Reklam

Taşgetiren’den Erdoğan’a infaz düzenlemesi eleştirisi: “Şahıs devlet oluyor, hesaplaşma duygusuyla bakılıyor”

Ahmet Taşgetiren, Erdoğan’ın “Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlarda af yetkisi yoktur” sözlerini hatırlatıp infaz düzenlemesinin buna apaçık aykırı olduğunu söyledi. Taşgetiren, devletin şahsileşmesini, hesaplaşma duygusuyla hareket edilmesini ve öfke saçan beyanları eleştirdi

Taşgetiren’den Erdoğan’a infaz düzenlemesi eleştirisi: “Şahıs devlet oluyor, hesaplaşma duygusuyla bakılıyor”

Ahmet Taşgetiren, Erdoğan’ın “Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlarda af yetkisi yoktur” sözlerini hatırlatıp infaz düzenlemesinin buna apaçık aykırı olduğunu söyledi. Taşgetiren, devletin şahsileşmesini, hesaplaşma duygusuyla hareket edilmesini ve öfke saçan beyanları eleştirdi

Taşgetiren’den Erdoğan’a infaz düzenlemesi eleştirisi: “Şahıs devlet oluyor, hesaplaşma duygusuyla bakılıyor”
09 Nisan 2020 - 12:00

İslamcı hareketin önemli kalemlerinden Ahmet Taşgetiren, Karar gazetesindeki köşesinde infaz düzenlemesini eleştirdi.

Taşgetiren yazısına Tayyip Erdoğan’ın af gündeme geldiği sırada sarf ettiği sözleri anımsatarak başladı: “Kader mahkumları meselesini anlamış değilim. Kime kader mahkûmu denir, çok çok önemli. Benim bir ilkem var: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur.”

İnfaz düzenlemesinin, Erdoğan’ın “ilkesine” apaçık ters olduğunu kaydeden Taşgetiren, bu çelişkiyi AKP içinde dile getiren kimsenin olmadığını, hiçbir AKP’linin Erdoğan ile ters düşme riskini göze alamadığını ifade etti.

“Şahıs devlet oluyor, yargı bağımsızlığı kayboluyor, hesaplaşma duygusuyla bakılıyor”

Taşgetiren, yazısının devamında düzenlemenin “devletin şahsileşmesi” anlamına geldiğini söyleyip eleştirdi:

Burada devlete karşı işlendiği farz edilen suçlara, sanki şahsa karşı işlenmiş gibi bakılıyor. Şahıs, bir anlamda devlet oluyor.

Devlet adına ülkeyi yönetiyorsunuz. Devlet sizde somutlaşıyor. Bu durumda size karşı işlendiği farz edilebilecek ve suç kapsamına sokulabilecek her eylem devlete karşı işlenme ihtimali taşıyor.

Normalde “erkler ayrılığının mevcudiyeti” ve “yargının bağımsız olması” durumunda bunun ayrıştırılması gerekir. Ancak sorun tam da burada ise, her alanın “siyasi iktidar”ın ya da “yürütme”nin etkisi altına girmesi ve yargı bağımsızlığının kaybolması mümkündür.

Bu durumda “devlete yönelik suçların affı” da kişisel bir irade meselesi haline gelir. Mesela aynı suçtan yargılananlardan birisi tahliye edilirken diğeri cezaevinin bir kapısından çıkar diğerinden yeniden içeri alınır.

Şu anda “devlete karşı işlenmiş” kabul edilen siyasi suçların infaz düzenlemesi dışında tutulması, iktidarın meseleye hala siyasi hesaplaşma duygusu içinde bakıyor olması ile ilgilidir.

“AKP toplumla sağlıklı ilişki kuramıyor, öfke saçıyor”

Salgın patlak vermişken hapishanelere dönük önlem almanın önemli olduğunu ancak bu önlemin siyasi hesaplaşma duygusundan arınmış biçimde yapılması gerektiğini ifade eden Taşgetiren, yazısını da şöyle bitirdi:

Ne okuyorum? Ak Parti 18 yıldan beri iktidarda, henüz yüreği rahatlamadı. Toplumla sakin bir ilişki kuramıyor. Gerilimli. İktidar adına tüm konuşmalar bir yerlere öfke içeriyor.

Durulmak lazım biraz. Barışmak lazım tüm toplum kesimleriyle. İnfaz yasası bunun vesilesi olabilirdi. Fırsat kaçırılıyor. Sürekli savaş tamtamları çalanlar Ak Parti’ye iyilik etmiyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın!

Sendika.Org

Bu haber 701 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum