SÖZ SAVUNMANIN

Necdet Topçuoğlu

Hatırlanacağı gibi, 5 Nisan 1958 yılında İzmir’de barolar arası bir kurul oluşturulmuş ve Türkiye Barolar Birliği’nin kurulması yolunda bir karar alınmıştır. Türkiye Barolar Birliğinin o karardan sonra yapılan mücadelelerle kuruluşu gerçekleşmiştir. İşte o toplantıda 5 Nisan tarihinin Avukatlar Günü olarak kutlanmasına karar verildiği bilinmektedir.

Avukatlar, müvekkillerinin haklarını savunmak için, tüm zorluklara göğüs geren, inandığı gerçekler için herkesi karşısına almaya cesaret eden, ancak çoğu zaman hak ettiği değeri göremeyen, yargının kurucu unsuru olan savunma makamının olmazsa olmazı sayılan, müvekkillerini iddia makamı karşısında en iyi şekilde savunma mücadelesi veren meslek mensuplarıdır.

Avukatların “Cübbelerinin yeşil kısmı hukuk davalarını, kırmızı kısmı ceza davalarını, yakalarındaki sarı renk idareyi temsil etmektedir. Yaptıkları görev Kamu hizmeti olduğundan cübbelerinin cepleri, bağımsız olduklarından düğmeleri yoktur. Cübbelerinin siyah rengi yasaların otoritesini Adalete hizmet eden mesleklerinin ağırlığını temsil etmektedir. Siyah renk Adaletin rengidir, aslında bütün renkler siyahın içinde eriyip kaynaşmışlardır.

Avukatlar savunmalarında ırk, din, dil, fakir, zengin, güçlü, güçsüz, güzel, çirkin ayrımı yapmadan eşit olarak, her bireyin kutsal hakkını savunmak için mücadele etmektedirler. Onlar birer adalet savaşçılarıdır. Adaletin tecelli ettiği her an avukatlar için, övünç kaynağıdır. Bunu çok sayıda avukat dostu olan bir yurttaş olarak yaşayarak gördüm. Avukatlar herkesin dilinden anlarlar, her bireyi dinlerler, her bireyin kutsal savunma hakkı olduğunu bilirler ve haklarını teslim almak için tüm bilgilerini ve vizyonlarını ortaya koyarlar.

Şüphesiz her mesleğin beşeri hayatta bir önemi vardır. Ben bir mühendis olarak bu özel günlerinde avukatlık mesleği hakkındaki samimi düşüncelerimi dile getirmeye çalıştım. Yargının sacayaklarından birisi olan avukatlık mesleğini bir yurttaş olarak kendi yanımda taraf olarak görmekteyim. Bu nedenle yargı ve iddia makamları arasında ben de kendimi onların tarafında görüyorum.

Hayatımın belli dönemlerinde profesyonel olarak vekalet verdiğim avukatlarım olmuştur. Bizim yurttaş olarak tüm yasaları bilmemiz mümkün değildir. Ancak yasaları bilmemek de bahane olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle her yurttaşın bir avukata ihtiyacı vardır. Her mesleğin en iyileri olduğu gibi, avukatlık mesleğinin de en iyileri vardır. Halk arasında en iyi avukat tanımlanırken, müvekkilini ipten alan avukat olarak tanımlanmaktadır.

Avukat sözcüğünün kökeni eski Roma’ya kadar uzanmaktadır.
Roma’da Advo Catus “üstün, ayrıcalıklı, güzel konuşan” anlamına gelmektedir. Avukatlık mesleği tarih boyunca çok konuşup tartışılmış bir meslektir. Fransa’da 1800’lü yıllar da, ünlü avukat Berryer fakirlik içinde ölürken genç meslektaşları,
– Üstat, demişler, ayaklarınızın altına altın torbalar koymuşlardı, neden almadınız?
– Almak için eğilmek gerekiyordu, demiştir. Ünlü avukat Berryer onurlu duruşun sembolü olarak tarihe geçmiştir.

Doktorlar için bir söz vardır. “Allah düşürmesin, eksikliğini de göstermesin.” Aynı cümleyi avukatlar için de söylemek mümkündür. ”Allah muhtaç etmesin, ama eksikliğini de göstermesin.’’ Bu vesileyle, başta yakın arkadaşlarım olmak üzere, tüm avukatlarımızın 5 Nisan ‘’Avukatlar Günü’’ nü kutlar, sorunlardan uzak, sağlıklı ve mutlu ömürler dilerim.