ERDOĞAN'IN BİLMEDİĞİ....!!!
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

ERDOĞAN'IN BİLMEDİĞİ....!!!

28 Haziran 2021 - 11:23

Kusura bakmayın ama "söke-söke alırlar" tartışmasında Erdoğan haklı...
Osmanlı'da bizzat yaşanmış rezil bir örneği var bu söke-söke almanın...

Erdoğan, muhalefeti, "Bankaları ve projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar" diye suçluyor...
Tamam muhalefete saldırıyor ama... öte taraftan da yabancı ülkeler ve bankerlere de arka çıkıyor...
Bir tarafı olduğunu da göz ardı etmemek lazım...
Adeta o yabancı ülke ve bankerlerin ağzı ile bağırıyor Türk siyasetinin muhalefet kanadına...; Söke söke alırlar...

Ülkenin güvenlik stratejisini de yakından ilgilendiren bir projede yabancı ülkelerin ne işi var yahu...?
Erdoğan'ın sözlerinden anladığım şu; kanal projesi yabancı ülkelere pazarlanmış...
Bu ülkenin en kritik, en stratejik... güvenliği açısından en hassas olduğu boğazlar bölgesinden bahsediyoruz...
Yabancı ülkelerin en çok söz sahibi olmak istedikleri bir bölgeden...

Osmanlı borçlarını ödeyemeyince, Erdoğan'ın "söke söke" alırlar dediği banker ve ülkeler, Osmanlı'nın bağrına Duyunu Umumiye diye bir kurum kurmuştu... 
Ve bu kurum ile borçlarını daha kaynağından tahsil etmeye başlamışlardı...

Damga, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerin tüm gelirini Erdoğan'ın işaret ettiği 'SÖKE-SÖKE ALICILAR' toplamaya başladı...
Yani Osmanlı devletini dahi devreden çıkarmışlar, gelmişler ülkeye alacaklarını "söke-söke" alıyorlardı...
Kusura bakmayın da Erdoğan haklı...
Biliyor ne olacağını...

SÖKE-SÖKE ALICILAR tütün, tuz, alkollü içki, ipeği gibi üretimlerin vergilerine çökmekle kalmadılar... bunların üreticilerine de çöktüler...
Çiftçiler bu ürünlerini SÖKE-SÖKE ALICILARA, yine SÖKE-SÖKE ALICILARIN  belirlediği fiyattan vermek zorundaydı...

Mesela köylünün bırakın ürettiği tütünü istediği fiyattan istediğine satmasını, kendi içeceği tütünü dahi ayıramıyordu kenara... 
Ne ürettiyse hepsini 3 kuruşa rejiye, yani; SÖKE-SÖKE ALICILARA vermek... sonra da içeceği tütünü onlardan 10 kuruşa almaya mecbur bırakılmışlardı...
Bu 3 kuruş ve 10 kuruş ifadesi de lafın gelimi değil, bizzat kaynaklardaki rakamlar...

Yani bu ürünlerin sadece vergisine değil, gelirinin tamamına da çökmüştü yabancılar...
Ama ne çökme... vicdansız bir fiyat politikası ile resmen sömürüyorlardı...

Çökertme Türküsünü hepiniz bilirsiniz... Hani, "çökertmeden çıktım da Halil'im" diye başlayan...
Hah işte o dramatik Türki bu reji idaresinin zulmünü anlatır da, bizim kuşakların çoğu bunu bilmez...

Tütün çiftçisinden tütünü çok ucuza alıyordu, o SÖKE-SÖKE ALICI yabancı ülke ve bankerler...
Çiftçi ürettiği tütünü Yunanistan'a ulaştırırsa 10 katına kadar satabiliyordu...
Bazı çiftçiler kendilerini sefalete mahkum eden bu reji zulmüne karşı tütün kaçakçılığına başlamıştı...
Bu kez o SÖKE-SÖKE ALICILAR bu ülkede "kolcular" adı altında kendi haydut şebekesini kurdu....
Silahlı kolcular...
Bu kolcularla kendilerine karşı gelen 20 bin Türk çiftçisini öldürdüler...
Şaka değil; 20 bin...
Osmanlı devletinin içinde Osmanlı tebası 20 bin çiftçi...
O sebeple Erdoğan haklı...
Biliyor; SÖKE-SÖKE ALICILAR neler yapabilir... 
Yeter ki sen ülke olarak borçlan, belge altına imza atıp paçayı kaptır... onlar alacağını nasıl alır, anlaşmayı nasıl uygular biliyor..

Sonra işte Atatürk çıktı sahneye...
Bu SÖKE-SÖKE ALICILAR ve onların silahlı haydutlarını çil yavrusu gibi dağıtan süreç de başlamış oldu...
Kurtuluş savaşı falan derken ülkeyi yeniden kurdu...
Aldı karşısına bu SÖKE-SÖKE ALICILARI...
Vermedi bir daha bu ülkede Türk çiftçilerini öldürmelerine izin...
Ödedi paralarını, kaldırdı imtiyazlarını vurdu kıçlarına tekmeyi gönderdi...
Ogün bugündür Türk çiftçilerinin malına yabancılar çökemiyor... Malına çökene direndi diye kimse Türk çiftçisini öldüremiyor...

Ama işte bugünkü Türk çiftçileri bilmez bunları...
Çökertme türküsünün kendi mallarına çökülmesi, kendi kanlarının akıtılmasını anlattığını dahi bilmezler..
Hatta nedendir bilinmez; Atatürk politikalarını devam ettirmek isteyenlere oy vermez çiftçilerin büyük bölümü...
Bilmedikleri için de; SÖKE-SÖKE ALICILARI tercih eder oy verirken falan...

Neyse işte; bu zaten aynı zamanda TEKEL denen kurumumuzun hikayesi...
1862'de kurulan TEKEL'in...
Sonra yabancıların çöktüğü... Ve Atatürk tarafından 1925 yılında tekrar millileştirilen stratejik kurumlarımızdan TEKEL'in hikayesi...

Bu milli hikaye de zaten 'SÖKE-SÖKE' diyen Erdoğan'a kadar sürdü...
O iktidara gelince; Atatürk zamanında yabancıların elinden kurtarılarak millileştirilen TEKEL'i yeniden o yabancılara verdi...
Bunu da mı unuttuk yoksa...?
Bu yeni çünkü...
Adeta altın tepside sunmuştu hani...
Hatırladınız değil mi.. hah işte o TEKEL...

Erdoğan'ın 'Yabancı ülkeleri tehdit ediyorlar' diye, muhalefete ateş püskürmesine, "SÖKE-SÖKE ALIRLAR" diye tehdit etmesine.. bir anlamda o yabancı banker ve ülkelere arka çıkmasına şaşırmamak gerek...
Tarih tekerrür ediyor aslında...

Erdoğan biliyor yabancıların bu ülkeye hangi şartlarla geldiklerini...

O yabancılara ne güvenceler verdiğini, nelerin altına imza attığını biliyor...
Ödenmezse başımıza nelerin gelebileceğini biliyor...
Çökertme türküsünün, SÖKE-SÖKE ALICILARIN 20 bin Türk çiftçisini nasıl öldürdükleri ile ilgili bir kesiti anlattığını biliyor...

Bilmediği şu...;
Bu ülkede hep yabancı uşakları yetişmiyor...
Atatürkler de yetiştiriyor...

O Atatürkler de geliyor; TEKEL'de olduğu gibi, Türkü sömüren, Türk kanı içen yabancıları bu ülkeden söküp atıyor...

Bu milletin bağrında hala, kimi işçi, kimi memur, kimi hemşire, kimi doktor....
Kimi çiftçi, kimi esnaf milyonlarca Atatürk var...
Hep de olacak...
Evet; Erdoğan'ın bilmediği bu...
Ya da bilmek istemediği...

Bu yazı 331 defa okunmuştur .