Reklam

ORMANLAR YANARKEN !.. Pardon YAKILIRKEN !...

Sn. Turan Ateş Bey'in "ORMANLAR YANARKEN !.. Pardon YAKILIRKEN !..." başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

ORMANLAR YANARKEN !.. Pardon YAKILIRKEN !...

Sn. Turan Ateş Bey'in "ORMANLAR YANARKEN !.. Pardon YAKILIRKEN !..." başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

ORMANLAR YANARKEN !.. Pardon YAKILIRKEN !...
14 Temmuz 2022 - 09:20



      Akdeniz ve Eğe Denizi Sahillerinde son günlerde; önü alınamayan ORMAN YANGINLARI....
    Yanan Ormanlar belli....Devlet Ormanları....Yakanlar veya yaktıranlar kim ve kimlerdir?...
    Bu Sorulara cevap aranmalıdır.Sonra; uzun süre söndürülemeyen ve Denetim altına alınamayan ORMAN YANGINLARI....
     Orman Bakanlığının önemli bir Kurumu olan ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ....Ve bu kuruma bağlı ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ....Ve ORMAN İŞLETME Müdürlükleri....Ve ORMAN BÖLGE ŞEFLİKLERİ.....
        Bu Kurumların bünyesinde sınırlı da olsa; çıkan Orman Yangınlarını Önleyebilecek veya önleme çalışmaları yapabilecek Birim ve ekipleri var....Ayrıca gerektiğinde TSK.nin Hava Kuvvetlerinde ve tüm Bölgesel Kurumlardan yardım alınır....Bu yardımı da her kurum gücü oranında vermek zorundadır...
       Ben; Ormanını yangından kurtarmak için; Yaşamını kaybeden Orman Mühendislerimizi anımsıyorum....
     Sosyal Medyadan bir haber ....Orman Yangınları Söndürmek  için;Bazı Firmalara ihale verilmiş...Bu Firmalar yetersiz kalmış....TBMM bu Olayı denetleyebilir...
     Ozan M.EMİN YURDAKUL'un  bir şiiri aklıma geliyor...
     "Sakın kesme,gölgesinden yorgun çiftçi dinlensin.
      Sakın kesme,aziz vatan günden güne şenlensin..."
    Demek ki;  O dönemlerde -KESME- vardı...Ama ;-YAKMA -Yokmuştu...
     xxxxx

    Ağaç insanın  sağlıklı yaşamını ,bedensel  ve ruhsal olarak her yönde etkilemektedir.Şarkıların güftesine de ana tema olmaktadır.
      Sanat Güneşimiz merhum Zeki MÜREN; " Akasyalar açarken..." Merhum Yusuf NALKESEN ; " Gölgesinde mevsimler boyunca oturduğumuz....Hayaller kurduğumuz...O ağacın altını şimdi anıyor musun?" LİVANELİ'nin " Kanlı Kayın ormanından, yürüyorum geceleyin...."
      Tarih olmuş bazı OZANLARIN VASİYETNAMESİ...."Öldükten sonra,bir köy mezarlığında  ÇINAR ağacının altına gömülmesi  istekleri..."
      Sert esen ve insanı sıkan  rüzgarların ; ağaçların dallarına takılarak ve yapraklarını okşayarak, yumuşaması....Ve insanın ruhuna da bir  İLHAM vermesi...
     İnsan ruhuna ve yaşamına etkili olan  bir doğal VADİ....Bu Vadide görünümü ile insanı etkileyen ağaçlar....
      Çocukların dallarında salıncak kurduğu....Bunalıma giren Büyüklerin kendini astığı ağaçlar... 
      Genç ve acemi AŞIKLARIN; el ele tutuşarak dolaştığı....Birbirlerine SEVGİYE dayalı  bir GELECEK sözü verdikleri,  O AĞAÇLARIN ALTI.....
      "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve HÜR...
       Ve bir ORMAN gibi GÜR , KARDEŞCESİNE...
        Bu DAVET BİZİM....." 
      Diye seslenen OZAN.....
          Ormanlarda doğal bir yaşam vardır. Bu YAŞAM;Masallara konu olmuştur. Hayvanlar aleminin  masallarda geçtiği üzere; bir YAŞAM kenti ve Kültürü olmuştur, ORMANLAR....Ormanlarda ki bu YAŞAM; Sanata KONU ve Sanatçıya  İLHAM kaynağı olmuştur....
     Saniyede 70.000 metre küp SU AKITAN; AMAZON NEHRİNE-kim ölçmüş ise-Kaynak veren de ; AMAZON ORMANLARIDIR....
     Nasıl ki; MISIR ,NİL Nehrinin bir Hediyesi ise;AMAZON NEHRİ DE , AMAZON ORMANLARININ   doğaya ve bizlere bir HEDİYESİDİR....
       Bir Ülkenin GELECEĞİ;doğal zenginliklerden önce; DOĞAL GÜZELLİKLERE verdiği değer ile   doğru orantılıdır........
       xxxxxxx
     Hukuk Literatürümüze baktığımızda; Cumhuriyet Dönemi öncesi ORMANLARLA ilgili YASAL bir DÜZENLEME yoktur.....
      Ormanlar; Atasözleri ve Padişah Fermanları ile korunmuştur.
         M.KEMAL; 1935 li yıllarda; BENTNAM adlı bir ALMAN Bilim Adamını Ülkemize davet etmiş; Ve Ormanlarımızı inceletmiş; adı geçen Bilim Adamına bir Rapor hazırlatmıştır. 1936 li yıllarda 3116 Sayılı ilk ORMAN YASASI düzenlenmiştir.
      Zaman zaman Yeni Orman Yasaları yeniden düzenlenmiştir.
      Biz ANAYASAMIZDAKİ; ORMANLARLA ilgili Düzenlemeye göz atalım....
       Anayasamızın 169. ve 170. maddeleri düzenleme getirmiştir.
     Madde metni aynen:
   "Devlet, ormanların korunması ve  sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. YANAN ORMANLARIN YERİNE  YENİ ORMAN YETİŞTİRİLİR,  bu  yerlerde  başka çeşit  tarım ve hayvancılık  yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
    .........
.........................................."
     Devam ediyor düzenleme....
     Kapsamlı Düzenleme ise; zaman zaman değişime uğrayan 6831 sayılı Orman Kanunumuz var....
      Dikkatimizi çeken düzenleme ise; ORMAN YANGINLARI ile ilgili...
     YANAN veya YAKILAN ORMANLARIN yerine YENİ ORMANLAR Yetiştirilir....
       Heyyyy....Ormanları bir amaç için Yakanlar!...Yaktıranlar!...Avucunuzu yalayınız....Yanan Ormanların yerine ; Anayasa Emri olan düzenlemeye göre; Yeniden ORMAN YETİŞTİRİLİR...Bu yerlerde TARIM  ve HAYVANCILIK da yapılamaz....
     xxxxxxxxxxxxx
     Yanan veya Yakılan ORMANLARIMIZ!....Hep AKDENİZ ve özellikle de EGE ve MARMARA Bölgelerimizin Turizme alternatif Bölgelerinde ve alanlarında Bu YANGINLAR OLUŞTURULMAKTA veya OLMAKTADIR....
     Bizim Kafamızda bu  nedenlerle de soru işaretleri bırakmaktadır.
      1961 Anayasasının getirdiği düzenlemeye; 17.04.1970 yılında ek bir düzenleme getirildi.Yani Anayasa değişiliği yapıldı.
     Değişilik aynen:
     "Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından  orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan  tarla,bağ, meyvalık,zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında  veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir,kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında hiç bir daraltma yapılamaz....
  ...................................."
       1982 Anayasasının Ormanları düzenleyen  169.maddesinin 4. fıkrası ise şu düzenlemeyi getirdi....
Madde metni aynen;
    "Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiç bir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce  bilim ve fen bakımından  orman niteliğini tam olarak  kaybetmiş olan tarla,bağ,meyvelik,zeytinlik gibi çeşitli tarım  alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen  araziler,şehir,kasaba ve köy yapılarının  toplu olarak bulunduğu yerler dışında ,orman sınırlarında daraltma yapılamaz."
     Anayasadaki bu değişiklik ve düzenleme ile 6831 sayılı ORMAN Yasasının 2. Maddesinde de değişiklik yapıldı.
     Madde metni aynen;
     " Orman sayılan yerlerden :
    A)Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen  yerleştirilmesi maksadıyla ,orman olarak muhafazasında  bilim ve fen bakımından  hiç bir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde  yarar olduğu tespit edilen  yerler ile  halen orman rejimi iç,inde bulunan  funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanına  dönüştürülmesinde  yarar olduğu tespit edilen yerler,
    B)31.12.1981 tarihinden önce  bilim ve fen bakımından  orman niteliğini tam olarak  kaybetmiş yerlerden;tarla,bağ,bahçe,meyvelik, zeytinlik,fındıklık(,antep fıstığı ,çam fıstığı)  gibi çeşitli tarım alanları veya otlak,kışlak,yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında  yarar olduğu tespit edilen  araziler ile şehir,kasaba ve köy yapılarının toplu  olarak bulunduğu yerleşim alanları,orman sınırları dışına çıkartılır.
    ...........................................   "
     Yani Şimdi 2/ B olarak tabir edilen,                               
          BİLİM ve FEN BAKIMINDAN ORMAN ÖZELLİĞİNİ KAYBEDEN ve YENİDEN BİLİM ve FEN BAKIMINDAN ORMANA DÖNÜŞÜMÜ MÜMKÜN OLMAYAN YERLERİN ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARMA İŞLEMİDİR.
     Yani ORMAN ALANLARININ YASAL olarak daraltılmasıdır.
      xxxxxxx
         Sonra ne oldu? 19.04.2012 günü; 6292 sayılı Yasa çıkarıldı....2/B arazileri Zilyetlere-Yani Ormanı yok eden işgalcilere -taksitle satışları yapıldı....
     Sonra da 6306 sayılı Afet Riski Yasası getirildi.
    İnşaat Sektörü; adeta 2/B arazilerini HAK Sahibi Zilyetlerden kaptılar....Yüksek yüksek Binalar yapıldı....Ve İnşaat Sektörü de sonunda bir çıkmaza girdi....
     KOÇ Şirketinin üst düzey Müdürlerinden bir arkadaşım-A. ÇAĞLAYAN- anlattı.
    Şirket toplantısında bir müdür; "Akdeniz ve Eğe Sahillerinde  TARLALAR alınıp, İMARA Açılıp Satışlarının yapılmasını...Bazı yerlerde İnşaatlar yapılmasını ...." önerir....
     Merhum VEHBİ BEY; sinirlenir...." Biz SANAYİCİYİZ....İnşaat Malzemesi üretiriz....Ama İnşaat üretemeyiz....Otomobil üretiriz. Ama ; otomobil alıp-satamayız....Bu tür konular, bu şirketten bir daha gündeme gelmesin...." ikazını yapar....
    Geçenlerde FECABOC sayfasında bir resim....İnşaat Sektörünün önde gelen Patronlarından birisi - 70 yaşlarında-25 yaşlarında gösterişli  bir kızımızla, bir tatil kentinde KOL KOLA.... Biyolojik olarak Dede -Torun konumunda.....
      Hepimizin bir dünya özlemi vardır.HIRSIZLARIN Olmadığı bir dünya....Sevilmeye layık küçük kızların ve her genç kızın,namuslu seven bir gençle yuva kurduğu.... Paranın,namusun,arın,hayanın ve yaşamın  satılmadığı bir dünya....Hepimizin özlemi de bu değil mi?....

Bu haber 494 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum