bakın...! Lağım sularının döküldüğü Fatsa sahili tuvaletten mahrum...
Bundan daha traji-komik, bundan daha içler acısı bir durum olabilir mi? 
Tamam; acımasız eleştiriler yapmayalım. Ama bu ilçeye “acımasız davrananlara” karşı, müsade edin de “azıcık” eleştiri yapabilelim. 
Yıllardır yazılıp-çizilen bu konu, hiç bir zaman kayda değer bulunmadı. 
“Neden?” diye sormayalım mı?  
 Yıllarca aynı sorunlar yaşanırken, aynı konuları gündeme getirmeyelim mi? 
Fatsa, sahilini arıyor... Fatsa, denizine kavuşmak istiyor. 
Kurtuluş Savaşı yıllarında bile, gemilerle turistik seyehatler yapıldığını biliyoruz.    
Peki; on yıllardır neden yok? 
Hangi ihmal, hangi iş bilmezlik ve hangi liyakatsizlik buna yol açtı? 
Fatsa sahili ve denizi böylesine güdük kalırken, hızla betonlaşması kime, ne yarar sağlayacak? 
İnsanlara sahil ve deniz konusunda düşüncelerini sordum. 
Hemen söyleyeyim ki; vatandaşlarımız büyük bir umutsuzluk içinde... 
İşte onların söylediklerinden bazıları:
“Büyüklerimiz bilir ve yapar mantığı devam ettikçe, biz bu sıkıntıları daha çok yaşarız.”
“Siyasilerin özgül ağırlığı, istenen düzeyde değil...” 
“Fatsa sahilinde aile ve arkadaş gruplarıyla gidilebilecek hoş mekanlar ve seyir terasları olmalıdır.” 
“Uğruna bedeller ödediğimiz Fatsalılık ruhunu kaybettik.”
“Bizim ne önerdiğimizin bir önemi yok. Nasıl olsa bizi dinlemeyecekler.”
“Fatsa sahili lağım kokusundan kurtulmalı... Ünye sahili örnek alınmalı...”
“Sahile kavuşmak için oto galericileri derhal kaldırılmalı ve bir an önce çevre yolumuz yapılmalıdır.”
“Fatsa Kent Konseyi acilen kurulmalıdır.”
 “Başta Fatsa’yı yönetenler ve STK’lar olmak üzere herkes elini taşın altına koymalıdır.” 
“Atıl durumdaki mekanlar sahile kazandırılmalıdır.”
“Fatsa’yı tanıtan ve sevdiren yiyecekler üretilip, sahilde yapılacak mekanlarda satılmalıdır.”  
Öncelikle bu tartışmaya katkı sunan her bir vatandaşa Fatsa adına teşekkür ediyorum. 
Tüm görüşleri buraya sığdıramadığım için de anlayışlarına sığınıyorum. 
Ama bu kadarı bile, Fatsa’nın sahili ve denizi hakkında yeterli ip uçları vermiştir. 
Sonuç olarak hiç bir Fatsalı bu günki “pejmürde” durumu haketmiyor. 
OBB’nin bu konuda çalışma başlattığını biliyorum. 
Umarım hayata geçirilecek proje, Fatsalının beklentilerine denk düşer. 
Zira...
Fatsa, sahilini arıyor... Fatsa, denizine kavuşmak istiyor. 
HOŞÇA KALIN... EVDE KALIN...

Bu haber 2330 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum