MEHMET NUSRET, NASIL AZİZ NESİN OLDU ?
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

MEHMET NUSRET, NASIL AZİZ NESİN OLDU ?

14 Eylül 2023 - 10:39


------------------------------
“Cübbe giydirdiler; başına sarık bağladılar. Kasımpaşa Büyük Cami' de öğle namazlarından sonra Kur'an okudu. O’ nu dinleyenler ağladı ve tecvid bilmesine şaşırdı.
Hafızdı ama yaşı küçüktü… Öyle ki, annesi oruç tutmasını istemiyordu. Babası bile, sadece ramazanın ilk ve son günü oruç tutmasına izin verdi. Oysa o, çocukluğunda bile aksatmadan oruç tuttu...
Ve…
Ramazan'da kimi günler tekkede zikire katıldı. Üstünde beyaz bir entari, bir hırka, başında tepesi tuğralı bir arakiye vardı. Semahanenin ortasında on tane derviş dönüyordu; içlerinden biri Mehmet Nusret'ti...
Dervişler; yanaklarına uçları sivri şiş batırıyordu. Batıran dervişlerden biri de Mehmet Nusret'ti.
Mehmet Nusret, çocukluğunu hiç yaşayamadı. Hiç çember çevirmedi, zıpzıp, bilye hiç almadı eline, uçurtma uçuramadı, körebe, elim sende, uzuneşek, birdirbir oynayamadı.
“Çocuk olmuş tek bir günüm yok" diyecekti yıllar sonra…
Define arayan babası ise, II. Abdülhamit hayranıydı. Mustafa Kemal'i sevmiyordu ve O’ na "Kör Kemal" diyordu! Çevresi de öyleydi. Ve bağlı olduğu Çürüklük Dergahı şeyhinin oğlu, Ankara'daki millicilerle savaşmak için Kuvay-i İnzibatiye’ ye yazılmıştı...
Oysa Galip Amcası, Kuvayı Milliye'den yanaydı. Garplılaşmadan yanaydı. Medeniyetten yanaydı.
Yıllar sonra şöyle diyecekti: "Galip Amca olmasaydı beni okutup yetiştirmeseydi, ben bugünkü ben olamazdım.. Anama ve ona çok şey borçluyum…"
Annesi, oğlunu hükümet mektebine ("Mekteb-i İptidaiye" / "İptidai Mektebi") vermek istiyordu. Babası ise hükümetten gelen her şeye karşı idi. O’ nun isteğine göre oğlu Mehmet Nusret; hafız, derviş ya da sarıklı hoca olacaktı...
O dönem, "tenassur" yani "Hristiyan olmak", diye bir söz vardı; babasına göre hükümet mektebine gidenler, tenassur ediyor ve kafir oluyorlardı…
Osmanlı bitmiş, Cumhuriyet kurulmuştu…
Babası nasıl kızmasın; Çürüklük Tekkesi şeyhinden "postnişin" icazeti almıştı; yani kendisi tekke kurabilecekti. Tam kuracakken Cumhuriyet tekkeleri kapattı...
Babasının istemediği Cumhuriyet, yıllardır işsizlik çeken amca Galip Hoca'yı Gebze'nin Balçık Köyü'ne öğretmen atadı. Öğrencisi Mehmet Nusret ise o istenmeyen Cumhuriyet sayesinde ilk parasını kazandı; rakam 50 kuruştu...
Ve yeni yasaya göre, artık imamlar sınavdan geçecek ve sınavı veremeyenlerin imamlığı da ellerinden alınacaktı. 
Mehmet Nusret, Kasımpaşa pazar yerinin dibinde bir caminin imamına, haftada 50 kuruşa Tecvid ve Arapça öğretmeye başladı.
Ama Cumhuriyet, Mehmet Nusret'in yaşamını kökten değiştirdi; 1924' te İstanbul Süleymaniye' deki devlet okulu olan, Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi' ne üçüncü sınıftan başladı...
O, Ressam olmak istiyordu… Annesi ise deniz subayı olsun diyordu...
12 yaşında ise annesini veremden kaybetti. Annesinin son sözü; "Oğlum yatılı okuyor, gözlerim açık gitmeyecek" oldu…
Darüşşafaka ve ardından Kuleli Askeri Lisesi…
Ve Mehmet Nusret nihayet subay çıktı..
Ve zamanla "Aziz Nesin" oldu…”
O, yazdıklarıyla, söyledikleriyle toplumda yepyeni tartışmalar yarattı.. Ve topluma aynalık etmek suretiyle, kendi kendini yargılamasına iterek halkın aydınlanmasına yol açan mizah ustası ve dava adamı oldu...
Ölmeden hemen önce verdiği bir ropörtajda şunları söyledi;
“Yarın bugünden kötü olacaktır. Çünkü dün bugünden iyidir....” diyerek, toplumun bir kesimini, medyayı ve mevcut yönetimini eleştirdi...
Bugün Mehmet Nusret, namı diğer Aziz Nesin’ in ölüm yıl dönümü...
Ruhu şad olsun. Mezarı yoktur, çocuklar için kurmuş olduğu matematik köyünün bahçesinde sadece oğlu Prof. Dr. Ali Nesin'in bildiği bir yerde yatmaktadır.

Bu yazı 187 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum