SİYASETİN YAKAN ATEŞİ
Reklam
Kenan Güzel

Kenan Güzel

[email protected]

SİYASETİN YAKAN ATEŞİ

05 Ağustos 2023 - 20:11


Zalimle Mazlumun İlk Karşılaşması
SAİD BİN CÜBEYR (ra)
 ( 2.Bölüm)
 

İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan ve mücadelesi takdire yaşan Said bin Cübeyir ile Zalim Haccac'ın ilk karşılaşması, İbni Abbas'ın ders halkasında olmuştu. Said o zamanlar yirmili yaşlarında genç bir delikanlıdır. O gün Haccac da ders halkasına katılmış burada ilk defa gördüğü ilmi ve zekasına hayran kaldığı Said’i gözüne kestirir.

Dersten sonra bu delikanlıyı yanına çağıarark; ''Sen çok zeki ve akıllı bir talebesin. İleride önemli yerlere gelebilecek bir ilme bir karaktere sahipsin. Ama o günler gelince devlete karşı uslu dur '' diyerek onu ikaz etmekten de kendini alamaz. Çünkü, onun gibi omurgalı gençler, kendisi gibi omurgasızlar için her zaman büyük bir tehlike arz ediyordu. Haccac'ın mancınıklarla Mekke'yi taşa tutup Abdullah İbn’i Zübeyir'i öldürdüğü tarihte zalimle mazlumun yolları ikinci defa kesişir. Said'in içinde Haccac'a karşı büyük bir nefret vardır. Çünkü Ebrehe'in yapamadığını Müslümanların kıblesine o yapmış, Peygamber şehrini talan edip, Kabe'yi adeta yerle bir etmişti.
 
İşte zalim Haccac ile mazlum Said, böyle bir zamanda tekrar karşılaşır. Haccac, Said'den hemen kendisine biat etmesini ister ama, Said kendisine biat etmek istemez. Kader denk noktasına bakın ki, yıllar önce İbni Abbas'ın ders halkasında uyardığı akıllı genç, bu gün kendisine biat etmek istemiyordu. Said'in kendisine biat etmeyeceğini anlayan Haccac, bu defa onu tehdit etmeye başlar ama, Said bunlara da aldırış etmez. Ama zalim, Said'in bu diklenmesini asla karşılıksız bırakmayacaktı.
 
Uzun süre taktiksel zalimlikleriyle bir başarıya ulaşamayacağını anlayan Haccac, son çare olarak Said'in hapsedilmesini emreder. Zindanlarda kendisine türlü türlü işkence yapılarak, değişik iftiralarla etrafındaki dost ve arkadaşlarını, öğrencilerini bir bir kendisinden koparmaya çalışılır. Bu olaya karşısında, irşat ve tebliğ halkalarının bir bir kopması ve insanların boşlukta kalmasına gönlü bir türlü razı olmaz. İstemeyerek te olsa saraya biat ederek, onlara yakın durmak zorunda kalır.

 Siyasetin Yakan Ateşi
'' Menfaatlerine göre istikamet değiştirerek dünkü dostluğu bugün düşmanlık haline koyan, haklıyı önce himaye ederek avuçlarının içine aldıktan sonra  yere vuran, söz verdiği dostluğa en zayıf anında ihanet eden bu siyaset sanatkarlığı... bir zamanlar işlerimizi yolunda  götürür fakat, hiç bir zaman bizi kuvvetli yapamaz ''    Evet, Said istemese de saraya biat etmesiyle Haccac ile aralarında  bir yakınlaşmayı da başlatmış olur. Zaten, siyasetin yakan ateşi çok yakında onu da yakmaya başlayacaktı ama, Allah şartları olgunlaştırıncaya kadar içindeki duygularını açığa vurmayacak, saraya yakın görünerek irşad ve tebliğ vazifesine devam edecekti.
 
Said'in kendisini koşulsuz olarak kabul ettiğini düşünen Haccac, onu Küfe'nin baş kadılık vazifesine getirir. Fakat bu o kadar da kolay olmayacaktı. Çünkü Emevi devlet siyasetinin milliyetçilik, kavmiyetçilik kriterleri, Arap olmayan Said gibilerinin devlet kademelerinde görev almalarına imkan tanımıyordu.

Bunu duyan Ümeyyeoğulları, sürekli Haccac'a baskı yapmaya başlarlar. Bu baskılara daha fazla dayanamayan Haccac, Said'i bu görevden almak zorunda kalır. Haccac'ın ona bu kadar düşkün olması, onu gerçek manada sevmesiyle alakalı değil, siyasi kalp ve kafaları esir eden menfaatten ileri gelen bir sevgi idi.  Çünkü Haccac, ileride Said'e karşı olan bu sevgisini çıkarları doğrultusunda kullanarak kendi politikalarına alet etmeyi düşünüyordu.
 
Yollar Sarpa Sardı
Bu arada Haccac, Sicistan’a Abdurrahman İbn Muhammed komutasında 40 bin kişilik bir ordu gönderme hazırlığı yapıyordu. Mevcut siyasi ortamdan iyice bunalan Said, bu orduya katılıp, bu sıkıcı atmosferden biraz olsun uzaklaşmayı düşünüyordu. Bu isteği ilk başlarda kabul görmese de, onu kırmak istemeyen Haccac, onun da bu orduya katılmasına izin verir.

Ordu Sicistan'a varır ve fetihlere başlar. Mevsim kıştır ve soğuk kış şartlarında ordu dönüş yolunda zorlanır. Ordu komutanı Muhammed, çareyi Haccac'a mektup yazmakta bulur. Yazdığı mektupta ordunun bu zor şartlar altına geri dönmesinin çok zor olacağını, bundan dolayı ordunun biraz daha burada konaklamasının daha isabetli olacağını bildirir ama Haccac, fetihleri tamamlayarak ordunun derhal geri dönmesini emreder
.
Muhammed, ikinci bir mektup daha gönderir fakat, Haccac’ın kararı kesindir. Bu defa ordu komutanı Haccac'a cevabi bir mektup yazarak, kendisine itaat etmeyeceğini ve ordunun burada konaklayacağını bildirir. Artık ipler kopmuş, bu isyan Haccac'ı deliye döndürmüştü. Ordu komutanı Abdullah bin Muhammed'e ilk destek Said bin Cübeyir'den gelir. Çünkü Said, Haccac'a biat etmenin ve siyasilere yakın durma kararının ne kadar yanlış olduğunu anlamış ve ordu komutanına destek vererek, zalime karşı mazlumun yanında yer alacağını bildirir.
 
 3.Bölümde:  Son Durak Azerbaycan
 

Bu yazı 442 defa okunmuştur .