Reklam

Savaş; zorunlu kalınmadıkça bir CİNAYETTİR...

Sn. Turan Ateş Bey'in "Savaş; zorunlu kalınmadıkça bir CİNAYETTİR..." başlıklı makalesini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

Savaş; zorunlu kalınmadıkça bir CİNAYETTİR...

Sn. Turan Ateş Bey'in "Savaş; zorunlu kalınmadıkça bir CİNAYETTİR..." başlıklı makalesini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

Savaş; zorunlu kalınmadıkça bir CİNAYETTİR...
03 Mart 2024 - 10:29

SAVAŞ....SAVAŞ....

           Eskilerin anlatımı ile HARP....
     Savaş; zorunlu kalınmadıkça  bir CİNAYETTİR....Ancak; VATANA,CANIMIZA ve MALIMIZA KASTEDENLERE Karşı da SAVAŞ zorunlu bir HAKTIR...
     Ülkemizde; SAVAŞA ,TBMM Karar verir...
    1961 Anayasasının  66. Maddesi bir düzenleme getirmiştir...
    Madde Metni aynen;
    " c) Silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme.
     MADDE 66--Milletlerarası hukukun  meşru saydığı  hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye'nin  taraf olduğu milletlerarası  andlaşmaların  veya  milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere  gönderilmesine veya yabancı  silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.                                                                                        
      Bu izin için,Meclisler birlikte toplanarak karar verirler."
      Evet Anayasal düzenleme gayet açıktır. Tereddüte ve değişik bir yoruma gerek yok...
     Yani ; ULUSLARARASI HUKUK Kurallarının  geçerli saydığı durumlarda  SAVAŞ HALİ İLANINA......Yabancı Ülkeye Asker göndermeye ...Yabancı Ülke Askerinin  Ülkemizde bulunmasına ilişkin İZİN olayını TBMM vermektedir. Hatta o zamanlar; MM yanında C. SENATOSU vardı. İzin Toplantısı beraber yapılarak KARAR Alınıyordu...
    1974 Temmuz ayında; KIBRIS BARIŞ HAREKATI Yapıldı...
Bakanlar Kurulu Kararı TBMM.de UYGUN Görülerek Karar alındı.
    O zaman  CHP-MSP Koalisyon  Hükümeti vardı...Bir Gazete haber yaptı.
     Başbakan Merhum ECEVİT ve üç CHP.li Bakanın KARARA Muhalif kaldığı söylentisini ortaya attı.Başbakan Yardımcısı Merhum ERBAKAN;" Bu bir Hükümet sırrıdır.KARAR İTTİFAKLA Alındı.Karar öncesi herkes düşüncesini söyler..." dedi.
      Yine 1950 li yıllarda; KORE'ye Türkiye ASKER Gönderdi. Ama TBMM.de bu konuda KARAR alındı.
     xxxxx
    Konuyu 1982- ve Sonraki Anayasamızdaki Düzenlemeler  yönünden ele alalım....
      1982 Anayasasının  92. Maddesi  düzenleme getirmiştir. Madde metni de aynen;
    " F.Savaş hali ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme
     MADDE 92.Milleetlerarası  hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ve ilanına ve Türkiye'inin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların  veya milletlerarası  nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında,Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine  veya yabancı silahlı kuvvetlerin  Türkiye'de  bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
     Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani  bir silahlı saldırıya uğraması  ve bu sebeple  silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir."
       1961 Anayasasındaki düzenlemeye ek olarak   yeni  bir düzenleme getirmiştir. Belirli durumlarda CUMHURBAŞKANINA  bu yetkiyi vermiştir.TBMM Tatildeyse veya ani bir saldırı olmuş ise; Cumhurbaşkanı bu kararı alabilir.Anayasa ALIR demiyor...ALABİLİR diyor...Yani Cumhurbaşkanın takdiri....
      xxxxxxx
    Yine  1961 Anayasasının 110. ve 111. maddeleri  MİLLİ SAVUNMA'yı düzenlemiştir. Madde  metni aynen;
    " VIII. Milli savunma
     a) Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı.
     MADDE 110- Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin  manevi varlığında ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
    Milli güvenliğin sağlanmasından  ve Silahlı Kuvvetlerin savaşa hazırlanmasından,Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur.
    Genelkurmay Balkanı,Silahlı Kuvvetlerin komutanıdır.
    Genelkurmay Başkanı,Bakanlar Kurulunun  teklifi üzerine , Cumhurbaşkanınca  atanır; görev ve yetkileri  kanunda düzenlenir.Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.
  Milli Savunma Bakanlığının  görev ve yetkileri, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarıyla ilişkileri kanunla düzenlenir. "
    Yalnız bu son fıkra 1971 Askeri Müdahalesi  sonrası eklendi.
       Anayasanın 111. Maddesi ise Mili  Güvenlik Kurulunu düzenlemiştir.
     Madde metni gayet açık...SAVUNMA  GÖREVİNİ  dağıtmıştır. TSK, Başbakan ve Cumhurbaşkanı....TBMM adına....
       1982 Anayasasının  117. Maddesi de benzer düzenlemeyi getirmiştir.
     Ama; Bu Maddedeki düzenleme; yani 117 Maddede Ciddi ve dikkat çekici değişiklikleri  16.04.29-017 günü değiştirilmiştir.
     Bu Madde metni aynen;
 "İ.Milli Savunma
  I.Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanliği  
  MADDE 117-Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi  varlığında ayrılmaz ve  Cumhurbaşkanı tarafından  temsil olunur.
   Milli güvenliğin sağlanmasında ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Cumhurbaşkanı sorumludur.
    Cumhurbaşkanınca atanan Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup,savaşta  Başkomutanlık  görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir."

     Diğer fıkralardaki düzenlemeler aynı tarihte yürürlükten kaldırılmıştır.
     İşte mevcut Anayasamızdaki; TSK.nin konumu ve bağımlı olduğu birim....
     Anayasamız ve Anayasa Hukukumuz açısından SAVAŞ  ve SAVAŞ Açma veya açılan bir SAVAŞA Katılma koşulları bunlarla sınırlıdır.
    Geçmişte; Osmanlı İmparatorluğu FRANSAYA; Kral 1. Fransuva'nın annesini yardım isteği  Fransa'ya Savaş için her türlü-Asker dahil yardımda bulunmuştur.
     Osmanlı İmparatorluğu RUS ÇAR'ından dahi ; "DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR..." sözü ile Savaş için  yardım talep etmiştir.
      Türkiye 1950 li yıllarında KORE'ye bir TUĞAY ASKER göndermiştir. Bugün KORE' DE SAVAŞANLAR DERNEĞİ kurulmuştur.
    Kore'ye Asker gönderme kararı,TBMM de ve Kamuoyunda çok tartışılmıştır.
     İlkokul sıralarında iken bize KORE Marşını öğrettiler...
       " Milletler-Devletler birdir oyumuz...
         Cihanla savaştı şanlı Soyumuz....
         Doğu-batı-kuzeye ve KORE'ye,
         Uzandı sınır boylarımız...."
     xxxxx
    Yalnız 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili olarak; ASKERİ YARGITAY ve ASKERİ YÜKSEK İDARE Mahkemesi düzenlemesi getirilmiş idi. 
    Bu Düzenlemeler yerine Sivil Yargıya bıraktı...
   Yine ASKERİ Akademik Hastaneler yerini Sivil Hastanelere bıraktı....
     Yalnız; Dünyada bazı ÜLKELER Ordu İstihdam ederler...Dünya siyasetini ve ekonomisini elinde tutmak için...ABD.nin  Akdeniz'deki  6. FİLOSU...RUSYA'NIN KIZIL ORDUSU....İNGİLTERE'NİN DENİZ FİLOSU....Silahlı Kuvvetlerin ayrıcalığı vardır. Olması da gerekir.
    Bazı Dünya ÜLKELERİ ise kendi İÇ ve DIŞ Güvenliğini sağlamak için Ordu istihdam ederler...Akdeniz Ülkeleri...Ve Türkiye....Aynı şekilde; Askerlerin Ayrıcalığı gerekir.
     Bazı Ülkeler ise; Sembolik olarak Ordu istihdam ederler...Kuzey Avrupa Ülkeleri...Boru-Trampet Takımı gibidir...Bir ayrıcalığa da gerek de yoktur.Askerleri de bu ayrıcalığı da kabüllenmezler...
     Çünkü bu Ülkeler; insanlarına Çağdaş eğitim yanında; İnsanlarına yaşam düzeyini de yükselterek; işsizliği de yenerek; İnsanlarını mutlu tutmuşlardır. Başbakanı,Bakanı Tranvay ve otobüs kuyruğunda bekler....Bakanın oğlu; Belediye otobüsünde Vardiyeli çalışan şöför...
      Bu Ülkede SAVAŞ için bir ortam ve koşul yok...
     Demokrasinin oturtulmadığı Toplumların Yönetimi her zaman terör güçlerinin etkisindedir. Toplumlar FEODAL Yapılarını yıkıp; BİLİMİN etkin olduğu bir  toplum düzenine geçilemediği sürece; o toplumun  FERTLERİ; bugünkü Avrupa kapılarını zorlayan göç olayına mahkumdurlar.
       ORTADOĞU...ve özellikle de ARABİSTAN Toplumu; Bilimden uzak...Hurafe ve Din Kurallarının her alanda etkin olduğu bir TOPLUM Düzenini  aşamadılar...
      ORTADOĞU bir bataklıktır. Giren zor çıkıyor, bu bataklıktan... Türkiye ve Türkiye'deki Siyasal Yönetimlerin  hiç biriside bu güne kadar ORTADOĞU Ülkeleri ile Eğitim ve Teknoloji yönünden işbirliğine girmemişlerdir. ORTADOĞU; Ülkemizi ve toplumuz için her zaman sıkıntılarla dolu bir Coğrafi bölge olmuştur.

Bu haber 353 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum