Reklam
Reklam

ORDU’DAN ARJANTİN'E GÖÇ EDEN “VAHRAM ÇİTCİYAN ve AİLESİNİN HİKAYESİ”

Arjantin'de hatırı sayılır bir Ermeni nüfusu var. Çoğunluğu da Türkiye'den göçenler oluşturuyor. Bugünlere Maradona’nın ölümü vesilesiyle tekrar gündeme gelen Ordu’lu Ermenileri bir de biz anlatalım dedik. Gerçekten dünyanın her yerinde olduğu gibi Arjantin'de de Ermeni cemaatine ait iki farklı yüz var..Türkiye’den ve Türklerde nefretleri açıkça belli olan Ermeniler de var.

ORDU’DAN ARJANTİN'E GÖÇ EDEN “VAHRAM ÇİTCİYAN ve AİLESİNİN HİKAYESİ”

Arjantin'de hatırı sayılır bir Ermeni nüfusu var. Çoğunluğu da Türkiye'den göçenler oluşturuyor. Bugünlere Maradona’nın ölümü vesilesiyle tekrar gündeme gelen Ordu’lu Ermenileri bir de biz anlatalım dedik. Gerçekten dünyanın her yerinde olduğu gibi Arjantin'de de Ermeni cemaatine ait iki farklı yüz var..Türkiye’den ve Türklerde nefretleri açıkça belli olan Ermeniler de var.

ORDU’DAN ARJANTİN'E GÖÇ EDEN “VAHRAM ÇİTCİYAN ve AİLESİNİN HİKAYESİ”
27 Kasım 2020 - 12:15


Arjantin'de hatırı sayılır bir Ermeni nüfusu var. Çoğunluğu da Türkiye'den göçenler oluşturuyor. Bugünlere Maradona’nın ölümü vesilesiyle tekrar gündeme gelen Ordu’lu Ermenileri bir de biz anlatalım dedik. 
Gerçekten dünyanın her yerinde olduğu gibi Arjantin'de de Ermeni cemaatine ait iki farklı yüz var..Türkiye’den ve Türklerde nefretleri açıkça belli olan Ermeniler de var. İstanbul beyefendisi olup Türkiye deyince gözleri yaşaran da var... Arjantin’de Ordu’lu Mıgır Bilir de vardı. Şu an yaşıyor mu bilemiyorum. Mıgır, Ordu’da yaşadığında zaman çok başarılı ve sevilen bir sporcuydu. Yakasında hep ay yıldızlı bir rozet taşıdığı anlatılıyordu.Yani Mıgır Bilir de bizden biriydi. 'Ermenice bilmiyorum. Türkçe konuşuyorum' derdi.
Peki bu insanların Arjantin’de ne işi vardı? 11 Kasım 1942’de çıkarılan “Varlık Vergisi Kanunu” ile Türkiye’de yaşayan Rum, Ermeni ve Musevi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının; sermayeleri, mülkleri ve servetleri sert ve acımasız yöntemlerle ve devlet marifetiyle ellerinden alınınca bu insanlarda Türkiye'den çaresizce ve zorunlu olarak göçmüş yurt dışına dağılıp gitmişler.
Ordu’da geçmişte hep birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşadığımız mutlu günleri geride bırakıp yurt dışına göç etmek zorunda bırakılan o son Ermeniler de aynı bizden birileriydi. Görseydiniz ayırt edemezdiniz. Her şeyiyle Anadolu insanlarıydılar… İşte onlardan biri Ordu’lu Vahram Çitciyan ve ailesiydi. Onlarda bu sokaklarda büyümüşler, aynı çeşmelerden su içmişler, aynı denizde yüzmüşler, Millet düzünde hep beraber top oynamışlardı…Aynı müziği dinlemişler, bizimle aynı yemekleri yemişlerdi.
1940’lı yıllarda Varlık vergisinden bunalan Ordu’dan onlarca gayrimüslim ailece Arjantin’e göç etmişlerdi. Bunlardan biriside Vahram Bey ve ailesiydi. Zamanla Arjantin’de tekstil sektöründe başarılı olan Vahram Çitciyan doğduğu kenti Ordu’yu da asla unutamamıştı. 1967 yılında kurulan Orduspor'a da kendi tekstil fabrikasında boztepe armalı özel mor-beyazlı formalar yaptırıp göndermişti. 
Ordu’da kalan Bakırcı Harut Ustayı dinlerken bir zamanlar Türkiye’de Ermeni olmanın ne kadar zor olduğunu tekrar anlamıştım… Bakırcı Harut Amca’nın Araştırmacı Yazar Selçuk Küpçük’e ifade ettiklerini çok kısaca sizlere de aktarmak istiyorum. Bakırcı Harut Amcanın anlattıklarına göre;
“…1939-40’lı yıllarda açıkça Ermeniler göçe zorlanıyor. Zaten ardından pek Ermeni nüfus kalmıyor. Çoğu İstanbul’a ya da yurt dışındaki (Arjantin) akrabalarının yanına göçüyorlar. Varlık Vergisi’nin de yine bu göçte çok etkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Harut Amca sıkı bir İnönü karşıtıydı...”
“… Bütün Türkiye gibi Ordu’da da gayrimüslimler varlık vergisini ödemekte büyük zorluklar çekerler. Şehirde kalan az sayıdaki gayrimüslim, Ordu’dan ayrılıp Avrupa ve Güney Amerika’ya göçerler. Ancak Ordu açıklarında arıza yapan bir savaş gemimizi Mıgırdiç Usta başarıyla tamir ediverince kaderleri biranda değişir. Genelkurmay’dan gelen bir takdirname ile Harut Amca’nın ailesi bu ağır varlık vergisinden muaf tutulmuştur…”
Mesela anlatılanlara göre; Ordu’da Zaferimilli mahallesinde İsmetpaşa Okulu’nun yanında iki katlı kesme taşlardan inşa edilmiş çok güzel ve değerli bir konak vardır. Mahalledeki diğer evlerden farklı bir tarzda yapılan bu taş konağın sütunlu girişi ve ilginç mimarisi dikkat çeker. Bu konağı sahibi ise Ordu’da ticaretle uğraşan Bedros Ağa'nın oğlu Hacı Karakin Anasal’dir..
1942-43 yıllarında Hacı Karekin Anasal’a Ordu şartlarına göre 55 bin lira gibi çok büyük bir varlık vergisi çıkmıştır. Hacı Karekin Efendinin bu büyük vergiyi 15 gün gibi çok kısa bir zamanda içinde nakit olarak ödemesi gerekiyordu. O zaman içinde Hacı Karekin Anasal bu vergiyi nakden ödeyememişti. Koca konak ve Ordu merkezindeki kumaş ve manifatura mağazaları vergi ödenemediği için Ordu Defterdarlığı tahsildarlarınca icra ve ihale yoluyla satışa çıkartılmıştır. Hacı Karekin Anasal’a ait mağazayı basan icra memurları işyerindeki bütün emtiayı ve top top kumaşları acımacısızca sokağa yığmışlardır. İcranın tarihi konak için açtığı ihaleye katılan dönemin ünlü Tüccarı Furtunzade Kamil Bey tarafından 15 bin liraya satın alınmıştır. Ve yine Varlık vergisinin haksız ve hukuksuz uygulamalarıyla ilgili Ordu’da anlatılamayan üzeri kapatılıp acılarla yoğrulup küllenen o kadar çok dramatik hikâyeler vardır ki…
Bu haksız ve ağır vergiler sonunda ekmeklerini başka ülkelerde arayan Ermenilerin tüm ülkede olduğu gibi Avrupa’ya, Güney Avrupa’ya göç etmekten başka çareleri kalmamıştır… İşte zorunlu göçlerin sonucunda Vahram Çitciyan gibi binlerce gayrimüslim ailenin yeni hayatları doğdukları topraklarda bitmiş, doydukları, itibar gördükleri ve mutlu oldukları yeni topraklarında başlamıştır… Ama Arjantin’de şurada burada ne kadar zengin olursa olsunlar, onlar yine de Ordu’yu, Boztepe’yi, Yaylalarını, vefalı komşularını, çocukluk anılarını unutamamışlardır. Maradona’nın vefatı ile gündeme gelen Ordu’lu Vahram Çitciyan’a rahmet diliyorum, toprağı bol olsun…,
 Fotoğraflar Aret Bakır ve Uğurcan Ataoğlu arşivine aittir.
 

Bu haber 2577 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum