Reklam

Güzel ülkemin türküsü olsun da varsın 81 vilayetten olsun. .

Ahmet Gazi Ayhan'dan alındığı ve derlendiği belirtilen türkü " #Yarim (Ağam ) İstanbul'u Mesken mi Tuttun " adı altında Kayseri türküsü Dinlediğiniz türkünün hikayesi , sözleri şu şekilde.

Güzel ülkemin türküsü olsun da varsın 81 vilayetten olsun. .

Ahmet Gazi Ayhan'dan alındığı ve derlendiği belirtilen türkü " #Yarim (Ağam ) İstanbul'u Mesken mi Tuttun " adı altında Kayseri türküsü Dinlediğiniz türkünün hikayesi , sözleri şu şekilde.

Güzel ülkemin türküsü olsun da varsın 81 vilayetten olsun. .
11 Ekim 2020 - 22:13


1930  lar başı tahminen . Çünkü soyadı yok bahsi geçen kadının da adamın da. 
Görücü usulü de olsa aşk  dolu bir evlilik. Kimine göre Nazlı gelin , kimine göre Nebiye gelin . Kimine göre sıvacı Mehmettir , kimine göre çalgıcı Ahmettir , ne fark eder. Acıyla , hasretle yakılmış bir ağıttır , dağlardan yankı yapan bu ezgidir. Anadolu kadınının eseridir. 
Küçük bir köy düğünü, mutlu bir 7 gün, ardından , ekmek parası için  İstanbul gurbetine giden , gidiş  o gidiş 7 yıl hiç haber alınamayan bir koca. 7 yıl Zeyrekdeki Tavasli bakkal Abdullaha gönderilen mektuplar ( akıbeti belli değil mektupların ) , 7 yıl namusuna leke sürdürmeyen bir gelin. 7 yıl boyunca bitmeyen dedikodu " gocan  İstanbul garılarını gördü seni unuttu , gocan İstanbulun çengi garılarını gördü senimi hatırlar " ve  en kötüsü , " sıva yaptığı duvarın altında kaldı gocan öleli  5 yıl oldu "  .. Bir de üstüne gördüğü rüya " çengi garıların yatağında Ahmet " .Tak eder canına , vurur kendini Erciyes eteklerine, bağırnın yanığı dilinden bu şekilde dökülür. 

Ağam İstanbul’u mesken mi tuttun?
Gördün güzelleri beni unuttun.
Sılaya dönmeye yemin mi ettin
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Ağam sen gideli yedi yıl oldu,
Diktiğin fidanlar meyveye geldi.
Seninle gidenler sılaya döndü.
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Ağam sakısını atmış sicime,
Feleğin ettiği gitti gücüme,
Allah yazmış anaların suçu ne?
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Ağamın giydiği ketenden gömlek,
Yoğimiş dünyada öksüze gülmek.
Bize yakışır mı gurbet beklemek?
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Ağam İstanbul’da salkım söğüttü,
Şahsını unuttum nasıl yiğitti?
Seninle gidenler oğlan büyüttü
Tez gel ağam tez gel eğlenmeyesin,
Orda güzel çoktur, evlenmeyesin.

Verdiğin yazmayı bürünmeyim mi?
Çıkıp da damlarda görünmeyim mi?
Ellere bakıp da yerinmeyim mi?
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Ağam sen gideli dışa çıkmadım,
Mor püsküllü yiğitlere bakmadım,
Zülfümü sakladım, fese sokmadım.
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.

Verdiğin yazmayı ateşe yaktım,
Çürüttüm ömrümü, yoluna baktım,
Ya senin tecellin, ya benim bahtım.
Gayri dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı.
(Gençlik elden gitti, gelmene lüzum kalmadı.)

Doğruysa  bu ezginin hikayesi Nebiye geline bir rahmet , derleyen , gün yüzüne çıkaran Ahmet Gazi Ayhana bir rahmet. Bu türküyü en güzel okuyan kıymetli Yıldız Ayhana da uzun ömürler. 
Siz değerli okurlara da saygı ve sevgiler 
Haydi mırıldanın siz de 
Kenan Celikman 2011

Bu haber 1146 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum