Reklam

2019'da Ekonomi Nasıl Olacak

Daha önce bu paylaşımda ''2019'da ekonomi nasıl olacak'' sorusuna cevap vermeye çalışmıştım, bir süredir önümüzdeki senelerde dünya ekonomisi hakkındaki beklentilerde ciddi değişiklikler oluyor

2019'da Ekonomi Nasıl Olacak

Daha önce bu paylaşımda ''2019'da ekonomi nasıl olacak'' sorusuna cevap vermeye çalışmıştım, bir süredir önümüzdeki senelerde dünya ekonomisi hakkındaki beklentilerde ciddi değişiklikler oluyor

2019'da Ekonomi Nasıl Olacak
01 Nisan 2019 - 12:03

Daha önce bu paylaşımda ''2019'da ekonomi nasıl olacak'' sorusuna cevap vermeye çalışmıştım, bir süredir önümüzdeki senelerde dünya ekonomisi hakkındaki beklentilerde ciddi değişiklikler oluyor; şu linkte (2019 Ekonomi yorumları-Link-) dünya ekonomisi ile ilgili gelişmeleri sık sık güncelleyerek yazıyorum. Bu paylaşım ise daha çok yurt içi gelişmeler ile alakalı.(açıkçası ayırmak son derece zor.)2019 Ekonomi yorumları bize 2019'un Türkiye için zor geçeceğini ve dünya içinde şimdilik bir kriz ya da resesyon yılı olmadığını ama sıkıntıların arttığı bir yıl olduğunu gösteriyor.Bu paylaşımdaki makaleler Türkiye'de 2019'da ekonomi nasıl olur? Sorusuyla alakalı.

 

Yeni Reform Paketi


 Seçim sona erdi, Sonuçların ülkemiz açısından hayırlı olmasını dilerim; bugünden itibaren hükumetin en önemli gündemi ekonomi olacak, seçim baskısının da ortadan kalması sebebiyle çok daha doğru adımların istenirse atılabileceği bir ortamdayız. Seçim öncesi ve sonrası hükumet yeni bir paket açıklanacağını açıkladı, pakette ne olduğu hakkında henüz yeterince bilgi kamuoyu ile paylaşılmamış olsa da beklenti ''reel sektörün bilanço sorunu'' ile ilgili kararlar alınması... 2019'da ekonomi nasıl olacak sorusunun cevabını bu yeni pakette bulabiliriz.

 

Borç sorunu:



 Reel sektörün şu an en önemli sorunu yüksek borçluluk; reel sektörümüz 2008 Krizi sonrası aşırı gevşek küresel finansal şartların etkisi ile aşırı derecede borçlandı fakat küresel normalleşme sonrası ise ciddi bir borç yükü ile karşı karşıya kaldı yine bu borcun çok önemli bir kısmının döviz cinsi olması ayrıca bir sorun. 

  Reel sektörün 2 trilyon lira civarında borç yükü mevcut, bu büyüklükte bir borcu %20-30 finansman maliyetiyle çevirmek çok çok zor, bu borç çevrilebilirse bile bu kadar büyük maliyet sonrası kar etmek çok daha zor. Borç çevirmek, kar etmek bu kadar zorlaşmış iken diğer taraftan paranın durduğu yerde getirisi ise artıyor ve bu durumda sermaye sahiplerini işlerini küçültmeye, yatırım yapmamaya teşvik ediyor.


 Türkiye'de ve dünyada en büyük sektörler arasında sayabileceğimiz konut, otomobil, beyaz eşya, mobilya gibi sektörlerde ise durum çok daha zorlu çünkü bu sektörlerin satışlarının çok büyük kısmı finansman ile tüketiciye ulaşır ama %20-30 finansman ile talep marjinal şekilde azalmış durumda bahsettiğim sektörlerin diğer sektörlerle ve istihdam ile çok kuvvetli ilişkisi sebebiyle bu sektörler genel anlamda ekonomiyi aşağıya çekiyor.

 Yüksek finansman maliyetinin ürettiği bir diğer sorun ise finansman ile yatırım yapmanın artık çok zor hale gelmesi... Yatırımların 5-10 sene de kendi amorti edeceğini düşününce finansman ile yatırım durumunda maliyet yapılan yatırımın 2-4 katına çıkıyor, bu kadar büyük maliyetle kendini amorti edebilecek yatırımı da bulmak çok çok zor. Yatırım yapılmadan enflasyon etkisindeki sorunlara kalıcı bir çözüm bulmak çok zor. (enflasyon bir üretim sorunudur)

 Özel sektörün bir diğer sorunu ise yüksek miktarda döviz yükümlülüğünün bulunması... Bu sene bildiğim kadarıyla kabaca 180 milyar dolar özel sektörün dış borç ödemesi var; buna muhtemel 15 milyar dolar civarındaki cari açığı da eklemek gerekir bu rakam geçen seneye göre çok daha iyi bir rakam(Geçen sene 2020 milyar dolar gibi rakamlar konuşuluyordu.) fakat dolarizasyon sebebiyle hanehalkınının/ özel sektörün döviz talebinin artması ise bu konudaki iyileşmenin ekonomiye yansımasını engelliyor; sene başından beri yerlilerin 15 milyar dolar civarındaki döviz talebi sebebiyle döviz yükümlülüğünün ekonomi üzerindeki baskısı neredeyse geçen seneki seviyeye yaklaştı. 


 Faizler reel sektör için büyük sorun iken faizlerin düşmesi döviz kurunun artması ve dolarizasyon ile sonuçlandığı için reel sektörün üzerindeki kur baskısı artıyor; üstelik hane halkı güveni(tüketim eğilimi) ile dolar kuru arasındaki çok güçlü etkileşim sebebiyle döviz kurundaki artış reel sektör üzerinde satışların kötüleşmesi sonucunu doğuruyor özetle reel sektörün iyi planlanmış bir çözüme ihtiyacı var.(Kişisel fikrim bir dönem başlanan ama sonra devamı gelmeyen stratejik teşvikler işe yarar;  çok kısa sürede sonuç beklenmemeli sabırlı davranılmalıdır.)

  2017'de reel sektöre kamu destekli çok büyük destek sağlanmıştı; KGF ile reel sektöre enflasyon pahasına çok büyük kaynak aktarıldı  ama bugünden geriye bakınca bu desteğin reel sektörün bilanço sorununu çözmediği görülüyor özetle toptancı bir çözüm başarılı olmakta zorlanıyor.

Likidite Sorunu:




  Reel sektörün bir diğer sorunu likidite sorunu... Normal şartlarda likidite sorunu finansal şartların gevşetilmesi ile çözülür ama %20 enflasyon kabaca piyasada olması gerekenden %20 daha fazla likidite olması anlamına gelir ama buna rağmen komik ve saçma olarak yorumlanabilecek şekilde piyasada yeterince likidite dönmüyor ve %20 enflasyona rağmen finansal şartların gevşetilmesi hem pek mümkün değildir hem de beklenen faydadan çok daha fazla soruna sebep olabilir. Son zamanlarda iyi niyetle konkordato veya iflas ilan eden şirketlerin açıklamaları tek kalemden çıkmış gibi ! Şirketlerin hepsi alacaklarının borçlarından çok daha fazla olduğunu ama alacaklarını tahsil edememeleri sebebiyle yükümlülüklerinin de yerine getiremediklerini ifade ediyorlar. Piyasadaki en büyük sorunlardan biri Zombi şirketler...

 Zombi şirket; bilanço olarak sürdürülmesi imkansız hale gelmiş şirketleri ifade eder, bu tür şirketlerin çoğalması sebebiyle piyasadaki sıkıntılar çok daha derinleşmiş durumda; bir şirketin kötü niyetle veya gücünün yetmemesi sebebiyle yerine getirmediği bir yükümlülüğü alacaklıyı, alacaklının alacaklısını silsile halinde bütün ekonomiyi olumsuz etkiliyor; Bu durum her zaman konkordato veya iflas ile sonuçlanmıyor olsa da genel anlamda ekonomik hareketliliği olumsuz etkiliyor.

 Borç almak kabaca ilerideki gelirin bugünden harcanmasıdır, bir bedel karşılığında gelecekte refahın bugünden tüketilmesi(paranın doğru yatırımlara yönlendirilmemesi durumunda), ekonominin canlanması ile sonuçlanır. Borç tahsil edememe ise bunun tam aksi yönünde sonuçlar doğurur ve bugün ekonomimiz bir başka sorunu da budur, ödemelerin vadesi devamlı olarak uzamakta ekonomik hareketlilik zayıflamakta, refah ertelenmektedir.

 Piyasada hem zombi şirketler hem de zombi şirket mağduru iyi şirketler mevcut o yüzden kamunun iyi şirketler ile kötü şirketleri ayıran önlemle reel sektörü desteklemesi önemli.

 Bir kalp hastasının sorununu çözmek için ciğerini, midesini iyileştirmek nasıl sonuç vermezse aynı şekilde bilanço olarak ciddi sorun yaşayan özel sektörün sadece makro ekonomik tedbirlerle iyileşmesini beklemek zor. İyi bir planlamayla mümkün olan en az olumsuz yan etkiyle sorun daha da derinleşmeden düzeltilmesi gereklidir.

 Bu makale biraz durum tespiti gibi oldu, makalenin devamı gelecek. Reel sektörün sorunlarının çözümü konusu hakkında toplumda yaygın şekilde borcu ödemeyiz olur biter ya da alacaklılar bizim iflasa sürüklenmemize izin vermez gibi makul olmayan fikirler mevcut. O konu hakkında daha önce şu makaleyi yazmıştım-Link-
 

Twitter: Yusuf Yüksel

Facebook: Yusuf Yüksel


 

Bu haber 867 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum