Turan Ateş yazdı :
Tv. Kanallarında izliyorum, bir kaç gündür....SEÇİM YASASINDA Değişiklik....% 10 BARAJI % 5 veya %7 ye Düşürülecek söylemleri...
2000 li yıllara gelinirken Dünyada DUVARLAR yıkıldı....Demokrasiyi bünyesine kabul etmeyen , DİKTA REJİMLERİ; yerini Halk İradesi olan DEMOKRASİYE bıraktı...Ama...Bizim CİCİ DEMOKRASİ ise daha da geriye götürüldü. SİYASAL GÜÇLERİN ve YETKİLERİN KURUMLARLA ve KURALLARLA PAYLAŞIMI yerini; TEK KİŞİLİK bir YÖNETİM Sistemine bıraktı...
Ben 2014 li yıllarda kaleme aldığım; " DEMOKRASİ,SİYASİ PARTİLER ve SEÇİM " adli Kitabımda; BAŞKANLIK SİSTEMİ, bizim sınırlı demokrasimizde nasıl bir uygulaması olacak? Ve DEMOKRASİMİZ, bu sistemi taşıyabilecek midir?...
Demokrasi; Siyasal ERKLERİN Ayrılması ve Yetkilerin PAYLAŞIMIDIR?...Kendin gibi düşünmeyen veya düşünemeyenlerle UYUM, Tahaamül ve gerektiğinde İŞBİRLİĞİDİR.
Bizim Siyasilerin Demokrasi anlayışı ise; ÇOĞUNLUĞUN, kendisi gibi düşünmeyen AZINLIĞI; DEVRE DIŞI bırakarak bunun üzerinde bir tahakkümdür.
KUVVETLER AYRIMI; Devletin Organları arasında ÜSTÜNLÜK anlamına gelmeyip; Devletin belirli Yetki-Görevlerinin yürütülmesinde ibarettir. Bir İŞ BÖLÜMÜDÜR. Üstün olan ANAYASA ve YASALARDIR....
Atatürk İlke ve İnkılaplarının en önemlisi de ; LAİKLİKTİR...
" Anayasa Mahkemesi bir Kararında; Laiklik, Ortaçağ dogmatizmini yıkarak, aklın öncülüğü, bilimin aydınlığı ile gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışını, Uluslaşmanın , Bağımsızlığın, Ulusal Egemenliğin ve İnsanlık İdealini ana temel kılan bir UYGAR YAŞAM Biçimidir.
Çağdaş bilim, skolastik düşünce tarzının yıkılması ile beraber doğmuş ve gelişmiştir. LAİKLİK dar anlamda; Devlet İşleri ile Din İşlerinin ayrımı olarak tanımlanır.
Anayasa Mahkemesi; " Laiklik ,egemenliğe, demokrasi ile özgürlüğe ve bilgi bileşimine dayanan toplumsal bir atılım; siyasal, sosyal ve kültürel yaşamında çağdaş düzenleyicisi...."
Olarak kabul etmiştir.
Dine dayalı düşünce ve değerlendirmelerin geçerli olduğu, din kurallarına dayalı bir Toplumda; SİYASAL ÖRGÜTLENMELERDE DİNSEL NİTELİKTE olmaktadır. Laik bir düzende DİN; siyasallaşmadan kurtarılarak da yönetim aracı olmaktan da çıkarılır. Böylece DİN saygın bir şekilde yerinde tutularak, Kişilerin VİCDANLARINA bırakılır.
SİYASAL YAŞAMIN DAYANAĞI da BİLİM ve ÇAĞDAŞ HUKUK olur. LAİKLİĞİN OLMADIĞI BİR TOPLUMDA DEMOKRASİ de OLAMAZ.. Bu gün ARAP Ülkelerindeki Demokrasi hareketleri de bunun kanıtıdır. Demokrasinin namusu da sadece SANDIK değildir. Görev - Yetkinin ve sorumluluklarında tek elden toplanmamasıdır. Birbirlerinden üstün olmayan Kurumlarca da bunların paylaşımıdır.
xxxx
Her nedense ; Siyasal Yönetimler, demokratik kitle örgütlerinin ve tüm Sivil Toplum Örgütlerinin ELEŞTİRİLERİNDE de Hoşnut olmazlar. Elbette; Olmak zorunda da değildirler.
Ancak; PARLAMENTO Çoğunluğu ile de Sivil Toplum Örgütleri. de yok edemezler.
Demokrasinin TAŞIYICI KOLONLARI olan SİYASİ PARTİLER ve SEÇİM Müessesesi önemlidir.
SİYASİ PARTİLER Müessesesini ayrıntıları ile İncelemeden SEÇİM Müessesini ele almak yerinde olamaz...
xxxxxx
SEÇİM :
Bir doğa olayı olan DEPREME; dayanıklı konutlar için, daha zeminde iken radyal temel atılır. Bu temel binayı doğal sarsıntılar-dan korur. Doğa olayı olan Depreme karşı da DİRENÇLER üretir.
İşte DEMOKRASİNİN ANA Unsurunun da SEÇİM olduğunu söyleyebiliriz. Seçim Demokrasinin zeminidir. Siyasi Partiler ise; Kiriş ve Kolon sistemidir. DEMOKRASİNİN Ana Temeli SEÇİM.....
Ama, nasıl bir SEÇİM?...Elbette Kurallarının uygulandığı ve Kurumlarının DENETLEDİĞİ; DÜRÜST ve bir seçim..
Alman Düşünür NİETZSCHE;. yaşadığı çağda şu tespiti yapmıştır.
"Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendisine SEÇİM Hakkı verilse dahi, hiç bir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece SEÇİM yaptığını zanneder.
Cahil toplumlarda Seçim yapmak; Okuma-Yazma bilmeyen adama hangi KİTABI okuduğunu sormak kadar ahmaklıktır.
Böyle bir SEÇİM ile İKTİDARA gelenler, düzenledikleri TİYATRO ile Halkın EĞEMENLİĞİNİ Çalarlar..."
Köy Enstitülerinin Kurucusu olan İSMAİL HAKKI TONGUÇ;
"Köylü eğitilmeden , işçiye iş verilmeden ,herkesin toprağı olmadan DEMOKRASİ gelmez. İki tür DEMOKRASİ vardır.
Gerçek DEMOKRASİ için HAŞLK sıkı bir denetimden geçirilir. Halk eğitilmeden demokrasiye geçildi. Bir sandığa kağıt atıldı ve adı da DEMOKRASİ Oldu...."
Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esasına göre; YARGI GÖZETİM ve DENETİMİNDE Yapılır.
SEÇİM YASALARIMIZA Göz attığımızda;
1- 298 SAYILI SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE DAİMİ SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN....
Seçimlerin Anayasasıdır. 26.04.1961 yılında kabül edildi. 02.05.1961 günü yayınlandı...Tüm Seçimlerde uygulanan ve seçimlerin her türlü düzenlemesini, Seçim Kurullarının-YSK-hariç Oluşumunu belirleyen yasamızdır.
Zaman zaman da değişimlere uğramıştır.
Özellikle de SEÇMENİ Belirler...
2- 2839 Sayılı MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ KANUNU....
10.06.1983 de kabül edilip; 13.06.1983 günü yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Seçim Sistemi ve usulünü; "Seçimin tek dereceli, Nispi Temsil Sistemine göre, esit ve gizli oy ile tüm yurtta aynı günde Yargı Yönetim ve denetimi altında yapılacağını; serbestlik ilkesi ile seçmenin oyunu kendisinin kullanacağını düzenlemiştir.
Zaman zaman değişimlere uğradı...
Seçim Çevrelerini ve çıkaracakları MİLLETVEKİLİ Sayısını da belirler...
Milletvekili seçilebilme koşullarını da belirler...
Bu Yasanın getirdiği Düzenlemeye göre; HER İL,BİR SEÇİM ÇEVRESİDİR...Yalnız Ankara-İstanbul-İzmir Birden fazla Seçim Çevresidir. Ancak; İldeki Bölgelerin hepsi de İL SEÇİM Kurulunun Görev alanındadır.
