İnsanın gerçek anlamda düşünmeye başladığı andan itibaren merak güdüsünden beslenen; sorgulama, anlama ve ilişki kurma becerisi sayesinde kendisine en çok sorduğu sorular şunlar olmuştur.

Biz kimiz?
Nereden geldik?
Nereye gidiyoruz?
Niçin varız?
Yalnız mıyız?
Atalarımız ve akrabalarımız kim?
Evren ve yaşadığımız gezegen nasıl oluşmuştur?

Bu ve benzeri sorular karşısında bireysel veya insanlık olarak her zaman için cevaplayamadığımız sorular vardır ve daima olacaktır da. Ancak düşünen, merak eden ve sorgulayan insan, bu yol ayrım noktasında, cevapsız soruları bir kader olarak görmeyip, bu eksikliğin giderilmesi için çaba sarf eder.

Sahip olduğumuz bu temel özellik, hem geçmişimizi, hem bugünümüzü, hem de geleceğimizi anlama ve kavrama konusunda, biz insanları araştırmaya yönlendiren en önemli tetikleyici unsurdur.

İnsanlık tarihi, bu gibi benzer sorulara cevap arayışıyla geçmiştir denebilir. Nitekim bu çaba sayesinde, sorularımızın bir kısmı cevaplanmış, bir kısmının ise cevaplanabilmesi için daha çok çalışılması gerektiğinin farkına varılmıştır.

İnsanın bulunduğu döneme göre değişen düşünce ve bilgi düzeyine bağlı olarak bulduğu cevaplar veya yaklaşımlar; kullanılan yöntemle ilişkili olarak; sezgisel, dinsel, felsefi ve deneysel temele göre de birbirinden farklılıklar göstermektedir.

Homo Inguirens – Sorgulayan İnsan

İnsan merkezli geniş kapsamlı bir sorgulamanın yapıldığı Prof. Dr. Ümit LÜLEYAP tarafından kaleme alınan Homo Inguirens – Sorgulayan İnsan kitabının ana ekseninde, günümüzün genetik bilgileri başta olmak üzere; moleküler evrim, fizyoloji, biyokimya, histoloji ve mikrobiyoloji bilgileri doğrultusunda, insanın kökenine, kaybolan ve veya öne çıkan genlerine, hastalıklarına, çevreyle etkileşimine, genetik eksenli bir bakış açısı sunulmakta.

Ayrıca kitapta, gezegen tarihimizi 12 saat olarak varsaydığımızda son saniyelere karşılık gelen insanlaşma sürecinde; diğer canlılarla olan genetik akrabalığın derecesi; gelişmişlik, gen sayısı ve genom büyüklüğü ekseninde ele alınarak mutasyonların raslantı ve zorunluluk ilişkisi sorgulanmakta.

Buna ek olarak; insanlaşmanın öncü genleri ile konuşma dilinin genetik ayağı üzerinde durularak, enerji maliyeti açısından pahalı bir doku olan beynimizin dogmatik yapısıyla, günümüzün yaygın hastalıkları ile beslenme alışkanlıklarının ilişkisi, gen-çevre etkileşimi esas alınarak genlerin ve metabolizmanın evrim tarihine ışık tutulmaya çalışılmış.

Kitapta ayrıca, ırk ve öjeni kavramlarının genetik ilişkisi üzerinde durularak neolitik süreçte Göbeklitepe’nin ve Bereketli Hilal olarak tanımlanan coğrafyanın önemine vurgu yapılmakta…

Biz Kimiz başlığını taşıyan bölümde ise; Biz Türklerin Tarihi; dilbilimsel, sosyolojik ve genetik olarak ele alınmakta.

Akademisyen Kitapevi tarafından bu sene yayınlanan, 307 sayfalık bu kitap ile tarihte keyifli bir yolculuk yaparken aklınızdaki soruların bir çoğuna cevaplar bulabileceksiniz.

Kitabı İncelemek İsterseniz: Homo Inquirens – Sorgulayan İnsan

Matematiksel