Reklam

YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ ve UNUTAMADIĞIM ANILAR...

Sn Turan Ateş bey 'in. "YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ ve UNUTAMADIĞIM ANILAR..."başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz

YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ ve UNUTAMADIĞIM ANILAR...

Sn Turan Ateş bey 'in. "YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ ve UNUTAMADIĞIM ANILAR..."başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz

YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ ve UNUTAMADIĞIM ANILAR...
16 Eylül 2023 - 16:48



                                                    -11. BÖLÜM-

          Bu Bölüm; Tamamen YARGI'da Son Yıllarımda Geçen Süreçte; 
Yargı Mensuplarının Denetimi ve MÜFETTİŞLERİN Hakim-Savcılar Hakkında Düzenledikleri HAL KAĞITLARI.....
          Her Meslekte olduğu gibi; Hakimlik mesleğinde de DENETİM Müesesesi vardır. Buradaki DENETİM; YARGISAL DENETİMDİR.
ÜST Mahkeme Hakimlerinin Yaptığı; Kararların KANUN YOLU ile İNCELENMESİDİR...
         Tüm HAKİMLER;Böyle bir DENETİME Açıktır. Böyle bir DENETİM; Hakimleri güçlendirdiği gibi onurlandırmaktadır. Böyle bir DENETİMİ Olumsuz değerlendireek HAKİM Varlığını da düşünemiyorum...
           Mahkeme HAKİMİNİN Verdiği bir KARARIN; başka-üst-Mahkeme Hakimi tarafından HUKUK İÇİNDE Kalınarak değerlen-dirilmesi; Gerek Kararı veren HAKİM Yönünden ve Gerekse Davanın Tarafları yönünden bir GÜVENCEDİR.
            1961 Anayasasında HAKİMLERİN Denetimi ile ilgili olarak; MÜFETTİŞLİK MÜESSESİ Yoktur. Yani Hakimleri her yönü ile denet-leyen ve RAPOR Düzenleyen MÜFETTİŞ yoktur...Hakimler verdikleri Kararları ile DENETLENİR...
              Benim bu İncelememde yaptığım ELEŞTİRİLER; ADALET BAKANI Adına İDARİ -ADLİ DENETİMİ yapan Müfettişlik Kurumuna yöneliktir. Onlarda, bizim Meslektaşlarımız ve arkadaşlarımızdırlar. Elbette bazı eleştirilerimde; Mesleğini ve bulunduğu konumu KALKAN olarak kullanan ve Hakimleri EZEN MÜFETTİŞLERE Yönelik-tir.Hakimin mesleki bilgi ve becerilerinden ziyade, özel, kişisel ve siyasi ilişkilere dayaynan konumun ortaya çıkmasıdır.
        Hakimlerin; Müfettiş denetimlerinin özü bu olmamalıdır. Ben 40 yıl gibi bir süre içinde HAKİM olarak görev yapmış ve Emekli HAKİM konumunda olarak; Eleştirileri getirirken mesleği ve mes-lektaşları yıpratmak, küçük düşürmek ve aşağılamak amacında da asla değilim...Olamamda...
         Çünkü, yıllarımı ve her şeyimi de bu meslek için verdim. De-netim sürecinde gördüğüm Eksiklikleri ve yanlışları da eleştirmek ve İlgili Birimleri de uyarmak hakkım olsa gerek... Bunuda ADALET; HAKİM Mesletaşlar ve denetimi yaapan Müfettiş Arkadaşlar ve HUKUK adına yapıyorum...
           HAK, HUKUK , ADALET ve HAKİM üzerinde ki ŞALINDA Kal-dırılması gerekir. Demokrassi Hukuka dayanan açık bir rejimdir.
Adalet ve Uygulayıcıları üzerindeki ŞAL; ancak Totoliter Rejimlerde görülür.Demokrasi,hukuka dayanan açık bir rejimdir.Türkiye'de  demokrasi sık sık , "Ülkenin bölünmez bütünlüğünü ve laik cum-huriyeti kollamak ve korumak " için Askeri Müdahalelerle kesintiye uğradı. Eğer ki; YARGI Mensupları ellerindeki meşru olan Yargı Gücünü, TARAFSIZ bir şekilde kullanabilirlerse -kullanırlarsa bir Müdahalenin oluşumu da söz konusu olamaz ve de Düşünülemez.
Bu nedenlerlede Yargı'da cesur, yürekli ve korkusuz HAKİM-SAVCI'ya gereksinim vardır.Sosyal Bilimciler;" En iyi yasaların, zayıf ve basiret-siz uygulayıcılar elinde kötüleştiğini; en kötü denebilecek yasaların ise; Vasıflı uygulayıcılar elinde iyileştiğini.." vurgulamaktadırlar.
         Şu gerçeği hepimizin kabül etmesi gerekir; " Biz herşeyden önce Hakimlik mesleğini, Siyasilerin her türlü tasarrufundan uzak tutmalıyız. Başta siyasiler olmak üzere, herkesin bu özveriyi göster-mesi gerekir.
          Dönemin Danıştay Başkanlarından Mustafa BİRDEN; " Hukuk Devleti ilkesine anlam ve içerik kazandıran Yargı BAĞIMSIZLIDIR. Yargının bağımsızlığı ve Yansızlığı konusunda yaşanacak bir durak-sama da duyulacak en ufak şüphe, Hukukun Üstünlüğünü zedeler."
Sayın BİRDEN bu düşüncesini uzun deneyimlerine beyan etmiş-tir. Hukuk Devletindeki, hukuksal sıkıntıları ve endişeleri; yine en iyi bilenlerle uygulamadaki hukukçulardır.
xxxxx
           GECİKEN ADALET ve HAKİMLERİN SORUMLULUĞU;

         Hakim; görev gereği davanın taraflarına verdiği ZARARDAN dolayı yargılanması kadar doğal olacak olan,bir YASAL Düzenleme de yadırganmamalıdır.Bu ilkeyi zorlaştıran Yasal Düzenlemeleri esnekleştirmeli veya kaldırmalıyız. Araştırması, incelemesi,dava değeri önemli olan ve verilen kararlarında problem üretmemesi gereken mahkemelerde, hakimlerin görev istekleri de sınırlı olur. Meslekteki kıdem, beceri ve deneyim; atama ve yetkilendirmelerde öne çıkar. Yani herkes yapabileceği işi üstlenir. Atama ve yetkilendir-melerde,objektif kriterler öne çıkmalıdır. Subjektif krıterler ölçü alındığında zaman, sorunlar oluşur. Oluşan sorunlarda, Davanın taraflarına zarar verir...
         Geçiken Afalet ADALETSİZLİKTİR. Yargılamayı hızlandıran ve kısa sürede karara ulaşan hakim, meslekte kendini aşmıştır. Bu Hakimler, davayı uzatarak,zaman kazanmayı hedefleyen tarafların yarattığı sıkıntılardan korunmalıdır. Kaybedilecek davayı uzatmak, taraf için bir başarıdır. öbür taraf içinde , davanın uzatılmaası veya uzaması bir sıkıntı ve adaletsizliktir.
      Bu güne dek,Hakimlerin Denetimi ile ilgili bir TARTIŞMA günde-me ,ciddi olarak gelmemiştir. ADALET MÜFETTİŞLERİNİN Denetimi ve bir Hakim ile ilgili düzenledikleri RAPORLAR GİZLİ Tutulmuştur.
Beş yıllık bir hizmetten sonra ADALET MÜFETTİŞİ Olan Hakim-Savcı otuz yıllık Hakim-Savcıyı sözde denelemiştir. Artık bu müesse-ADALET MÜFETTİŞLİĞİ- tartışılmaktadır. Tartışılan Müessesinin tüm üretimi ve hizmetleri de tartışılır. Bu konu, uzun süredir de HAKİMLER-SAVCILAR arasında tartışılamamaktadır. Yargıdaki Müfettişlik Müessesi, Yargı Mensuplarının ve Yargı Kurumlarının dışındaki kişi ve kurumlarca tartışılmaktadır. Böyle bir tartışmada, Yargıya zarar vermektedir.
        Bu DENETİM Sistemi,Yargı Mensuplarınca, Yargının bünyesinde; artık AKADEMİK olarak bir değerlendirme ile tartışılmalıdır. Avrupa Birliği kriterleri yanında; Hukukun Üstünlüğü İlkesi öne çıkmalıdır.
Hakimde bir Kamu görevlisidir.Kamu görevlileri, görevlerini yapar-ken verdikleri zararı da ödemekle de sorumludurlar. Verdiği zarar ilişkin eylemi; SUÇ oluşturuyorsa, Yasa gereği de cezalandırılmalıdır-lar.
         Uygulamalarda görmekteyiz ki, Hakimler-Savcılar Kişisel kusurları yönünden yargılanmışlar. Disiplin ve Adli yönden cezalan-dırılmışlardır. Özel Yaşamları ve yargı çevresindeki bazı olumsuz tu-tumları, soruşturma ve yargılamalara konu olmuşlardır. Verdikleri Kararlar soruşturma konusu olmuştur. Ama; bu kararların Davanın taraflarına verdikleri zararlardan dolayı, zararları giderici davalar istisna dışında açılmamıştır. Yani Hukuk Devletinin gerekleri yerine getirilmemiştir.
        Herkes yaşam süreci içinde ve yetkilerini kullanırken, başkala-rına verdikleri zararları da gidermekle de yükümlüdürler.Hakimler yönünden, bu konu bir TABU olarak görülmüştür. Artık bu TABU yıkılmalı ve yerini de HUKUKUN Üstünlüğü ilkesine bırakmalıdır. HUKUK herşeyin üzerindedir. Hakimlik mesleğini Hukukun Kuralları ile özümsemiş meslektaşlarımın benim bu görüşlerime katılacakları-na da inanıyorum...
        Cehaletle savaşalım. Cehaletle yükselen bir Toplum yoktur. Ülkemizde de ne yazıktır ki;Cehalet tırmanıyor ve çok yükseklere de çıkmak üzeredir.

                          1961 ANAYASINDA HAKİMLERİN DENETİMİ 
                                               ve 
                                     MÜFETTİŞLİK MÜESSESİ....

         27 Mayıs 1961 Anayasası Yargı ile getirdiği Anayasal Düzen-lemesinde MÜFETTİŞLİK denen bir Müesese geritmemiştir. Yani Hakimlerin üzerinde Denetim yapan bir MÜFETTİŞLİK Kurumu yoktur.
       Anayasanın 143. Maddesi geniş bir düzenleme getirmiştir.

       " C ) YÜKSEK KİMLER KURULU
I. Kuruluşu.
MADDE 143 -.........................
II. MADDE 144...................
3. Fıkarası aynen;
        "Adalet Bakanı , gerekli gördüğü hallerde, bir hakim hakkında disiplin kovuşturması açılması için Yüksek Hakimler Kuruluna başvurabilir.
4.Fıkrası aynen;
          Bir mahkenein veya bir kadronun kaldırılması veya bir mahke-menin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hakimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır.
5. Fıkrası aynen;
           Hakimlerin denetimi, belli konular için Yüksek Hakimler Kuru-lunca görevlendirilecek üst dereceki hakimler eliyle yapılır. "
           Anayasanın bu düzenlemesi 1961-12 Mart 1971 yılına kadar devam etti...
         Bir anımı kaleme alarak Sizlerle paylaşmak gereğini duyuyo-rum;
         Sene 1981 yılı Mayıs Ayı....Diyarbakır ilimizin bir ilçesinde 2. yılını doldurmak üzere olan bir HAKİMİM...
       Saygı ile anıyorum;bir ADALET BAŞ Müfettişi geldi. Tabi ki; iki tane çalışan ve beraber olduğumuz C. SAVCILARI Arkadaşlarım var. Onlarla ilgili Denetim Süreci...Denetim sürecince de beraber olduk..
Savcı arkadaşlar bazı soruşturma evrakları ile takıntıları olduğunda ben cevaplandırıyorum...Bana; " Hakim bey...sen nerden biliyorsun bu evrakaları?" sorusunu yönetti. Bende , yeni ve genciz. Birbirimiz-den görüş alıyoruz...dedim ve çok mutlu oldu...
         Bir süre sonrada MÜFETTİŞ Hakim Geldi. Kendisine ;
" Müfettiş bey... Yurtdışı gezi yaptınız mı? Yeşil Pasaportunuz var..." dedim...
       "Almanya-İsviçre-Fransa ve Belçıka üzüerinde bir gezi yaptığını ... İsviçre girişinde Pasaport denetimi esnasında, Pasaport ve Kimli-ğinde -MÜFETTİŞ HAKİM- yazdığı için; Ne oluyor bu Müfettiş HAKİMLİK?...HAKİMLERİN MÜFETTİŞİ Mİ OLUR? sorularına muhatap olduğunu söylediler...
       Evet...Avrupa Ülkeleri; Hakimler üzerinde MÜFETTİŞ-DENETMEN ile Denetimi kabüllenemiyorlar....Hakimin; Deneti olmaz...Verdiği KARARI DENETLENİR....Denetimi yapanda; Kararı veren Hakimden Kıdemli ve Vasıflı bir Hakimdir.
      Ben DANIŞTAY!da genç bir HAKİMİM......Köyümde köy kahvesin-de oturuyorum...Köyüm de Mucur'un Kayseri -Hacbektaş yolu üze-rinde. ...Bir Avrupa plakaları özel araç durdu. Genç bir bayan ve bey indiler. Ellerinde Adres var. Yurtdışında çalışan İşçilerimizden birisi vermiş. Adres Kayseri HİMMETDEDE bölgesini gösteriyor. Köy Kahvesi kalabalık. Kahveci, " Avrupa da çalışan işçilere hitaben bağırdı..."Bu Konuklar ne İçerlese Ücretini Sizden alırım..." dedi. 
Birkaç Almanya 'da çalışanlar, Onlar BİRA içerler... Parasını ben veririm .."dedi. 
      Ben dikkatlerini çekmişim...Beni soruyorlar...Bizim İşçiler HAKİM Kelimesinin Almancasını bilmediklerinden sıkıntı çektiler...
     Bende; " Cüpbeyi tarif ediniz. bir uyuşmazlığı söyleyin ve bunları çözer... deyiniz..." dedim...
     Tabi ki; konuyu anladılar...Bizim Yurtdışında işçi olarak çalışanlara;
"Hakim...Sizinle böyle rahat oturup, konuşuyor mu? " demişler. Ankara'da görevli olduğu ve Memleketimin olduğunu, akrabalarını ziyarete geldiği söylemişler...Genç Bayan; benim için; "ÇOK ZEKİ..." demiş...Hep beni izledi...
      Evet Avrupa Ülkelerinde bir Hakimin Saygınlığı ve değeri...
       İngiltere'de HAKİMLERİN MAAŞI Yoktur. Çek Defteri var... Ban-kada dilediği kadar Para çeker...Yeni göreve başlayan bir Hakim; gerçekten istediğimiz parayı veriyorlarmı? Düşüncesi ile çlok yüksek bir Meblağlı Çek Düzenler ve görevli ile Bankaya gönderir tahsili için...Banka Kasasında karşılyacak nakit yok. Banka Müdürü hakimi arar ve Ödemenin Nakit yeterli olmadığından biraz gecikeceğini iletir telefon ile Hakime...
        Banka Müdüründen Hakimin talebi; Çekin ,İadesi isteği...
Olay Kıraliyet Sarayına intikal eder. Kraliçe, Banka Görevlileri hakkında Soruşturma başlatır.
       " Bir Hakimin istediği Nakit ödemeyi neden O anda yapma-dınız?"
     Hakimde; " Ben bu parayı ihtiyacım olduğu için değil; gerçekten ödeme yapılıp-yapılmadığını denemek için yaptım. Bende Devle-tim'e güvenemedim. Bende HAKİM Olarak da ve bu mesleği yapa-mam .." der ve İstifa eder...
            xxxx
      Sonra ne oldu? 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi oldu...1961 Anayasasının YARGI ile ilgili Düzenlemeleri üzerinde bir BALYOZ geçti...
       Anayasanın 144. Maddesinin 3.,4. ve 5. Fıkraları; SİLAHLARIN ŞAKIRDADIĞI bir dönemde aşağıdaki şekilde değiştirildi.
      Anayasanın 144/5. Maddesi;
    " Hakimlerin denetimi ve haklarında soruşturma, Yüksek Hakimler Kuruluna bağlı ve sürekli olarak görevli müfettiş hakimler eliyle yapılır.Müfettiş hakimler, hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile meslek-ten sayılanlar arasından Yüksek Hakimler Kurulunca atanır. Müfettiş Hakimlerin nitelikleri ve atanma usulleri, hakları,ödevleri,ödenek ve yollukları, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması, hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir."
     Şeklinde değiştirildi. Yani HAKİMLER üzerinde bir MÜFETTİŞLİK Müessesi oluşturuldu.
         1982 Anayasası;" Mevcut Müfettişilik Müessesini değiştirerek; daha sıkı bir şekilde İdareye bağladı..." diyebiliriz. 
         1982 Anayasasının "HAKİMLER SAVCILAR KURULUNU OLUŞ-TURAN 159. Maadesi Yeni ve sınırlı bir Düzenleme getirdi. Bu mad-denin 10.uncu Fıkrası yani Anayasanın 159/ 10. Fıkrası; 
          "Hakim ve savcıların görevlerini; kanun ve diğer mevzuata (hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanın oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır.Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılabilir."
         Düzenlemesi getirildi....
      Yirmi-yirmi beş yıllık bir Hukuk Mahkemesi Hakimini, beş yıllık bir C. Savcısı veya Ceza Hakiminde görevlendirilen ADALET Müfet-tişi denetler... Tabi ki bazende denetim Yapan Adalet Müfettişi Çam devirir...
    İşte şimdiki Yargıdaki Denetim bu şekildedir.
xxxxxxxxxxxxxx

        FETO TARAFTARI ADALET MÜFETTİŞLERİ.....

       Bana HAKİM olarak görev yaptığım dönemde ; İKİ ADALET MÜFETTİŞİ ORTA NOT vermiş....Ama FETO DAVASINDAN; TUTUK-LANDI ve Yargıtay Ceza Dairesinden yargılandı. 15 YIL HAPİS CEZASI aldı. Davaya Müdahil oldum. Doldurduğu HAL Kağıdının İPTALİ Kararını da ekleyerek Davaya katıldım.
         Başka bir Müfettiş Birinci Sınıf Olmadığından Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Müdahillik Talebim Kabül görmedi...
Bana düzenledikleri ORTA NOT Kararını ve İPTAL Eden Mahkeme Kararlarını da Ekliyerek yayınlayacağım.... Tabi kii; Müfettiş İsimleri gizli tutulacak ve üzeri de yazımda kapatılacaktır...
xxxxxxxxx

         MÜFETTİŞLERİN ÜZERİMİZDEKİ ETKİLERİ....

        Halk arasında tekerleme benzeri sözler kulaktan kulağa dola-şır."Kuş sesi, para sesi,su sesi ve genç hanım sesi hoş olur...Yılan sesi,fren sesi ve Müfettiş sesi nahoş olur..."
      Yargıtay Seçimlerinde, bu Müfettiş tesiyelerri karşıma çıktı. Ve dosyam arşive kaldırıldı.
      Tabi ki; Bende İDARİ YARGI'ya ; Müfettişlerin 3 Dönemde ver-dikleri Olumsuz ORTA NOTLARIN İPTALİ için başvurdum...Tabi ki YÜRÜTMEYİ DURDURMA istememiştim...Bir Daire Başkanın uyarısı ile Avukatım aracılığı ile YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEP ettik...
      Bir süre Sonra İstaanbul ...Nolu İDARE MAHKEMESİ; YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARINI Verdi... Tabiki; Adalet Bakanlığının İTİRAZ TALEBİ de BÖLGE İDARE MAHKESİNCE REDEDEOLUNDU.
    Nihayet; MÜFETTİŞLERİN Hakkımda verdikleri HAL Kağıtları İPTAL OLUNDU...
     Adalet Bakanlığının İtirzı reddolundu. Ve Danıştay 2. Dava Dai-resince de REDDOLUNDU.Müfettiş Hal Kağıtlarında Raporlar nedeni ile Gönderildiğim İZMİT Ağır Ceza Mahkemesi Üyeliğinden İst. ÜMRANİYE ASLİYE Hukuk Mahkemesi Hakimi olarak İstanbul'a döndüm...
     02.02.2013 Günü 65 Yaşını bitirmiş olduğumdan EMEKLİ Oldum...
Av. olarak İstanbul barosundan Av. olarak; Hukuk Bulvarına Savun-ma Bölümünden katıldım...
     Anayasa Değişikliği yapıalarak; HSYK Üye Seçimleri; yeni bir kurala bağlandı.
      ADAY Olabilmek için;1. Sınıf Hakim-Savcı olmak kuralı yanında; Seçici olmak için ise; Fiilen Hakim-Savcı olmak yeterli görüldü.
Tabi; Bende FECOBOOC sayfamda Yargı ile yorumlmlar yapıyorum... Yanlış uygulamaları ve yanlış Kararları eleştriyorum ve olması gere-kenleri de yazıyorum....
      HSYK Üyeliğine ADAY Olan ve tanıdığım Arkadaşlara Sosyal medya aracılığı ile de başarılar diliyorum...
       7 adet Mesleki konuları içeren konularda KİTAPLAR Kaleme aldım...İstanbul Barosu ve Bazı İl Baroları yanında; Üniversitelerde; Hastanelerde Konferanslar veriyorum...Birikimlerimi herkesle de paylaşıyorum...
      HSYK Üyeliğine Aday olanlardan birisi de Bana "ORTA NOT " veren Müfettişimiz...
      Bana sosyal Medyada mesaj göndererek; " Ağabeyi desteğinizi bekliyorum..." beyanı ile destek talep etti...
      Bende "Tabii.....-ciğim..." diyerekte cevap verdim, mesajının altına yazarak...
     Önce tüm KİTAPLARIMI...Tüm Baskıları ile....Tv. Konuşmalarımı.... Barolardaki ve Hukuk Derneklerindeki ve STK.daki konferanslarımı özel sayfasında paylaştım...
      Bana başarılar diliyor...Yorum Yapmasını istedim...Yurtdışında olduğunu ve dönüşte inceleyip yorum yapacağını beyan etti...
Tabi; bu safhadan sonrada Bana Müfettiş olarak verdiği ORTA NOTU gönderdim, özel sayfasına...
      Kendisine de ; özel sayfasında; "......ciğim...Bu HAKİME Ben ORTA NOTU Nasıl vermişim? " gibi bir soruyu kendine sorup cevap aradınız mı? " diye yazdım...Gördü ama, bir yorum yok...
        Bir ara zaman geldi...Adı geçen Beyefendi; FETO Mensubu Hakim-Savcıları kastederek; YARGI EROZYONA UĞRADI..." görüşünü Sosyal Medyada paylaştı.
        Bende yorumunun hemen altına "Yargıyı erozyona kimlerin uğrattığını Siz biliyorsunuz...Süratli karar veren ve yıllanmış Dava dosyalarını karara bağlayan Hakimlere doldurduğunuz olumsuz  TESKİYELERLE,  Siz yıpratmadınız mı?..." cevabını verdim...
       İnsanlarımızın sağduyuları, bazı sezgileri ortaya koyar. Biz bu nedenlerle Adalet Müfettişlerinin Mahkeme ve Hakimler üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri yönünden ele alıp incelememiz gerekir. Hakimler üzerindeki her türlü olumsuz etki toplumja zarar verir. Hukuk böyle etkilenir ve sonunda da yara alır.
        Şu gerçeğinde kabülü gerekir ki; Adalet Müfettişleri en temi-natsız ve güvencesiz Kamu görevlileridirler. Adalet Bakanı istediği anda görevde alabilir. İdariye Yargıya'da bu konuda başvuruda yapamazlar. Adalet Müfettişleri güvencesiz oldukları içinde, verdikleri kararlar ve yaptıkları işlerde de tarafsız olamazlar.
Bugün görevde bulunan her Hakim, Denetimlerde Adalet Müfettişlerinden kendilerine verilecek sicil için çekinirler. Hakimin böyle bir çekincesinin olmasıda Adaleti de zedeler. Hakimin hiç bir konuda gelecek endişesi de olmaması da gerekir.

      "Adalete Dayanmayan Devlet Varlığın, Hakimlerine Güvenmeyen ve Saygı Duymayan Millet, Birliğini ve Dirliğini Kaybeder."

-HAKİMLERİN MÜFETTİŞ DENETİMLERİNİN OLUMLU YÖNLERİ...

     Denetlenmek,kişileri sıksa da olumlu sonuç alındığında rahatla-tır.Denetimin sonucu herkese güven verir. Herkeste bir güven duygusu oluşur.
       Evet, Denetleyen her zaman Denetlenenden GÜÇLÜ olacaktır. Bu GÜÇ Siyasi Erkten gelen GÜÇ Değil...Mesleki birikim ve bilgi gücüdür. Gerçek bir DENETİMİ de, ancak bu kişiler yapabilir. Denetlenendeki, bilgiyi ve bu bilgiyi pratiğe uygulamasını görür ve bundan da hoşnut olur. Bunu da Denetlenen ile de paylaşır.
        Bu  tür DENETÇİ, her zaman denetlenenin çeketinin önünü kapatarak, huzurunda bulunmasından huzur değil; aksine huzursuz olur.Bu tür Denetçiler, her zaman Hukukun Üstünlüğü prensibini benimsemiş ve Cumhuriyetin Kanunlarından asla taviz vermeyen Hakim-Savcıların yanındadırlar. Onlara manevi desteklerini eksik etmezler.Hakim-Savcıda bu tür Ağabeylerine her zaman da saygı duyarlar.
       Bir İlçede görevli iken; alkolü aşırı olan bir C. Savcısı arkadaşımız için; Müfettişe; " Arkadaşımızı vasıflı bir Reisin yanına Üye Hakim olarak verilmesinin  daha iyi olacağını ilettim...Müfettiş Raporu ile Arkadaşımız;bir Ağır Ceza Mahkemesine Üye olarak gönderildi.

       - OLUMSUZ ETKİLERİ.... 

       Bazı Müfettişlerin, Hakimlere tepeden bakışları vardır. Denetim unsurunun içinden olduklarından, Denetimi de Mahkeme Hakimleri üzerinde yaptıklarından, Hakimlerinde olumsuz bir bakış açıları vardır.
        Bir ilçedyim hakim olarak. Mülkiye Müfettişi geldi. Adliye Mensupları olarak ziyaret ettik.İlçe Kaymakamı, bir akşam yemeği verdi. Yemekte biz Adliye Mensupları yanında; Beldiye Başkanı, Jandarma Komutanı, Tabur Komutanı ve Emniyet Müdürü de yemekteydiler. Kaymakam Bey; " Mülkiye Müfettişimiz...Benim için, Belediye Başkanımız, Emniyet Müdürümüz ve Jandarma Komutanımız ve Nufus Müdüdümüz için denetime geldiler..." dedi.
        Sayın Mülkiye Müfettişi; " Ağabeyleri olarak tanıtılsaydım, daha mutlu olurdum..." dedi... 
          Biz Adliyeciler kafamızı eğdik. 
Kadastro Mahkemesinde büyük bir birikim var....Süratli bir şekilde yargılamalarını yaptım. Keşif için yatırılmayan Ücret bedellerini SUÇ Üstü Ödeneğinden aldım...
       Müfettiş denetim esnasında bu konuya takılır.    
      "Alınamayacağını...Yüze karşı verilen Kararların Kesinleştirilerek Tapu Müüdrlüğüne devirlerinin yapılmadığını...Ve Orman Kadastro Dosyalarının Devir Yapılması gerektiğini ve devredilmedğini..."
Kaleme ileri geri çıkışlar yapar... Devreye girdim... SUÇÜSTÜ alınması gereken konumu düzenleyen Kadastro Yasasının İlgili Maddesinde-ki  düzenlemesini...Savcılıktan geldiği için, yüze karşı verilen Kararların Kesinleşemeyeceğini tebliğatın gerektiğini ve Kadastro Yasasındaki düzenlemeyi inceledik...
       Tapuya devredilmeyen bazı Kadastro Mahkemesi dosyalarının ise; ORMAN SONIRLAMASI olduğunu ve TESCİL İşlemi olmadığını... Bu Dosyaların Tapu İdaresine devredilemeyeceğini izah ettim...
Bana; "Hakim bey...Beraber yemeğe gidelim..." dedi ve yemeğe gittik. Bana Hesap verdirmedi. Bilmediği bir konuyıu kendisine çok güzel açıkladığımı söyledi ve teşekkür etti...
        İstanbul'un bir ilçesindeyim...İki tane dosya, Kadastro Mahke-mesinde karar verilmiş ve Yargıtay da onamış...Kalem Müdürüne ; Yapılacak bir işlem yok...Arşive atınız..."
        Müfettiş Denetiminde bu dosyalar neden Tapu İdaresine dev-redilmediğini....Soruşturma yapacağını...Benden kaynaklandığı için Tapu İdaresine devretmeme işlemi olduğundan; olumsuz konuş-malar yapar.
       Kendisine izah ettim...Anlamıyor veya anlamak istemiyor.
"Ben bu konuda KİTAP hazırladım..."ORMANLARIN  HUKUKSAL DURUMU ve 2/B ".Yayınevi baskıya aldı...Tutanak Tutalım ve SAVUNMA İsteyiniz..." dedim
      Sonra sesi çıkmadı...Sanırım bu konuyu bilen birisinden bilgi aldı...
Şimdi; buarada DENETLENEN; DENETLEYENDEN daha mı güçlü?
Denetleyenin ; Denetlenenden daha güçlü olması gerekir.
      Adalet Müfettişliğini üstlenen Meslektaşların, kendilerini meslekte aşmış ve Hukuk birikimlerinin de oldukça yeterli olması gerekir.Üstlendikleri Hakim-Savcının  denetim ve soruşturmalarında, hiç bir zaman HUKUK Bulvarının dışına çıkmamaları gerekir. Vicdan-larını  ve Hukuk Birikimlerini, DENETLEDİKLERİ HAKİM-SAVCI için, OBJEKTİF olarak kullanmaları gerekir.
       Birilerinin-Siyasilerin; istekleri doğrultusunda  hareket ederek değerlendirmemeleri gerekir. Adalet Müfettişlerinin daha duyarlı olmaları gerekir. Yani ADALET Müfettişleri SİYASİ Olmamalıdırlar. Böyle bir obje ile yapılan denetim; sadece O Hakim- Savcıyı değil, ADALETE zarar vermektedir.
       Adalet Müfettişi hakkında da adı geçen Hakim-Savcı , Kişilik Hakları ile oynandığından ve Müfettişin kasıtlı eyleminden dolayı da; B.K.nun 41. ve 49. Maddeleri gereği Adli Yargıdan  Maddi-Manevi TAZMİNAT Davası açma Hakları vardır. Bu HAK; Hukuk Devleti olmanın gereğidir.
      Bugün tüm Hakimler korku ve panik içindedirler. Kendilerini denetleyen Adalet Müfettişlerinin, basit nedenlerle  haklarında soruşturma  yapacağı endişesini taşımaktadırlar.
       Siyasal Yönetim,hiç bir zaman YARGIYA Müdahale edemez. Biz Üniversiteden böyle öğrendik.
       Bu gibi durumlarda; bazı Adalet Müfettişlernin denetlenenler hakkında verdikleri RAPORLARIN Gerçek gerekçesi; "kendilerine saygı, ilği, önünde sayğı ile eğilme, konuşurken de  denetleyenin her şeyi iyi bildiğini ima etme davranışlarıdır."  Bu gibi durumlarda bazı Adalet Müfettişlerinin düzenledikleri RAPORLAR; Hakim-Savcının mesleğinin gereğini yapmış olmalarından cesaret ve bilgilerinden değildir.
       Çünkü 5-10 yıllık bir Müfettişin henüz  kendisinde  mesleki bir birikim ve  deneyim yeterli olamaz.Mevcut Hukuk Sistemimizde 20 yılı  doldurmayan, sistemli çalışmayan, üst mahkeme kararlarını ve bilimsel hukuk yazılarını takip etmeyen Hakim önüne gelen bir olayı araştırmadan çözümleyemez.
     Meslekte,günlük çalışan, bilimsel hukuk yazılarını ve üst Mahkame Kararlarını inceleyen bir HAKİM; önüne gelen  bir adli sorunu, araştırma yapmadan çözebilir. Yargının ve herkesin böyle Hakimlere gereksinimi vardır.
       Bazı Hakimlerin verdiği kararlar, kamuoyuna yansır.Aleyhine karar verilen kişi, Seçilmiş veya bu konuma yakın görevli bir siyasi kişi ise ; Kararı veren Hakim  ile ilgili yayınlar medyadan eksik olmaz.. Bazen yayınlar, tehdit ve hakaret içerir.
       Yaşadığım bir olayı sizlerel paylaşmak gereğini duyuyorum:
    Bir ilçeye yeni atandım ve ev tutmak,ilçeyi ve çevresini ve eşimin atamasının yaplması sağlamak ve ilçeyi tanımak için ilçeye  geldim. ADALET Müfettişi Denetim için gelmiş ve çalışıyor.
     Ziyaret ettim...Müfettiş bey; Adliye, Mahkemeler ve personel ile ilgili açıklamalarda bulundu.
     "Adliye dökülüyor.." dedi..."Toplarız..."dedim.. "Personel azgın..." "Hizaya sokarız.." dedim...Bir Savcı içeri girdi ve birşeyler konuştular. Savcı çıktı... Müfettiş bana Savcı için; " Buna dikkat et..." dedi...
      Mahkemelerin dosyalarına daldım...Kadastro Mahkemesi karışık ve dosyaları dolaplarda...Bazı Dosyalar Yargıtaydan ONANMIŞ...Bazı dosyalar BOZULARAK gönderilmiş...Bazı dosyalar eksik evraklar olduğundan İADE  edilmiş... Bunaları topla ve gereğini yap....100 adete Duruşma Kaçağı dosyalar...Bunları topla ve yargılama için gün ver...3402 sayılı Kadastro Yasasının getirdiği düzenleme ile Asliye Hukuk Mahkemelerin Kadastro Mahkemesi sıfatları kalktı. Asliye Hukuk Hakimi 300 civarında Dosyayı Görevsizlik Kararı ile Kadastro Mahkemesine devretmiş. Tebliğat yok...Kesinleşme şerhi yok...
      Orman Yönetimİ, Hazine aleyhine Davalar açmış...Karar verilmiş... Aynı Parsellerle ilgili Yurttaşlar açmış...Dilekçe esasa alınmış ve Defter Kaydı yok...Bu konuda bir Karar yok...
      Tutanakları tuttum...Yazı işleri Müdürü  ve Katip  hakkında  C.Savcılığına SUÇ Duyurusu yaptım...
     kadastro Mahkemesine Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dosyaları, Duruşmadan taraflaardan; " TEMYİZ ETMİYORUM..." beyanı alarak kesinleştirdim... Mahkemeyi topladım ve düzene koydum...
      1991 yılı içinde Adalet Müfettişi geldi. Kendisi ile görüştüm ve geçmişteki durumu anlattım..." Ben bir SARI ZARF Bekliyrum...Benim Savunmam; Kadastro Hakimlerini ve 1983- 1985-1989 Deneim Dönemi...DENETİMİ Yapan MÜFETTİŞLER de SORUMLUDUR. Savunmam kapsamında bu konular var..." dedim...Üç yıl önce karar verilmiş ama; kararda Hakimin imzası yok...İki dosyada kısa karar var...Gerekçeli Karar yok...Üç yıl geçmiş...Hakim Yargıtay'da Tetkik Hakimi...Yargıtay Daire Başkanına  Dosyayı ve Kararı gönderdim. Hakime Hanım geldi kararını yazdı...
    Bir hafta sonra benimle görüşen sayın Müfettiş..."Mahkeme karışmış...Toplamışsınız... Benim Yapmam gerekeni de yapmışsınız..." dedi ve Olay Denetim Yapan Müfettişlere de yansıyacağından OLAYIN Üzerinde de durmadı...
     Çünkü; kendi Müfettiş arkadaşlarına da yansıyacak...Onlar hakkında da Soruşturma-Dava açılaabilecek...
             xxx
     Bu gibi olaylar sonrası da; MÜFETTİŞLERİN Hakimler hakkında doldurdukları " HAL KAĞITLARI-Raporları " Yargı Denetimine açıldı.
     Müfettişlerin Hakimler için düzenledikleri; "HAL RAPORLARI " GİZLİDİR.
    Gizlilik kuralı kaldırıldı. Artık;AİHK ve AB Krriterleri bizim Yargıya yeni bir Sistem getirdi.
      Ben; Hakimlik Sürecimin son 10 yılı içinde ADALET MÜFETTİŞ-LERİNCE-her nasılsa gizli ve öğrenemeyeceğim düşüncesi ile  Hakkımda düzenledikleri DENETİM RAPORLARI-Hal Kağıtları talebim uyarınca elime geçti. Meslekte yükselmemi değil; mevcut konumumu da kaybettirmeye yönelik... BU RAPORLARIN İDARİ YARGI da İPTALİNE karar  verildi....DANIŞTAY'ında ONAMASINA İLŞKİN Kararları ve   Müfettişlerin Raporlarını sonraki yazımda bu Sayfamda yayınlayacağım...
    Saygı ile...

Bu haber 369 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum