Yağış, atmosferdeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. 

 

Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar nemli hava havadan aldığı tozlarla ve de güneş ışığı altında pişmekte. Bulutlar resmen canlanmakta bir bakıma, çünkü içlerinde indirgenmiş demir, çinko , mangan, vb. gibi eser elementler ile arginine, alanin, proline, valine, ıysine, histidine, aspartik asit, glutamik asit serine vb. gibi hayatın temel taşları olan aminoasitlerle zenginleşmekte.

 

Yani yağışlar tam anlamı ile bereket, vücuda yararlı olan her şey ama her şey var içinde. Yağıştan ıslanamazsanız da bol bol üretiliyor. Tabiat ana bundan yararlanmasını biliyor. Bu yağmur suyunu evinizin bahçesine, balkonuna ne bileyim yağmur suyunu direkt olarak toplayabileceğiniz her yanına koyacağınız tencere tavalarda biriktirin ve için. Biraz da titizseniz bari yüzünüze başınıza vücudunuza sürün. Evdeki yaşlılarınızın saçına başına vücudunuza sürün, bakın nasıl da yumuşacık olacak şaçları… Yüzlerine de kan gelecek.

 

Kafeslerde hapsettiğimiz hayvanları banyo suyuna koyun, bakın nasıl o suyu sevmez zannettiğiniz kuşunuz suya dalıyor. Yarın öbür gün leylekler de gelecek çünkü onlar bile bu havaları bekliyor göç için.

 

Bugünkü bulutları bulunca dalıyorlar içlerine ve bırakın uçmak için harcadıkları enerjiden dolayı zayıflamayı belki de yolda daha da güçlenerek ve de o hava akımları ile daha da hızlı bir şekilde geliyorlar bizlere doğru. Uzun zamandan beri bu yağmurları bekleyen sivrisinekler de hamsi de yumurtasını bırakacak çünkü bu yağmurun yağdığı her yerde bereket olacak, alg üreyecek, bitkiler, ormanlar dağdaki yaban hayvanları ve biz insanlar faydalanacak.

 

Yağmur Suyunda Ne Var?

 

Atmosferin yüzde 78’i azot; yüzde 21’i oksijenden oluşuyor. Geriye kalan kısmıysa su buharı, argon, karbondioksit, neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, ozon ve ksenondan ibaret. Azotun bu kadar yoğun oranda bulunmasının birkaç nedeni var ama genel olarak özetlersek; azot molekülleri, oksijen gazı moleküllerine göre daha kararlı. Örneğin Güneş ışınları karşısında kolayca parçalanmaz, atmosferde gerçekleşen tepkimelerden etkilenmezler. Azot, iki atomdan oluşuyor ve bu iki atom arasındaki bağ çok kuvvetli. Bu bağı kırmak için muazzam bir enerji gerekiyor. Gök gürültülü ve fırtınalı havalarda oluşan şimşek ve yıldırımlar, azotun atomlarını birbirinden ayıracak enerjiyi ortaya çıkarabiliyor. Bu gerçekleştiğinde, azot atomları serbest kalıp atmosferdeki oksijen ile birleşiyor ve nitrat oluşuyor. Nitrat, yağmur suyunda çözülebildiği için bu tür havalarda yağan yağmur diğerlerine oranla yüksek derecede azot içeriyor. Bitkilerin bir kısmı azot yerine nitratı kullanıyor. Yani gök gürültülü, bol şimşekli havada yağan yağmurlar bitkiler âlemi için gübre kadar değerli…