33. Maddesine göre; Bir Siyasi Parti ÜLKE GENELİNDE GEÇERLİ OYLARIN % 10 unu geçemiyorsa; Siyasi Partiler Milletvekili Çıkaramazlar...
Bu düzenleme 12. EYLÜL HUKUKUNUN bir kalıntısıdır.
O dönemlerde bu düzenlemede beklenen amaç; Hükümet Bunalımlarını önlemek ve Siyasi krizlerin önünü kesmek idi...
Zaman zaman bu %10 luk BARAJIN KALDIRILMASI veya AŞAĞI ÇEKİİLMESİ...
Ancak sıcak bakılmadı...Daha sonraları da DOĞU HALKININ Oyları ve Doğu Halkı ile bütünleşmek arzusunda olan Siyasi Partilerin TUTUMLARI....
Ama ; bu Partiler; SEÇİMLERE Katılmadılar...Bağımsız ADAYLARLA Seçimlere girdiler ve TBMM.de GRUP Oluşturdular....
Bu %10 Barajı bu nedenlerle kalmadı ve kaldırılması Meclise dahi getirilmedi...
Doğu Anadolu Halkı Seçimlerde; 1982 sonrası ÖZAL'ın ANAP'ına....2003 sonrası da AKP. Oylarının büyük çoğunluğunun verildiğini görüyoruz.
Ama...Bu gün için; bu konum değişti...Doğu Halkı Seçmeni HDP. ye yöneldi...
Bunun Yanında MHP. Oyları da oldukça geriledi ve % 5-7 lere düştü.
% 10 BARAJININ % 7 ye düşürülmesi YETMEZ... Sayın BAHÇELİ 'yide Kurtarmaz.... Çünkü, bir İYİPARTİ ve MERAL AKŞENER FIRTINASI Var...
Aslında; Bu BARAJIN TAMAMEN KALDIRILMASI GEREKİR....Demokrasilerde Baraj ve benzeri engeller olamaz...
Getirilmek istenen bir de SEÇİM SİSTEMİ Var....
Adı da DAR BÖLGE.....
Ülkemizde; TBMM Seçimlerinde her İl bir SEÇİM BÖLGESİDİR....İlin Çıkaracağı MİLLETVEKİLİ Sayısını YSK. Ülke Nüfusunun geneline göre belirler...
Örneğin; KIRŞEHİR İlimiz 4 Milletvekili çıkarır. DAR BÖLGE SİSTEMİNDE; Kırşehir İLÇELERİ ile beraber DÖRT BÖLGEYE Bölünecek....SEÇMEN Sayısı Bölünmede etkilidir.
KAMAN İlçesi ve Köyleri ile AKPINAR İlçesi Köyleri BİR BÖLGE Kabul edilebilir. MUCUR İlçesi ve Köyleri ile ÇİCEKDAĞ İlçesi , BOZTEPE İlçesi ve AKÇAKENT İlçesi ile Bu İlçelerin Tüm Köyleri Bir BÖLGE , KIRŞEHİR MERKEZ İlçesi Mahalleri ile İKİ BÖLGEYE Ayrılır....
Tabiki , bu BÖLME Seçmen sayısı ile de doğru orantılıdır.
Bu BÖLGELER Numaralandırılır ve DÖRT Tane MİLLETVEKİLİ SEÇİM Bölgesi oluşur...1. BÖLGE, 2.BÖLGE, 3. BÖLGE ve 4. BÖLGE....
Her Bölge BİRER TANE MİLLETİ VEKİLİ Çıkarır.
Tüm Siyasi Partiler ve Bağımsız Adaylar Adalık başvurunu BÖLGE Adını belirleyerek yaparlar.
Seçime katılan Siyasi Partiler Her Bölge için; ayrı ayrı BİRER Tane Aday başvurusu yaparlar.
Her Bölge; EN ÇOK OYU ALAN Siyasi partinin Adayı ve Bağımsız Millet Vekili Seçilmiş sayılır...
Bakarsınız; Her Bölgeyi de Aynı Siyasi Partinin Adayları seçilebilir. Bağımsız Aday da en çok oyu almış ise seçilebilir.
İstanbul'da 100 Milletvekili Çıkarıyorsa; 100 tane SEÇİM BÖLGELERİ Olacaktır. Ankara Çıkaracağı Milletvekili sayısı kadar, SEÇİM BÖLGESİNE Bölünecektir. İzmir sanırım 20 den aşağı olmamak üzere SEÇİD DAR BÖLGESİNE Bölünecektir.
Yalnız Çoğunluğu Siyasi Partinin , Bölgesinde en çok oyu alarak 1. Olmuş olabilir...Ama ; Aday gösteren Siyasi Partisinin de ; ÜLKE BARAJINI da AŞMIŞ Olması da gerekir....
En çok Oyu alan Siyasi Parti adayı; Ülke Barajına Partisi takılmış ise; Barajı Aşmış olması koşulu ile 2. Sıradaki Patinin Adayları değerlendirilir.
SEÇİM; Sonuçları ve Seçim Kazanma; Birinci olmanın yanında Ülke Barajına da Takılmaması gerekir.
Bu sistem kabul edildiğinde; Türkiye 600 adet-Milletvekili sayısı kadar-DAR BÖLGEYE ayrılacaktır. Her Milletvekili için BİR SEÇİM ÇEVRSİ Oluşturulacaktır.
Bu SİSTEM; Çok Partili Sistemi benimsemiş DEMOKRASİMİZİN Kurallarına da Aykırıdır.
Yerel Yönetim Seçimlerinde BELEDİYE Başkanları için uygulanmakta olan sistemdir.
Bu Sistem ile Küçük Partiler; TBMM.ne Üye Sokamayabilirler...
Bu SİSTEM; Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan; Siyasi Partilerin büyüme ve gelişmelerini de önleyecektir.
Bu sistemde, SEÇMENİN Büyük çoğunluğunun ve hatta, salt çoğunluğunun da TBMM.de Temsil edilemeyeceği bir sonucu da doğurabilir.
Geçerli OYLARIN BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞUNU OLUŞTURAN SEÇMENDE TBMM.de Temsil olunamayacaktır. Geçerli Oyların % 50 yakını alan bir Siyasi Parti TBMM.ne ÜYE gönderemeyebilir. %50 nin altında oy alan bir siyasi Parti ; İktidar olabildiği gibi; TBMM.ne Tüm Üyeleri alarak da gönderebilir.
xxxxxx
SİYASİ PARTİLER.....
Siyasi Partiler, Demokrasinin vazgeçilmez öğesidirler. Yaşamımı-zın her alanında, özellikle de Siyasal Yaşamımızda kendilerini hissettirip kabul ettirmişlerdir. Tüm insanlar POLİTİKA ile ilgili veya Politikanın içindedirler.
Demokrasinin var olduğu Ülkelerde her zaman; YÖNETENLER ve YÖNETİLENLER olmuştur. Yönetenler her zaman ELİT bir Azınlık olmuştur.
Yönetilenler ise, Ülkedeki her zaman ki ÇOĞUNLUKTUR...
Yönetilenler, Demokratik Ülkelerde bir gün gelir YÖNETEN olur.
Kısacası Demokrasilerde; bir dönüşüm kuralı işlerliği vardır.
Yalnız, Ülkemizde hala; Siyasi Partilerin Yönetim Kadrolarını, YÖNETİLENLER DEĞİL; Hala da YÖNETEN AZINLIKLAR Belirlemekte-dir.
Siyasi Partilerin YÖNETİM Örgütlenmesi; Partilerin tabanınca değil; Tavanınca belirlenmektedir.
1982 Sonrası Siyasi Partilerin Örgüt Seçimleri yanında; TBMM .nede SEÇMENİN Önü kesilmekte ve Dayatma Milletvekili Aday Listeleri sunulmaktadır.
1982 Sonrası Ülkemiz DEMOKRASİSİNDEN ÖNSEÇİM unutulmadı ama; Kaldırıldı. ADAYLARI; ÖN SEÇİMLE Belirleme Müessesi unutuldu.
Öncelikle; SİYASİ PARTİLER Yasasında değişiklik yapılarak; MİLLETVEKİLİ ADAYLARINI Belirleme Partiye Kayıtlı ÜYELERCE BELİRLENMELİDİR....
Parti Yönetiminde Görev almış Yöneticilerin EŞLERİ ve Yakınları Milletvekilliği Sevdasından vazgeçmelidirler... Eşi Belediye Başkanı...Kendisi de Milletvekili....Hatta; Partinin üst düzey Yöneticisi....
Siyasi Partilerin TBMM Adaylığı dahil; Tüm Yönetim Kadrolarında ATAMA Değil; SEÇİM ile belirlenmesi DEMOKRASİNİN Gereğidir.
Bata CHP Yönetimi olmak üzere; Demokrasiye inanmış tüm Siyasi Partilerimizin Yönetimini Bu İLKEYE Uymaya davet ediyorum...
ÖN SEÇİM; Siyasi Partilerin DEMOKRASİ ANLAYIŞIDIR....
xxxxxxx
PARMAK BOYASI ......
Oyunu Kullanan SEÇMEN; hemen SANDIK KURULUNCA; elinin sağ-sol İŞARET PRMAĞI; bir kaç gün kalıcı olan BOYA ile BOYANIR...
Amaç; MÜKERRER OY KULLANILMASINI Önlemektir...
En son 2004 YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNDE BOYA Kullanıldı ve sonrada kalktı.
Mart- 1994 tarihinde HENDEK İlçesinde YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNDE BOYA işlemi uygulandı.
SEÇİM Görevlilerine verdiğim Talimatta; BENDE Gelip, oyumu kullandıktan sonra Benim de Parmağımı BOYAYACAKSINIZ talimatını verdim. Kaymakam Beyimiz Boyatmak istemiş. Görevliler benim talimatımı söylemişler ve boyatmış. Bana da sitem etti. Bende PARMAĞIMDAKİ Boyayı gösterdim...
Ben SULTANBEYLİ İlçesinde Mart - 2004 Yerel Yönetim Seçimlerinde bir Olay ile karşılaştım. Anadolu'nun Kırsalından gelen bir Kadın Seçmen Oyunu kullandıktan sonra; Parmağındaki, Seçim Görevlilerince boyanan Parmağındaki BOYAYI; silmiş ve başka bir kadın seçmene ait Kart ile İkinci kez OY KULLANMAK İsterken yakalanmıştı....Parmağındaki BOYAYI, Çamaşır suyu ile çıkarmaya çalışmış ama, yine de belli oluyordu. Tutanak düzenleyerek C. Savcılığına SUÇ duyurusu yaptık...
Ama; İlçedeki Siyasi Partilerin ilçe Başkanlarının hepsi de Bana işlem yapılmaması için rica da bulundular...
BOYAMA İŞLEMİ yeniden Yasal düzenleme ile UYGULANMASI YAPILMALIDIR...
Yalnız SEÇİM Sırasında; SEÇİM Mevzuatı nedeni işlenen SUÇLAR 2 Yıl İçinde ZAMAN AŞIMINA Uğramaktaydı. 2004 li yıllarda; bu SÜRE ALTI AY'a indirildi.
Bu süreç de; Davanın Açılması ve Yargılamanın yapılması zor. SEÇİM SUÇLARI ZAMANAŞIMI nedeni ile İddianame düzenlenemiyor veya Yargılama yapılıp KARAR VERİLEMİYOR....
SEÇİM YASASINA da Bu düzenleme getirilerek; OYUNU KULLANAN SEÇMEN; SANDIK BAŞINDA Parmak BOYAMASI Yapılmalıdır.
Saygı ile...
SEÇİM YASALARIMIZDA YAPILMAK İSTENEN DEĞİŞİKLİKLER...
SEÇİM YASALARIMIZDA YAPILMAK İSTENEN DEĞİŞİKLİKLER....... .BARAJ ve DAR BÖLGE SİSTEMLERİ..... Ve OYUNU KULLANAN SEÇMENLERİN BOYANMASI....
08 Eylül 2021 - 21:12
Bu haber 513 defa okunmuştur.
YORUMLAR