Reklam

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız, bir ‘besinsel dinamo’ gibi kabak çekirdeği, içerdiği enerjiyi hücre düzeyine bedende ‘çöp’ bırakmadan aktarır…

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız, bir ‘besinsel dinamo’ gibi kabak çekirdeği, içerdiği enerjiyi hücre düzeyine bedende ‘çöp’ bırakmadan aktarır…

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız
24 Mart 2022 - 20:36

#kabakçekirdeği #pumpkinseeds #ilaçbesinler

Günde sadece bir avuç kabak çekirdeği yediğinizde bedeninize sağladığınız katkılara inanamazsınız, bir ‘besinsel dinamo’ gibi kabak çekirdeği, içerdiği enerjiyi hücre düzeyine bedende ‘çöp’ bırakmadan aktarır… Her bir kabak çekirdeğinin yarıya yakını çok çabuk doku yapı taşı olmaya hazır ‘amino asit’lerden oluşur, yani protein yapı taşıdır. Bu proteinin aktif bir şekilde işlenmesini sağlayan enzim vitamin ve mineralleri de yanında barındırır; A ve E vitaminleri, selenyum, magnezyum, çinko, bakır hepsi bir aradadır… Onu ‘fonksiyonel gıda’ yani ‘ilaç besin’ yapan moleküller ise fitosteroller’dir ki şu nam-ı-değer, pek de korkulan  ‘Fito-östrojenler’ de dahildir bu gruba. Bu grup moleküllerden korkmak bilimsel mantığa uymaz, değerli Fitoterapi Hocam Prof Dr Erdem Yeşilada’nın deyişi ile, “bilimsel(!)” bir cehalettir, şöyle ki, kuru fasulyede, elmada da fito-östrojenler vardır ki bunların çoğu tehlikeli değil aksine koruyucudur. Belirli bazı özel durumlarda ısırgan, meyan kökü, keten tohumu, soya sütü/tofusu gibi yoğun fito-östrojen içeren maddelere uzun süre yüksek dozda maruz kalmak tehlikelidir ki bu zaten fizyolojik değildir, bu konuyu ayrıntılı olarak ayrıca ele alacağım. 2013’de Molecules dergisinde yayınlanan bir çalışmada kabak çekirdeğinde bu fitosteroller dışında üç yeni molekül daha keşfedildiği yayınlandı kibunlardan en dikkat çekeni ‘’Moschatin’di. Çalışmalar devam etti, Cell Research (Hücresel Araştırma) adlı bilimsel yayında yer verilen başka bir çalışmada da Moschatin’in Patolojide çok agresif olarak bilinen bir kanser türünün üremesini baskıladığı gösterildi. Araştırma sahipleri çalışmayı şu cümle ile sundular; Moschatin yeni bir anti-kanser ajan olabilir! Görüyoruz ki insanlar dünyada kabaktan bile kanser ilacı keşfetme peşindeler ve bunun için milyon dolarlarlar harcanıyor ama bunların ‘ilaç’ olmasını beklemeden beslenmeye azar azar eklemek çok daha akıllıca, üstelik hep söylüyorum ya, bedenimiz o kadar tutumlu ki günde bir avuç bile yeterli… Kadınları meme, erkekleri de prostat hastalıklarına karşı koruyor, hormonal sağlığa çok değerli katkıları var, beyin ve cilde de… Şifa olsun, selam ve sevgimle…

Bu haber 490 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum