Reklam

ESKİDEN BAYRAMLARDA YAVRUKURTLARI, İZCİLERİ GURURLA ALKIŞLARDIK…

Eskiden beri her milli bayramda resmi geçitlerde kendine has kıyafetleriyle ve selamlarıyla izci gruplarını yavrukurtları yürürken görürdük.

ESKİDEN BAYRAMLARDA YAVRUKURTLARI, İZCİLERİ GURURLA ALKIŞLARDIK…

Eskiden beri her milli bayramda resmi geçitlerde kendine has kıyafetleriyle ve selamlarıyla izci gruplarını yavrukurtları yürürken görürdük.

ESKİDEN BAYRAMLARDA YAVRUKURTLARI, İZCİLERİ GURURLA ALKIŞLARDIK…
24 Nisan 2021 - 16:33


Naim Güney 

Eskiden beri her milli bayramda resmi geçitlerde kendine has kıyafetleriyle ve selamlarıyla izci gruplarını yavrukurtları yürürken görürdük. Onlara hayranlık duyar ve hepsini gururla alkışlardık. Bu vesileyle biraz izcilerin kim olduğunu ve amaçlarını tanıyalım isterseniz… İzcilik teşkilatı Osmanlı’dan beri var olan kökeni çok eskilere dayanan bir oluşumdur. 
Cumhuriyetin ilanından sonra İzciler ulusal bayramlarda ve geçit törenlerinde büyük sayılarla kendilerini göstermeleriyle tekrar canlanmıştır. 1927 yılından itibaren sayıları hızla artan izciler, 1935 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 2773 sayılı kanun ile Beden Eğitim ve İzcilik Müdürlüğünün kurulmasıyla beraber hukuki olarak tanımlanmıştır. Böylece izcilik belli kural ve ilkelere bağlanmıştır. Girilen hazırlık aşamalarından sonra, bu çalışmaların ilk ürünleri ortaya çıkmış ve 1942 yılında izcilik gelişme yolunda yeni bir seviyeye ulaşmıştır. Orta dereceli okullarda birer “İzci Oymağı” kurulmuştur. 
Cumhuriyet döneminde izciliğin amaçlarından birisi de okulun duvarları içine sıkışmış olan öğrencileri, bulundukları ortamdan dışarı çıkararak, doğayı tanıtmak ve buralardaki hayatı göstermek ve onları doğayla içiçe getirmek önemli bir hedef olmuştur. Kamp dönemlerinde izcilere, ilk yardım, arama-kurtarma ve sportif eğitimler de verilirdi. Parolası “Daima Hazır!” olan İzciliğin ana hedefleri ise şu başlıklar altında toplanmıştı:
 1. Bıktırmayan, bilinçli, ahlak disiplini içinde, sağlam bir karakter geliştirmek ve çocuklara sorumluluk kazandırmak, 2. Bireylere beceri kazandırmak, düşünce sahibi olmalarına yardımcı olmak, tartışma ve eleştirel düşünmelerini sağlamak, 3. Sağlık, enerji, dayanıklılık ve yaşama sevincini aşılamak, 4. Toplumu sevmeyi ve ona hizmet etmeyi öğretmek, 5. İdeal sahibi yapmak, 6. Mücadeleye alıştırmak, 7. Disiplinli hale getirmek, 8. Çocuğu bugünle beraber yarına da hazırlamak, herhangi bir durumda yurt savunmasını başaracak güç sahibi yapmaktır. 
Bu hedeflere bakıldığında, Cumhuriyetin ilk yıllarından II. Dünya savaşı yılları da dahil olmak üzere, izcilikte hedeflenen olgunun, bireyleri aynı zamanda yurt savunmasına hazırlamak ve onları bu konularda bilinçli hale getirmek olduğu ortaya çıkacaktır. M. Kemal Atatürk ““Yurt savunması bakımından da hayli önemli olan izcilik, ferdi ve milli eğitim bakımlarından da o nispette önemlidir. Bütün hükümetlerde, izcilik teşkilatı birbiri ile adeta yarışırcasına yayılmakta, genişlemekte ve mensuplarını fikren, ahlaken, ilmen ve beden yetiştirmektedir” şeklinde beyanlarıyla izciliğin önemini, yayılması gerekliliğini ve amacını açıkça açıklamıştır. 
İzcilik çalışmaları Cumhuriyet dönemi içinde farklı kurum ya da kuruluşlara bağlı olarak sürdürülmesine karşılık, gelişimi durmamış ve kamp ve uluslararası çalışmalarla dünya izciliği içinde de önemli yer edinmiştir. Hem bilimsel hem de kurumsal yapısını gerçekleştirebilmiş bu kurumun daha iyi duruma gelebilmesi için yapısal ve örgütsel desteklerin sürdürülmesi, ülke çapında daha yoğun etkinlikler yapılması gereklidir…

GÜZELORDU YEREL TARİH ARAŞTIRMALARI

Bu haber 431 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum