Reklam

HUKUK DEVLETİ VE PRENSİPLERİ

Sn. Şinasi Kara bey'in "HUKUK DEVLETİ VE PRENSİPLERİ" başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

HUKUK DEVLETİ VE PRENSİPLERİ

Sn. Şinasi Kara bey'in "HUKUK DEVLETİ VE PRENSİPLERİ" başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

HUKUK DEVLETİ VE PRENSİPLERİ
09 Kasım 2021 - 01:27



Hukuk ikiye ayrılır. Doğal hukuk, Pozitif hukuk.  Doğal hukuk, doğada var olan hukuk dur. Pozitif hukuk ise mevcut geçerli hukuk kurallarıdır. Mevcut geçerli hukuk kurallarını egemenler yazar ve uygular. Bu durumda karşımıza EGEMENLERİN HUKUKU çıkıyor.

Zaman içerisinde, egemenlerin yazdığı ve uyguladığı hukuk kurallarının Doğal Hukuka özdeşleşmesi kaçınılmaz oluyor. Bu özdeşleşmeyi en başta Hukuk Devleti sağlıyor. Hukuk Devleti, doğal hukuka göre yapılandırılan ve işleyen devlettir.

Uzun dönemde, dünyadaki her ülke Hukuk Devletine sahip olacaktır. Kısa dönemde egemenlerin hukuku maalesef geçerliliğini sürdürüyor. 

Hukuk Devleti olmanın beş prensibi var. Bunları aşağıdaki gibi açıklamak mümkün.

1.  İNSAN HAKLARINA SAYGILI BİR ANAYASAYA  

İnsan Hak ve Özgülüklerine ilişkin sözleşme, 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi. Üç ülke itiraz etti Rusya, Güney Afrika ve Suudi Arabistan. İtirazlar, insanlık dramını yansıtıyordu. 

Rusya, mülkiyet haklarına itiraz etti. O dönemde Rusya sosyalist sistem ile idare ediliyordu.

Güney Afrikada ırk ayırımı vardı. Eşit insan ideasına itiraz etti.

Suudi Arabistan, Şeriat ile idare ediliyordu. Kadın erkek eşitliğine itiraz etti.

Şu bir gerçek ki, İnsan haklarına saygı duymayan toplumlarda sermaye birikmiyor. Gelişmenin motoru ''SERMAYE BİRKİMİ'' dir.  Sermaye mülkiyetini, kısmen dahi etkileyen  uygulamar olduğu zaman, sermaye kaçıyor. Üretim için geriye sadece toprak kalıyor. Toprağa bağlı üretim de insanları statükoya hapsediyor.

2. YASALARIN ANAYASAYA UYGUNLUĞUNUN DENETLENMESİ

Anayasal hükümlerin değiştirilmesi zordur.  Devletin kurucu atalarının koyduğu prensiplere dokunulamaz. Tipik örneği ABD Anayasasıdır. ABD Anayasasındaki kurucu ataların prensipleri değiştirilemiyor.  Bunların başında bireylerin silahlanma hakkı var. Amerikan anayasası ''Vatandaş, devlete karşı kullanmak amacıyla silah bulundurabilir'' diyor. Silah yüzünden ortaya çıkan olumsuzluklara rağmen Amerika bu kuralı değiştiremiyor.

Bizim anayasamızda, değiştirilemez hükümler vardır. İlk dört maddede yazılı hükümler değiştirilemez. 

Değiştirilemez hükümlerin Anayasa Mahkemesi gibi bir kurum tarafından güvenceye alınması gerekiyor. Yasaların Anayasanın koyduğu esas ve usullere göre denetlenmesi şarttır.  Bu denetim yerindelik denetimi değildir. Usul ve esasa ilişkin denetimdir. Denetimi yapacak Anayasa gibi bir mahkeme olmadan, hukuk devleti işlerlik kazanamıyor.

3.  İDARENİN İŞLEM VE EYLEMLERİNE YARGI YOLUNUN AÇIK OLMASI ŞARTTIR

Yargı yolu kapandığı zaman, yasa dışı uygulamalar önlenemiyor. Dünyanın en güzel yasalarını yapsanız dahi, uygulama negatif ise sonuç alınamıyor. Yasaların uygulanmasında, yargılamaya konulan en ufak bir engel, sistemin hukuk devleti olmasını önlüyor.  

Günümüzde en çok tartışılan konu İDARİ YARGI usulünden kaynaklanıyor.  Yargı tekliğinin bozulması bir yana, İdari Yargı, kararlarında idareden taraf oluyor.  İdare Mahkemelerinin ''İdarenin kanunsuz işlerine meşruiyet kazandırıyor'' tartışması var. İdare mahkemelerinin bulunduğu ülkelerde, hukuk devletinin varlığına şüphe  ile bakılıyor.

Ülkemizde İdari Yargı var ve sermaye, idari yargı karşısında kendini güvende hissetmiyor. Yatırımlarında TAHKİM ŞARTI koyuyor. Türkiye, sermaye sorunu yaşayan ülke. İdari Yargı sistemini teke düşürmedikçe, sermaye güvenlik limanı kurması mümkün görünmüyor.

4. ÇOK PARTİLİ DEMOKRATİK SİSTEM ŞARTI.

Çok parti düzeni olmadan,  demokratik sistem işlemiyor. Demokratik sistem işlemediği zaman Hukuk Devleti kurulamıyor.

Çok Partili Sistemin kendi içerisinde sorunları var. Partiler siyasi ayrıcalıkları öne çıkarırlar. Ayrıcalıklar Irk, Din, Mezhep ve Sosyal Sınıfları temel alıyor. Ayrıcalıklar, toplumsal barışı bozabilir.  

Tarımsal üretim aşamasını yaşayan toplumlarda,  din üzerinden oluşmuş ayrıcalıklar kırılamıyor.  tarımsal üretimin egemen olduğu  toplumlarda  HUKUK DEVLETİ hayal olmaktan öte geçemiyor. Günümüzde, hukuk devleti SANAYİ ÜRETİM AŞAMASINDAKİ toplumlar için geçerlidir. Nitekim, dünyada hukuk devletine sahip  ülke sayısı, mevcut devletlerin yüzde onu civarında bulunuyor.

Nedeni, toplumsal barışın kurulamamasından kaynaklanıyor. Ülkeler, siyasal bütünlüğü sağlamak adına demokratik hukuk devletinden uzaklaşmak zorunda kalıyor.   Sorun, partilerin ''Toplum Sözleşmesi'' sayılan Anayasal kurallara saygısı ile çözülebilir. 

Platonun sözü, 2400 yıldan beri doğruluğunu koruyor.  Platon ''Demokrasi eğitimli ve erdemli uluslara has bir yönetimdir'' diyordu. Değişen bir şey yok. Demokrasi ve  Hukuk Devleti, EĞİTİMLİ  ve ERDEMLİ insanların çoğunluk oluşturduğu toplumlarda işlerlik kazanıyor. 

5. LAİK DEVLET DÜZENİ OLMADAN HUKUK DEVLETİ İŞLEMİYOR

Laik devlet düzeni, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması ile gerçekleşiyor. Kısmen dahi dini devlet işlerine karıştıran ülkelerde laiklik ilkesi zarar görür. Laiklik ilkesinin zarar görmesi toplumsal barışın bozulmasına neden olur. Barışın bozulması beraberinde sert rejimleri getirir. Sistemin demokratik olması yeterli gelmez. Sert rejimler, demokratik diktatörlük şeklinde gerçekleşebilir.

Pozitif yasları egemenler yadığı için, Laik  Devlet düzen kurulmadan,  doğal yasalar işlerlik kazanamıyor.  

Şinasi Kara

Bu haber 599 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum