BİLKENT DEKLARASYONU
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

BİLKENT DEKLARASYONU

01 Mart 2022 - 00:36


Necdet Topçuoğlu

Türk siyasetinin 6 Lideri bu gün Ankara Bilkent Otel de bir araya gelerek, Türkiye’nin kaybettiklerini toplamaya karar vermişlerdir. Tanrı fakiri sevindirmek için, önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Türkiye Cemaat destekli bir koalisyon tarafından adım adım kuruluş değerlerinden uzaklaştırılıp, rejim elden giderken muhalefet gerekli direnişi göstermemiştir. Şimdi kolay kaybettiklerini bin bir zorlukla geri toplamaya çalışmaktadırlar. Bu konu da DEVA ve Gelecek Partileri şimdi göstermiş oldukları kararlılığı, zamanında göstermiş olsalardı Türkiye bu sorunları yaşamammış olacaktı. Zamanı geri getirmek mümkün değildir. Bu gün yeniden Parlamenter Rejim mücadelesinin paydaşı olmaları önemlidir. Bundan sora yapılması gereken, ortak protokol çerçevesinde oluşturulan birliğin, güçlü bir enerjiye dönüştürülmesidir.

Toplantının organizatör bir kuruluş tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sunucu tercihi çok amatörce olmuştur. Konunun önemini kavrayan profesyonel bir kişi tercih edilmiş olsaydı, Genel Başkan Yardımcılarının konuşmaları sürecinde gereksiz cümleler kurulmamış olurdu. Genel Başkanların salona birlikte girmeleri, oturma düzenleri kusursuzdu. Protokol metnindeki konu başlıklarının Partiler arasındaki paylaşımı ve Genel Başkan Yardımcıları tarafından okunması mükemmeldi. Protokol metninin özenle ciltlenmiş olması, imzaların önceden atılması ve her lidere verilen nüshada tek imzaya ihtiyaç duyulması önemli bir detay olarak dikkatleri çekmiştir. İmza töreninden sonra verilen aile fotoğrafı, liderler arasındaki tebrikleşmeler gayet güzeldi. Liderler arasında en küçük bir rol kapma girişiminde bulunulmamış, eşit şartlarda toplanılmış olmanın gerekleri yerine getirilmiştir. Tören sonrasında yapılan bir saatlik değerlendirme toplantısı da yerinde olmuştur.

Protokol metninin başlığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem olarak takdim edilmiştir. Her şeyden önce bu bir rejimdir. Ancak söz konusu başlık ile, içeride yer alan konuların örtüşmediği görülmektedir. Kadın erkek eşitliğinden, mülakat sisteminin kaldırılmasına kadar birçok politik konuya yer verilmiştir. Ancak Parlamentonun güçlendirilmesiyle ilgili olarak gerekli bazı adımların atılması eksik kalmıştır. Deklarasyonda Merkez Bankası Başkanı, MİT başkanı, TÜİK Başkanı ve Büyükelçi seçimlerinin gösterilen adaylar arasından Meclis tarafından yapıldıktan sonra, Hükumet tarafından atanmaları yer almamıştır. Bu uygulama güçlü Parlamentoların olduğu ülkelerde yer almaktadır. Güçlendirilmiş Parlamentonun eski Parlamentodan faklarının olması zorunludur. Bu konunun biraz daha çalışılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer yandan Deklarasyonda Milletvekili seçimleri ile ilgili düzenleme öngörülmemiştir. Partilerde güçlü Genel Başkanlığın muhafaza edileceği ve Milletvekili listelerinin yine eskiden olduğu gibi Genel Başkanlar tarafından hazırlanacağı anlaşılmaktadır. Seçim ve Siyasi Partiler Kanunları demokratik yapıya kavuşturulup, Anayasal güvence altına alınmadıkça hiçbir şeyin eskisinden farklı olması beklenmemelidir. Aylardır çalışan heyetlerin bunları düşünmemiş olmaları mümkün değildir. Demek oluyor ki statükodan vaz geçmek kolay değildir. Halen 600 olan Milletvekili sayısının makul bir seviyeye indirilmesi görmezlikten gelinmiştir. Yasaların daha sağlıklı çıkması için, uzmanlık Meclisi olarak Senato kurulması akla gelmemiştir. Yapılan açıklamalarda bakın biz bunu bilmiyorduk, çok iyi düşünmüşler diyebileceğim bir yeniliğe rastlamış değilim.

Altı partinin ortak bir Deklarasyonla bir araya gelmeleri önemli bir başlangıçtır. Ortak metinde yer alan hususların tamamı olmasa bile çoğunluğunun hayata geçirilmesi, Demokrasimiz açısından büyük bir kazanım olacaktır. Bu partilere yeni katılımların olması için çaba gösterilmelidir. Bundan sonra siyasi gündeme damga vuracak olaylar karşısında ortak duruş sergilenmelidir. Halkımız bu birlik ve beraberliği görmek istemektedir. Seçmen muhalefet partilerinden sorunların dile getirilmesini değil, sorunların nasıl çözüleceğinin açıklanmasını beklemektedir. İktidar Blokunun bütün başarısızlıklarına rağmen %30 oranındaki kararsız seçmen, başka partilere gitmemektedir. Muhalefet kazanımlarını sadece İktidar Blokunum kaybetmesi üzerine kurmamalı, kazanmak için farklı çözüm yolları geliştirmelidir. Bu gün yapılan imza töreninden sonra Selahattin Demirtaş tarafından Demokrasiye destek vurgusu ayrı bir anlam taşımaktadır. Bundan sonra arzu edenler, isterlerse destek için İmralı’ya gidebilirler.

Altılar mutabakatı incelendiğinde, ele alınan bütün konular iktidara geldikten sonra nelerin yapılacağını kapsamaktadır. Esas öncelik iktidara nasıl gelineceği konusunda güçlü birlik oluşturulmasıdır. Ata yem tersinden değil, ağzından verilir. Seçimi kazanmadan yapılacakları konuşmak, kasaptaki ete soğan doğramaya benzer. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Türkiye’yi derin kültürel tartışmaların içine sokacak veya rakibe belden aşağı vurma fırsatı verecek girişimlerden uzak durulmalıdır. Mecliste önce 360, sonra mümkünse 400 Milletvekili çıkarılabilmek için her türlü girişimler denenmelidir. Türkiye Demokrasiye dönme konusunda son bir fırsat ile karşı karşıyadır. Altın değerindeki bu fırsat siyasi hesaplara kurban edilmemelidir
 

Bu yazı 564 defa okunmuştur .