KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANETLER
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANETLER

06 Aralık 2021 - 00:07


Necdet Topçuoğlu

Bireyin, insanları veya durumları değerlendirmesiyle, akıl ve ruh sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Araştırmalar, başkaları hakkında beklenti içinde bulunan bireylerin, bu beklentilerle, onların davranışlarına
yön verebildiklerini göstermektedir. “Kendini Gerçekleştiren Kehanet” olarak
bilinen bu fenomen, bir kişinin beklentisinin, başka bir kişinin davranışları
üzerinde güçlü etkisinin olduğunu ifade etmektedir. Bu durumun düşüncelerin ürettiği enerjiden kaynaklandığı söylenmektedir. Bu bağlamda, çocuklarından yüksek performans bekleyen anne ve babaların, onların hakkındaki beklentilerini yüksek tutmaları gerekmektedir.
Diğer yandan kendini gerçekleştiren kehanetlerin karanlık bir tarafı daha vardır. Bu tarafa olumsuz beklentilerin olumsuz sonuçlar doğurduğu “Golem Etkisi” adı verilmektedir. Dolayısıyla anne ve babaların kendini gerçekleştiren kehanet kavramın hangi tarafını kullanmaları gerektiği çok önemlidir. Çocuğum ya başarısız olursa şeklindeki olumsuz düşüncenin negatif enerji ürettiği ve çocuğun başarısını olumsuz etkilediği belirtilmektedir. Dua ederken kişi tüm benliği ile olumlu düşündüğü için, iyi sonuç alındığında işte duanın gücü budur denilmektedir. Dua bekleyenlerde farkında olmadan bu enerjiden söz etmektedirler.
Bu kavramın kültürümüzdeki karşılığı, “Ne ekerseniz, onu biçersiniz” “Ne verirseniz, onu alırsınız” “İyi düşün, iyi olsun” şeklinde ifade edilmektedir. İlişkiler açısından bakıldığında ise, kendini gerçekleştiren kehanetin halk söyleyişi karşılığının “bir insana kırk gün deli dersen, deli olur” olduğunu görüyoruz. Bireysel psikoloji karşılığının ise “aklıma gelen başıma geldi” söyleyişi olduğunu söylemek mümkündür. Hatta başa gelmesinden korkulan beklentiler veya kehanetler için halk arasında “şeytan kulağına kurşun” söyleyişi de kullanılmaktadır.
Kehanet sözcüğü TDK sözlüğünde “bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme” olarak tarif edilmiştir. “Kehanet” kavramının toplumsal alan içindeki yelpazesinin oldukça geniş olduğu görülmektedir. Bu kavramın izlerini mitolojide, edebiyatta, heykelde, ekonomide, siyasette, eğitimde, teolojide ve hatta çağdaş yönetim anlayışı içinde görmek mümkündür. Teolojide Hz. Musa’nın doğum zamanı yaklaştığında Firavunun kâhinleri ona, “iyi bil ki, biz ilmimizle bulduk, İsrail oğullarından bir erkek çocuğu doğacaktır. O çocuk gelecekte senin saltanatını yenecek ve senin dinini de değiştirecektir” derler. Firavun, bunun üzerine İsrail oğullarından doğan her erkek çocuğun öldürülmesini emreder.
Yunan Mitolojisinde kehanet sözcüğü ile anılan iki kahraman vardır. Biri Oidipus, diğeri ise Pygmalion’dur. Karşılaştığı bir kâhinin kendisine babasını öldürüp annesiyle evleneceğini söylemesiyle sarsılan ve yoldan çıkan Oidipus, kehanetin gerçekleşmesi nedeniyle Yunan Mitolojisinin en trajik kahramanı sayılmaktadır. Bilim insanları erkek çocukların annelerini kıskanmalarını Oidipus kıskançlığı olarak tanımlamaktadırlar.
Pygmalion ise kadın düşmanı Kıbrıs’lı bir heykeltıraştır. Ömür boyu evlenmemek üzere ant içmiştir. İdealindeki kadını ortaya koymak adına uzun süre fildişinden bir kadın heykeli üzerinde çalışmıştır. Sonuçta Pygmalion eşi benzeri olmayan güzellikte bir eser meydana getirmiştir. Adını da “Galatea” koymuştur. Galatea’ya sırılsıklam âşık olan Pygmalion, onunla konuşmaya, ona hediyeler ve elbiseler almaya başlamıştır. Üstelik düşlerinde hep onun canlandığını görmektedir. Nihayet bir gün Pygmalion, Aşk Tanrıçası Venüs’ten, oyduğu heykele benzeyen bir gelin ister. Pygmalion’un dileği kabul olur. Eve döndüğünde Galatea’yı canlı olarak karşısında durduğunu görmüştür.
Bazı insanlar dua ederken kim benim için ne düşünüyorsa, Tanrı ona iki katını versin derler. Bunun anlamı iyi düşünenlere iyilik, kötü düşünenlere de kötülük dilemektir. Bekledikleri başarıyı elde edemeyenler, mutlaka göze geldiklerinden söz ederler. Dua ederken de yaratan seni kem gözlerden korusun denilmektedir. Nazar duası okunmasının temelinde de pozitif enerji üretilmesi söz konusudur. Ailemin bazı bireyleri bedenlerinde ağırlık hissettiklerinde, senin nefesin bize iyi geliyor diye benden nazar duası okumamı isterler. Bu da benim onların iyileşmesi için inanarak dua ettiğimi ve pozitif enerji gönderdiğimi ifade etmektedir.
Son günlerde ülkemizin geldiği durum hepimizin malumudur. Kendisini gerçekleştiren kehanetlerin ışığında olumlu düşüncelerimizle pozitif enerji üretelim. Herkesin aynı konuda olumlu düşünmesi zorunlu değildir. Her ne düşünürsek düşünelim ülkemizin faydasına olduğuna inanmamız gerekir. Ben ülkemizi bu duruma getirenlerden kurtulmamız yönünde düşünce üreteceğim. Umutsuzluğa kapılmadan bütün olumsuz duygulardan arınmış bir şekilde düşüncelerimizi yoğunlaştıralım. İnanmak başarmanın yarısıdır sözünü gerçekleştirelim.

Bu yazı 328 defa okunmuştur .